Sabah uyandığımızda kar hapsindeydik ve dışarıya zor çıkardık. O zamanlar iş makinaları filan da yoktu. İnsan gücüyle karları temizlerdik hemde aylarca. Dam üstünde biriken karı befirk ve köreklerle temizlerdik. Temizlemezsen ev çöker ve damlama olurdu. Evimizden hiç çıkamadığımız haftalar olurdu. Otluca köyü merkeze sadece 7 km uzaklıkta ama biz Otluca'dan merkeze bazen 24 saatte ulaşırdık. Elektrik zaten yoktu, elektrik olmadığı için de elektrikli ev aletlerini kullanmıyorduk.
"Babamın anlattığı 1970'li yıllar. Ve bana göre biz halen 70'li yılları yaşıyoruz. Neymiş, yoğun kar yağışı elektrik direklerini devirmiş. Peki tedbir neden alınmıyor. Hakkari sadece iki mevsim yaşıyor. Yaz ve kış... Yani altı ay soğuk havayı, altı ayda sıcağı ve ılık havayı yaşıyoruz. Çetin kış şartlarını bölge olarak hep yaşıyoruz.
Elektrikler olmadığı için kalorifer ve elektrikli sobalardan faydalanamadık. Soğuk ve karanlık koalisyon yaptı ve bize cehennemden bir gece yaşattı. Esnafların çoğu erkenden işyerini kilitledi. Açık olan esnaflarda ışıldak ve mumlar tükendi. Herkes evinde battaniye altında titreyerek geçirdi.
Bursa ve Erzurum kar yağsın diye dua eder. Ne kadar kar yağarsa eğlencenin dozu da o kadar artar. Bizde kar yağışı hayatı felç eder. Şuanda 132 köy, 376 mezra'mızın dünya ile bağlantısı kesildi. Bu mevsimde pusuda bekleyen bir tehlike daha var o da ÇIĞ...
Otluca’dan gelen hatlar adeta birbirine yapıştı. Şehir şebekesi hatları çok yıprandığı için yağışa yenik düşüyor. Vedaş çalışanları adeta seferberlik ilan ederek tüm çalışanlarıyla geceyi uykusuz geçirdiler.
Burada Enerji Bakanımız Sayın Taner Yıldız’a sesleniyorum; Hakkari’nin su ve elektrik hatları 50 yıl önce döşenmiş hatlardır. Şehir şebekemizin acilen yenilenmesi gerekmektedir. Bize konulan siyasi ambargonun kaldırılmasını, hükümetin hiç değilse alternatif bir yol ve şehir şebekemizin yeniden yapılması konusunda destek olunmasını acilen istemekte ve beklemekteyiz. Lütfen bize bu cehennemler yeniden yaşatılmasın.