Kaçmaz, deprem ve sel felaketlerinden sonra ikinci dereceden doğal afetlerden sayılan çığın, her yıl dünyanın bir çok yerinde çok sayıda insanın hayatını yitirmesine ve yerleşim yerlerinde zarar görmesine neden olduğunu belirtti.
Sefer Kaçmaz, çığın, genelde orman örtüsü olmayan engebeli dağlık bölümlerinde, orman örtüsünün yok edilişinin etkisiyle dağlık ve eğimli arazilerde tabakalar halinde birikmiş olan kar kütlesinin iç ve dış kuvvetler etkisinde dağ veya vadi tabanına doğru kayması olarak tanımlandığını anlattı. Bol kar yağışı olduğunda, taze kar tabakasının alttaki eski tabakayla iyi kaynaşmaması sonucu, rüzgarın kaldırdığı büyük bir kar kitlesinin aşağı inerek alttaki kar tabakası üzerinde kayması sonucu, bir hayvan veya kayakçının ıslığı bile harekete geçirmesi sonucu çığ oluştuğunu ifade eden Kaçmaz, 1923 yılından sonra yurt genelinde 851 çığ olayı meydana geldiğini, bu afetlerde bin 366 kişi yaşamını yetirdiği, 380 kişinin ise yaralandığını söyledi.
ÇIĞDAN NASIL KURTULABİLİRİZ?
Çığdan kurtulmanın 12 yolunu açıklayan Kaçmaz, ”Çığ genellikle çok hızlı gelişir ve hareket eder. Bu nedenle, çığın oluşması fark edildikten sonra mümkün olduğunca hızlı ve soğukkanlı olunmalıdır. Çığın başlangıç anından sonra, bina içinde değil dışarıda bulunuyorsanız, çığ başladığında, çığın büyüklüğüne, hızına, patikanın genişliğine, etrafta bulunan araçlara ve var olan daha güvenli yerlere bağlı olarak, o alandan çok hızlı bir şekilde ayrılmaya karar verin. Çığın daha yavaş ve yüksekliğinin az olduğu kenar kısımlarına ulaşmaya çalışın. Bağırarak veya başka ses kaynaklarını kullanarak, diğer insanları uyarın.
Eğer çığa yakalanmanız kesin ise veya o anda kayak yapıyorsanız, kayak batonlarını ve kayakları çıkarıp atın, sabit bir ağaç, kaya veya başka bir cisme tutunmaya çalışın. Kırılmış ağaç ve kaya parçalarından uzak kalmaya veya korunmaya çalışın. Yerden de destek alarak yüzme hareketi yaparak akan karın üstünde kalmaya çalışın. Ağzınızı sıkıca kapatın, mümkünse kafanız karın altında kaldığı anda uzun süre nefesinizi tutun" dedi.
SIRT ÇANTASI TAŞIYANLAR DAHA ŞANSLI
Önerilen başka bir yöntemin de, akış sırasında oturma pozisyonu ile bacak ve kolların birbirlerine yapıştırılıp çığ durmadan kısa süre önce, bacaklar ile yeri sertçe iterek kalkmaya çalışılması olduğunu söyleyen Sefer Kaçmaz "Çığ durmadan önce mutlaka bir elinizi ağız ve burnu kapatacak şekilde yüzünüzde, diğer elinizi de başınızın üzerinde (yüzeye doğru uzatarak) tutun ve kar altında kaldığınız zaman boyunca hayati önem taşıyacak olan nefes boşluğunu genişletin. Bu arada başınızı sağa sola çevirerek boşluğu büyütebilirsiniz.
Hava kesesi, çok küçük olsa bile ağız ve burnun kar ile dolmaması demektir. Kesenin varlığı, kazazedenin her zaman kurtulma şansının olduğunu ümit etmesini sağlar. Karda ses iletimi az olmasına rağmen, yüzeye yakın olduğunuzu hissediyorsanız bağırmak faydalı olur. Bazı olaylar ve araştırmalar göstermiştir ki, sırt çantası taşıyan insanların çığın topuğu civarında yüzeyde kalma şansları, taşımayanlardan daha fazladır” diye belirtti.
ÇIĞ SIRASINDA BİR ARACIN İÇİNDE BULUNUYORSANIZ
Kaçmaz, çığ sırasında bir aracın içinde bulunulması halinde motorun durdurup ışıkları söndürülmesi gerektiğini söyledi. Araçtaki oksijen miktarını korumak için sigara içmemesi, ateş yakılmaması gerektiğini anlatan Heska-Der Başkanı Sefer Kaçmaz, "Telsiz varsa çağrı yapın ve telsizi alıcı konumunda sürekli açık tutun.
Dışarı ses (korna) ve ışık verecek herhangi bir alet (fener gibi) faydalı olabilir. Araçta bir çubuk veya benzeri bir alet varsa bunu kar içinde yukarı doğru batırıp kurtarmaya gelecek olanların çubuğu görmelerini sağlayabilirsiniz. Son olarak aracı çevreleyen karı kazmaya çalışın. Ancak, kazarken kendinizi güvende hissetmiyorsanız araç içinde kalın.
Unutmayın en tehlikeli çığ, kar yağışından, bir tipiden sonraki ilk güneşli gündür. Kazazedenin çığ başladığı an ilk ve son görüldüğü noktaların saptanması ve hemen aranması çok önemlidir. Yer tespiti için alıcı ve verici aletler faydalanmak için metal eşya taşıyın. Örneğin demir para, çığa maruz kaldığınızda kalın ses tonu ile bağırın ve ana rahmindeki bebek pozisyonu alıp yüzümüzün ve göğsümüzün önünde hava boşluğu oluşturmalıyız. Arama ve kurtarma çalışmaları yapılırken, olası ikinci bir çığa maruz kalınmamalıdır” şeklinde konuştu. Haber: Feyzullah Taş (İHA)