Doç. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu, Kadınlar arasında migrenİN sanıldığından yüksek oranda görüldüğüne dikkat çekerek, “Hastaların büyük kısmının migren olduklarının farkında olmamaktadır.
Her dört kadından birinin migren hastası olduğu ülkemizde, çalışma ve ev hayatının günlük yaşantıda neden olduğu değişiklikler, uyku problemleri, düzenli yemek alışkanlığının olmayışı ve iş hayatındaki gerilimler çalışan kadınlarda migren atağı için daha uygun bir ortam sağlayabiliyor.
Özellikle adet dönemlerinde hormonal etkilerin beyin duyarlılığını arttırması sonucu, çoğu kadında ağrılar daha belirgin hale geliyor. Yüksek östrojen seviyeleri migrende iyileşme sağlayabilirken, daha düşük seviyeler migreni kötüleştirebiliyor. Örneğin bazı kadınlar ilk migren ataklarını doğum kontrol ilaçlarına başladıktan sonra geçirebiliyor.
Bunun aksine menopoz döneminde ve hamileliğin 3 ile 9´uncu ayları arasında migren krizleri seyrekleşiyor” ifadesini kullandı.
Toplumuda da hekime başvurma nedenleri arasında en önde gelenlerden birisi olduğunu kaydeden Doç. Dr. Ali Erdemoğlu şunları dedi:
“Hormonal ve genetik değişikliklerin ve bunların beyin biyokimyası üzerindeki etkilerinin sonucu olarak migren kadınlarda erkeklerden daha fazla görülür. Kadınların baş ağrılarında genellikle hormonal değişimlerin etkisi vardır.
Kadınlarda östrojen düzeyleri migren oluşumu üzerinde belirleyici bir faktördür. Özellikle adet döngüsünde gerçekleşen hormonal değişimler, doğum kontrol hapı kullanımı, hamileliğin ilk üç ayında hormonlarda görülen değişiklikler ya da menopoz döneminde dış kökenli östrojen kullanımı, en sık görülen hormonal nedeni başağrılarıdır.
Adet döngüsünü düzenlemede ve hamilelikte önemli roller oynayan östrojen ve projesteron hormonları, beyinde baş ağrısını tetikleyen bazı kimyasallara etki edebilmektedir.
Menarş (ilk adet) ile migren sıklığı kadınların lehine artar ve menopoz ile tekrar kısmen azalır. Yüksek östrojen seviyesi, baş ağrılarına iyi gelirken, düşük östrojen seviyesi de baş ağrılarına yol açmaktadır.
Adetinizden önce östrojen seviyenizdeki düşüş baş ağrılarına yol açabilir. Başağrıları, adet öncesi sendromunun yaygın bir özelliğidir ve migreni olan birçok kadın, adet görmeden önce ya da adet görürken baş ağrısı çektiklerini belirtmektedir.
Ergenliğe dek migren istatistikleri kızlar ile erkekler arasında hafif bir ayrım gösterirken, okul çağı çocuklarının \%10’u migrenden yakınır. Ergenlik sonrasında migren hastalarının dörtte üçü kadındır.
Kadınların menopoza girmelerinin daha muhtemel olduğu 50 yaş üzerinde bu ayrım daha eşit bir hale gelir. Östrojendeki değişiklikler migreni tetikler. Bazı kadınlarda adet dönemlerinde ilişkilendirilmelerinin nedeni budur.
Bu kadınlarda östrojen düzeylerinin düşmesinden hemen önce migren bulunabilir. Bazı durumlarda bu migrenin ortaya çıktığı tek zaman iken, diğer hastalarda hormonlarla hiçbir bağlantı olmayabilir. ” Basagrisi ve Migrenin kadınlarda değişik şekillerde görülebildiğini vurgulayan Doç. Dr. Ali Erdemoğlu şunları dedi:
“4 tip ağrı ortaya çıkmaktadır. Dışardan verilen hormonların sebep olduğu başağrısı , Östrojen geri çekimi başağrısı, Menstruel migren veya Menstruasyonla ilgili başağrısı , Gebelik ve Emzirme donemi.
Bazı kadınlar ilk defa doğum kontrol hapı ya da diğer hormonal doğum kontrol yöntemlerini kullanmaya başladıklarında baş ağrısı çekebilirler. Bazıları içinse hormonal doğum kontrol yöntemleri, var olan baş ağrılarının sıklığı ve şiddeti daha iyiye ya da daha kötüye doğru etkilemektedir. Doğum kontrol yönteminiz baş ağrısını tetikliyor ya da var olan basagririsini daha kötü hale getirebilir.”
PERİMENOPOZ VE MENOPOZ BOYUNCA
Başağrısının menopoza geçiş yıllarında daha sık ve şiddetli bir hal alabileceğini ifade eden Doç. Dr. Erdemoğlu şunları kaydetti:
“Bunun ana sebebi hormon seviyeleri düzensiz bir şekilde azalıpartmasıdır. Bu dalgalanma basagrilarini tetikler.Birçok kadında ise adet döngüsü azaldıkça, basagrialri ve migren atakalrininsayisinda azalma gözlenir.
