Halk arasında “Aşık Ali” olarak tanınan Xelifanlı Ali’nin hayat hikayesi de, birbirlerine kavuşmayan Mem ile Zîn, Xec ile Siyabend, Leyla ile Mecnun, Ferhad ile Şirin gibi büyük aşk destanlarını aratmayacak türdendi.
1940’lı yılların başında Erbil’in Soran ilçesine bağlı Sireşme köyünde dünyaya gelen Ali, çobanlık yaptığı köyde bir kıza aşık oldu. Birkaç defa sevdiğini istemeye giden genç çoban kızın ailesi tarafından reddedildi.
Sevdiğine kavuşamayacağını anlayan Ali, 1963 yılında Xelifan ve Diyana kazaları arasındaki sarp Elibeg Vadisi’ni mesken tuttu.
Vefatından önce Rûdaw’ın kendisi hakkında yaptığı haberde, Irak’ta Ahmed Hasan el-Bekir’in başbakanlığa getirildiği 1963’teki darbesinden iki gün sonra evi terk ettiğini belirtmişti.
Toplumdan uzakta, dağlarda ve mağaralarda yaşamını sürdüren talihsiz adam, halk içerisinde “mecnun” olarak tanındı. Onun bu azim ve sevgisine saygı duyanlar ise onu ziyaret etmeyi ihmal etmedi.
Aşık Ali aynı haberde, “Dağdaki kurtlar ve kuşlar gibi yaşadım” demişti.
2012’de dönemin başbakanı Neçirvan Barzani, turistik Elibeg Vadisi’ni ziyaret ettiğinde Aşık Ali’nin hikayesini dinleyerek etkilendi. Dağları terk etmemekte kararlı olan Aşık için vadinin eteklerinde bir ev yapılması talimatı verdi.
O tarihten beri Mecnun Ali’nin Elibeg Vadisi’ndeki küçük evi, gelip geçen ziyaretçilerin ve namını duyan turislerin uğrak mekanı oldu.
Aşık Ali evini, 14 Şubat Sevgililer gününde kendisine getirilen hediyelerle süsledi.
İlerleyen yaşı ile birlikte sağlık problemleri yaşayan Aşık Ali, 3 gün önce Erbil’deki bir hastaneye kaldırıldı.
Ömrü aşkın yası ile geçen Aşık Ali, bugün hayata veda etti. Aşık Ali, doğduğu ve sevipte kavuşamadığı Sireşme köyünde son yolculuğuna uğurlandı. Dış basından