Beraber liseyi okuduk. Toprak sahalarda birlikte top koşturduk. Okul bando-tranpet takımında yeşil renkte aynı gömleği giydik. Okul eğlence programlarında o şarkı ben şiir okurduk. Derken kader onu İstanbul yolcusu yaptı ve iyi ki de yapmış.
Bir insanı sevmek çok zordur, sevmemek ise çok kolaydır. Bir insanı anlamak için tanımak ve doğru bakmak lazım. Aydın AYDIN kardeşimiz bana göre çok doğru şeylere imza atıyor.
Kuraklık, susuzluk, kadına ve çocuklara şiddet, trafik canavarı, sigara, sebze meyve, hayvan ve insan hakları gibi tüm konularda, yani ülkemiz ve dünyanın başına dert olan her konuda dikkat çekmek adına duyarlı davrandı. Adalet, hak, hukuk için sokaklara dökülen mazlum halkın sahnedeki versiyonudur Aydın AYDIN… Tepki ve protestonun rengi aynıdır. O sesiyle, şarkılarıyla, sanatıyla, çevreci kişiliğiyle yok olmaya yüz tutmuş, bizi bizden kopartan sorumsuzluklarımıza karşı dürttü bizi.
Türkiye son zamanlarda ALS hastalarına dikkat çekmek için bir kampanya başlattı. Kimisi kafasına buzlu soğuk su, kimisi kum döktü. Aydın AYDIN, gündemden geri kalmadı, duyarlılığından taviz vermedi ve Bağışlı’ya bağlı Mendeni yaylasında kafasına süt döktürerek, berivanlarla mesaj verdi. Hakkari onu anlamazken, beklide çoğu ayıplarken Türkiye’de gündem yaratmayı başardı. TV kanalları ve gazeteler kendisine geniş yer verdi.
Aydın AYDIN’ın bilinmeyen bazı özelliklerini yazmak gereğini duydum. O İstanbul’da yaşıyor sanatçı kimliğiyle ama ağzına alkol almış değil. Sıradışı ilişkileri, metresleri olmadı. Gece hayatı, mevsimlik aşkları hiç olmadı. İsimleri bende saklı toplam 35 öğrenciye burs veriyor. İstanbul’a giden yardıma ve ilgiye muhtaç her insanımızı adeta başının üstünde taşıyor. Bağışlı’da, kendi köyünde bir malikane yaptırmış, köylü taziyelerini, şenliklerini o evde gerçekleştiriyor ve her gün sofrasında onlarca garibanı ağırlıyor.
Vurun kahpeye misali TRT6’da kendi dilinde, kendi müziğini yapıyor diye bu kadar eleştiriyi hak etmiyor bence. Bugüne kadar diline ve rengine karşı propaganda yaptığını duydunuz mu? Kimin nerde olduğu önemli değil, kimin ne yaptığı önemlidir bence. Çepik programında konuk olmak için birbirleriyle yarışan binlerce Kürt sanatçı var. Bunlar hepsi yobaz mı? Aydın AYDIN’ın kimseye zararı yok, aksine herkese faydası vardır.
Toplumsal sorunlara dikkat çekmek adına sazı ve sözüyle yükselen çığlıklarını tüm Türkiye alkışlarken biz Hakkari küçümsüyoruz. Başlattığı kampanyada aldığı kurbanlıkların parasını ALS hastalarına, etini ise Ezidi’lilere gönderdi. Bunun neresi yanlış. Bu arkadaşımızın tek suçu TRT 6 mı? Peki diğer özel kanalların TRT6’dan bir farkı var mı? Flas TV-Kanal 7’de iken de yine saldırıyorduk.
Alnının ve sanatının teriyle aldığı her kuruşu memleketine akıtıyor. Şehir merkezde ve köyünde birer ev inşa etti. Diğerleri gibi turistik beldelerde yazlıkları ve kışlıkları yok. O hiçbir zaman Hakkari’den kopmadı. Her hafta sonu sadece nefes almak ve köylüleriyle kucaklaşmak için Bağışlı’ya geliyor. Sizin anlayacağınız Aydın AYDIN adam gibi adamdır. Kimselere zararı ve yanlışı yok. Onu sevmek zorunda değilsiniz. Alkışlamayın da… Yeter ki haksız biçimde saldırmayın, ilham ve hevesini kırmayın.
Rüstem Zeydan-Fehmi Öztunç-Mütallip Özbek Ak Parti’lidir diye dışlarsak,
Yılmaz Erdoğan Hakkari’ye ne yaptı ki diye saldırırsak,
Aydın Aydın TRT 6’da çalışıyor diye karalarsak,
Ersin Korkut-Metin Keçeci kimdir ki?
Muhsin Kızılkaya bizden değildir diye hakaret edersek, bir yere varamayız. Değerlerimize sahip çıkamazsak bile, başarılarını alkışlamazsak bile bari kırıcı olmayalım. Herkes giyim ve düşünceleriyle özgür olsun. Demokrasi öyle bir kavram ki tüm zıt renk ve düşünceyi barındırır. Aydın AYDIN’ın sanatı ve giyimiyle haykırdığı duyarlılık haklılığını bugün susuzluğu, kuraklığı, açlık ve sefaleti çekerek yaşıyor ve yaşatıyoruz.
