Çocukların 250’siyle yapılan istatistiksel araştırmaya göre istismara maruz kalan veya ihmal edildiği düşünülen çocukların yüzde 58‘inin kız, yüzde 42‘sinin erkek çocuk olduğu gözlenirken, vakaların yüzde 17.6‘sının fiziksel, yüzde 13.6‘sının duygusal, yüzde 40.4‘ünün cinsel istismara, yüzde 28.4‘ünün de ihmale maruz kaldığı tespit edildi.
EÜTF Çocuk Koruma Birimi’nde, Nisan 2009-Ekim 2015 tarihleri arasında yaklaşık 500 vaka, çocuk ihmali ve istismarı olarak değerlendirildi. Bu vakaların yaklaşık 200‘ünün resmi bildirimi yapılırken, belirtilen hastaların 250’siyle istatistiksel araştırma yapıldı.
İstismara maruz kalan veya ihmal edildiği düşünülen çocukların yüzde 58‘inin kız, yüzde 42‘sinin de erkek çocuk olduğu gözlendi. Bu çocuklarının yaş aralığı 1 ile 17 arasında değişiyor. Vakaların yüzde 17.6‘sının fiziksel istismara, yüzde 13.6 ‘sının duygusal istismara, yüzde 28.4‘ünün ihmale ve yüzde 40.4‘ünün de cinsel istismara maruz kaldığı tespit edildi.
YÜZDE 78.8’İ EVDE İSTİSMARA UĞRUYOR
Çocukların istismara ve ihmale maruz kaldıkları yerin yüzde 78.8‘inin ev, yüzde 4.4‘ünün okul, yüzde 16‘sının sokak ve yüzde 0.2‘sinin yurt olduğu görüldü.
Bu çocukların ailelerine bakıldığında ise, yüzde 58.8‘inin çekirdek ailesinin, yüzde 36‘sının parçalanmış ailesinin, yüzde 5.2‘sinin de geniş ailesinin olduğu fark edildi. Çocuğun istismara veya ihmale maruz kaldığı yerin ise, yüzde 73.6’sının il merkezi, yüzde 17.6’sının ilçe merkezi ve yüzde 8.8’inin köy olduğu görüldü.
CİNSEL İSTİSMARDA KIZ ÇOCUKLARININ ORANI YÜZDE 44.2
İstismar tiplerine göre çocukların cinsiyet dağılımına bakıldığında fiziksel istismar erkeklerde yüzde 24.8, kızlarda ise yüzde 12.4 olarak saptandı.
Toplumuzda fiziksel istismara erkek çocukların daha fazla maruz kaldığı görülürken, cinsel istismara maruz kalmada ise kız çocukların oranı yüzde 44.2 iken erkek çocukların oranının yüzde 35.2 olduğu görüldü. Duygusal istismara maruz kalmada kızların oranı yüzde 14.4, erkeklerin oranı ise yüzde 12.4. İhmal edilen kız çocukların oranı yüzde 29 ve erkek çocukların oranı yüzde 27.6 olarak tespit edildi.
İSTİSMAR EDENLERDE BENZER İSTİSMAR ÖYKÜSÜ GÖRÜLDÜ
Çocukları istismar eden veya ihmal edenlerin genel özelliklerine bakıldığında ise erkeklerin oranının yüzde 86.5 olduğu, kadınların oranının ise yüzde 13.5 olduğu görüldü. İstismar eden kişilerin bağımlılık durumlarına bakıldığında ise yüzde 13.4 oranında alkol bağımlılığı, yüzde 4.4 oranında da ilaç bağımlılıkları olduğu gözlendi. Yine istismar ve ihmal eden kişilerin kendi aile dinamiklerine bakıldığında yüzde 25 oranında aile içi (ebeveynler arası) şiddet olduğu öğrenildi.
İstismar veya ihmal eden kişilerin yüzde 21.6‘sının da benzer bir istismar öyküsü olduğu, yani kendisinin de istismara maruz kaldığı öğrenildi.
“KÜÇÜK ÇOCUKLAR FARKINDA BİLE OLMAYABİLİYOR”
Çocuklarda istismar ve ihmal hakkında değerlendirmede bulunan Uzman Psikolog Seval Baysal, “Çocukların davranışlarında değişiklik, tedirginlik, huzursuzluk, kaygı varsa, bulunduğu ortamlardan kaçma durumu, altına kaçırma, yeme bozukluğu, tırnak yeme, uyku sorunu oluyorsa, kısaca olağan dışı bir durum oluyorsa istismar ve ihmal ihtimali düşünebilir.
Belirtileri genellikle bu şekilde oluyor. Çocuklar, genellikle istismara maruz kaldıklarında açık olmuyorlar. Küçük çocuklar istismara uğradıklarının bazen farkında bile olmuyorlar. Bazen doğalı bu zannediyorlar, ya da korktukları için söyleyemiyorlar. Bazen ‘nasıl söylenir ki bu?’ deyip utanıyorlar” dedi.
“TEHLİKE ASLINDA EVİN İÇİNDE”
Bu tip olayların toplumda fazla gündeme gelmediğini, daha çok aile içinde kaldığını ifade eden Baysal, fiziksel, duygusal, cinsel istismar ile ihmal hakkında şöyle konuştu: “İstismar ve ihmal toplumda çok fazla var. Kız ve erkek oranları da birbirine çok yakın.
Fiziksel istismar; genellikle aile içinde, okulda, yakın çevrede gözleniyor. Duygusal istismara ailelerin aşağılaması, hakaret etmesini örnek olarak verebiliriz. İhmal de daha çok aile içinde gözleniyor. Yurt dışında bir çocuk dayak yiyorsa hemen duruma el konuyor ve çocuk aileden uzaklaştırılıyor. Bizde hukuksal yaptırımlar yeterli değil. Cinsel istismar söz konusu olduğunda ise burada kanunlar daha çok devreye giriyor. Cinsel istismarda belirli hukuksal cezalar var.
Cinsel istismar aile içinde ve yakın çevrede de gözleniyor. Durumu fark eden aile bireyleri tarafından hemen ilgili birimlere başvurulması lazım ancak tehditten, korkudan, hukuki yaptırımlardan dolayı genelde gizli kalıyor. Tehlike aslında evin içinde ve yakın çevrede. Bu yüzden de gizliyorlar.”
“GİZLENMEMELİ”
Özellikle cinsel istismara uğrayan çocuklar bir uzmana görünmezse ileride kaygı bozukluğu, depresyon, ilişkilerde sorun, öfke patlamaları, saldırgan davranışlar, cinsel kimlik karmaşası gözlenebildiğini ifade eden Baysal, “Aile içince cinsel istismar var ise fark eden kişinin gizlememesi ve en kısa zamanda çocuğu bir uzmana götürmesi lazım.
Çocuğun psikolojik destek alması gerekiyor. Fiziksel ve duygusal istismar ile ihmalde ise en önemli şey eğitim. Aile terapisi gerekiyor. Bazen ‘çocuk sorunlu’ diye getiriyorlar ama baktığın zaman çatışmalı ailesi, mutsuz bir ailesi var. O çocuk zaten mutlu bir ailede değil. Önce ailenin eğitilmesi gerekiyor” dedi. iha