“Yunan halkı, muhteris ve kifayetsiz yöneticileri yüzünden başlarına gelecekleri kabul ediyor mu?”
TSK'nın kendi ülkesini ve halkını korumanın yanında bölgesindeki ve dünyadaki tüm mazlumların, mağdurların, soydaşların, ümmetin umudu haline geldiğini kaydeden Erdoğan, “Ordumuzun başarılarının gerisinde nitelikli eğitimin, örnek disiplini, üstün donanımı yanında yüzlerce milyon insandan aldığı dua da bulunuyor. Teknolojik üstünlüğümüzü yetişmiş insan kaynağımız ve manevi gücümüzle birleştirdiğimizde Allah'ın izni ile bu ülkenin önünde durabilecek hiçbir güç yoktur. Son 18 yıldır bunun için çalıştık.
Önümüze konuna gizli açık nice engelleri bu inançla aştık. Son olarak 15 Temmuz'da gerçek yüzlerini gösteren hainleri bu cesaretle tepeledik. Sınırlarımız dışından kuşatılmaya çalışılan ülkemizi milletimize biçilen kefeni bu kararlılıkla parçalayıp attık. Karşılaştığımız iki yüzlülükleri, alçaklıkları, hak ve hukuk tanımazlıkları, tehditleri, yaptırımları, birliğimizden ve beraberliğimizden aldığımız güçle yıkıp geçtik. Maruz kaldığımız her saldırı mücadele azmimizi daha da perçinledi. Aştığımız her engel kendimize olan güvenimizi daha güçlendirdi.
Allah'ın yardımı ve milletimizin desteği ile geldiğimiz yer geleceğimize daha güvenle bakmamızı sağladı. Şimdi artık dün olduğundan daha gür seda ile daha samimi bir inançla, kendimizden daha emin bir şekilde düşmanlarımıza ‘hodri meydan' diyoruz.
Karada, denizde ve havada karşımıza çıkacak olan herkes Türkiye'nin meşruiyetini, uluslararası hukuktan alan haklarını, çıkarlarını, imkanlarını koruma hususundaki kararlılığını görmüştür. Görmeyenler de emin olun hem sahada hem diplomasi masasında hem uluslararası platformlarda bu gerçekle yüzleşecekler. Biz mücadeleden kaçmayız. Biz bu mücadelede şehitler, gaziler vermekten çekinmeyiz.
Biz istiklalimiz ve istikbalimiz için 83 milyon hep birlikte kükremiş bir sel gibi önümüze çıkan bentleri çiğneyip geçmekten geri durmayız. Garbın afakını çelik zırhlı duvarlar sarsa bile iman dolu göğsümüzle hepsini de yıkar geçeriz.
Hakk'ın vaat ettiği günlerin işte bugünler olduğuna inanıyoruz. Asıl soru şu, acaba şu anda Akdeniz'de ve mücavirinde karşımıza dikilenler de aynı fedakarlıkları göze alabiliyorlar mı? Yunan halkı, muhteris ve kifayetsiz yöneticileri yüzünden başlarına gelecekleri kabul ediyor mu? Fransız halkı, muhteris ve kifayetsiz yöneticileri yüzünden ödeyecekleri bedelleri biliyor mu?
Kuzey Afrika ve Körfez'deki kimi ülkelerin kardeş halkları, muhteris ve kifayetsiz yöneticileri sebebiyle kararan istikballerine razı gösteriyor mu? Onbinlerce kilometre öteden Türkiye'nin demokrasisine, hukuk devletine, bölgesel çıkarlarına göz diken ülkelerin vatandaşları bu sürecin dönüp kendilerine verecekleri zararın farkında mı? Biz binlerce yıllık devlet tarihimizin ve Anadolu'daki bin yıllık varlığımızın her gününü mücadele ile geçirmiş bir millet olarak tüm bu gerçeklerin idrakindeyiz.
Her karışı şehit kanları ile yoğrulmuş bu vatanda ödediğimiz bedelleri gayet iyi biliyoruz. Bugün de girdiğimiz yolda her türlü bedeli ödemeye kararlıyız. Aksi taktirde bizi topraklarda bir gün dahi barındırmayacaklarının farkındayız.
Ellerinden gelse bu millete bir nefes hava, bir yudum su, bir lokma ekmek vermeyeceklerin kuşatması altında olduğumuzun bilincindeyiz. Her ne yapıyorsan onlara rağmen yaptık, yapmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.