Bu donemde uygulanan hormon tedavisi de baş ağrılarını etkileyebilir. Bazı kadınlarda, menopozda, hormon tedavisi baş ağrılarını iyileştirirken, bazılarında ise kötüleştirebilmektedir.”
MENSTRUEL MİGREN VEYA MENSTRUASYONLA İLGİLİ BAŞAĞRISI
Doç. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu, Hormonal faktörler nedeniyle baş ağrıları tetiklenen kadınlar ile tetiklenmeyenler arasında hormon seviyeleri açısından herhangi bir farklılık olmadığına dikkat çekerek, “Kadının sinir sistemi ve ağrıyı algılayan hücrelerin hormonal dalgalanmalara verdiği cevap ile ilişkilidir.Hormonal veya adet ile ilişkili basagrilarisiklikla adet döneminden 2 gün öncesi ve ilk 3 günü içinde görülür.
Kadınların yaklaşık yarısı adet döneminde migren ataklarına eğilimli hale gelirler. Bu dönemde ortaya çıkan başağrıları veya migren ataklarının sebebi, kanamadan hemen önce kandaki östrojen hormonu seviyesinin düşmesi ve östrojen hormonunun göstermiş olduğu dalgalanmadır.
Adet dönemindeki migren atakları, diğer migren atakları ile karşılaştırıldığında daha şiddetli, uzun ve tekrarlayıcı ataklar olmasından dolayısıyla adet dışındaki migren ataklarına göre tedavileri daha güçtür. Bu nedenle migren agrisini ve eşlik eden semptomlarına yönelik tedavi ek olarak adet döngüsünün etkilerini de düşünerek tedavi planı yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.
GEBELİK VE EMZİRME DONEMİ
Doç. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu şöyle devam etti:
“Östrojen seviyesi hamileliğin ilk dönemlerinde, hızla artar ve hamilelik suresince de yüksek kalır. Hamilelik döneminde migren ağrıları genellikle iyileşir ve hatta yok olur ancak stres kaynaklı baş ağrıları genellikle düzelme göstermez.
Doğumdan sonra östrojen seviyesindeki ani düşüş - stres, düzensiz yeme alışkanlıkları ve uyku azlığıyla birlikte - yine baş ağrılarını tetiklenir. Hamilelik döneminde baş ağrıları için ilaç dişi tedaviler tercih edilmelidir.
Birçok baş ağrısı ilacının, gelişmekte olan bebek üzerinde, zararlı ya da bilinmeyen etkileri vardır. Emzirme döneminde de Baş ağrısı ve ilaçlar hakkında dikkatli olmak gerekir.
Adet ile migren atakları arasında ilişki belirten kadınların 2/3'ü gebelik sırasında ataklarının kesildiğini belirtmektedir. Bunun nedeni gebelik sırasında östrojen hormonunun adet döngüsündeki gibi dalgalanmalar göstermemesi devamlı olarak yüksek seviyede kalmasıdır.
Bu tedavinin başında hastanın yapması gereken şey baş ağrısı günlüğü tutmaktır. Bu günlüğü tutmak ile hasta adet döngüsü ile baş ağrısı arasındaki zamansal ilişkiyi daha iyi anlasilir. Adet dönemi migren tedavisi; atak tedavisi, kısa dönem koruyucu tedavi ve kesintisiz koruyucu tedavi olmak üzere başlıca 3 grupta toplanir. Koruyucu tedavi için diğer bir seçenek olan "hormonal tedavi" ile östrojen hormonu dalgalanmalarını engellenebilmektedir.
Vücuda östrojen hormonu verilmesi ile vücut hormon yapımını durdurmakta ve bu şekilde sadece dışarıdan verilen hormonun etkisinde kalınmakta ve dalgalanma da durmaktadır.Hormonal tedavi 35 yaş üzeri ve sigara içen kadınlarda dikkatli kullanılmalıdır. Östrojenin bazı kanser tiplerini tetikleyebileceği de unutulmamalıdır.
Bir kadında işe yarayan bir ilaç veya tedavi bir başkasında işe yaramayabilir. Verilen ilaçlara yanıtlılıkta muazzam bir bireysel farklılık söz konusudur. Migren bulunan kadınların oldukça büyük bir kısmı depresyondadır; ancak, depresyonu tedavi etmek migrende kür sağlamaz.
Bu ilişkinin altta yatan nedenlerini saptamaya yönelik araştırmalar halen devam etmektedir. Depresyonun migren gelişim riskini artırmakta ve migren de depresyon riskini artırmaktadır. Depresyonun oldukça yüksek oranlarda tedavi edilebilen bir durumdur.” İHA