Toplumda genellikle çocukların depresyondan etkilenebileceği fikri pek akla getirilmez. Aslında çoğu küçük çocuk da erişkinlere benzer mutsuz ruh hali ve üzüntü sergileyebilir.
Ancak çocuklarda depresif ruh hali daha çok eylemsel-tepkisel hareketler ve saldırgan davranışlar ile kendini gösterebilir. Uzun süren bu yöndeki değişimler aile tarafından ciddiye alınmalı ve anlaşılmaya çalışılmalıdır.
Depresyonun birincil belirtileri; mutsuzluk, keyifsizlik ve ümitsizlik duygularıdır, diğer belirtileri ise:
Sözel agresyon /patlamalar veya yoğun ağlamalar
Çaresizlik hisleri
Sosyal çekilme
Artmış veya azalmış iştah
Engellenme ve eleştiriye artan tahammülsüzlük
Uykusuzluk veya aşırı uyuma
Konsantrasyon zorluğu
Yorgunluk ve enerji kaybı
Olağan tedavilere cevap vermeyen fiziksel şikayetler (başağrıları ve karın ağrıları)
Günlük faaliyetlerde, sosyal olaylarda, okul ve ev ortamında her zamanki işlevselliğinin gerisinde kalma
Değersizlik veya suçluluk duyguları
Düşüncelerini odaklayamama
Ölüm veya intihar düşünceleri
Okul öncesi yaş grubunda depresyon oranı %0.9, Okul çağında çocukluk depresyonu %1.9, Ergenlik döneminde ise depresyon oranları %5-6 aralığında gözlenir.
Depresyon 10 yaşın altında erkeklerde daha fazla iken, ergenlikte bu oran eşitlenir ve 16 yaş civarında kızlar ortalama 2-3 kat riskli hale gelir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre; depresyon tanısı ile izlenen ergenlerin %20-40’ı erişkin dönemlerinde İki Uçlu Mizaç Bozukluğu tanısı almaktadır.
Çocuklarda görülen Depresyon da erişkinlerde olduğu gibi birçok faktörün bir araya gelmesi ile oluşur, bunlar: Organik nedenler, hayat olayları, aile öyküsü, çevresel faktörler, genetik yatkınlık ve biyokimyasal faktörler olarak sıralanabilir.
Çocuklarda Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bzk , Özgül Öğrenme Güçlükleri, Sosyal Fonksiyon Bozuklukları ve kaotik ev/okul ortamları depresyon için risk faktörleridir.
Depresyon gelip geçen bir hüzün değildir ve uygun tedavi edilmediğinde kendiliğinden, etki bırakmaksızın geçmesi zordur.
Ailesinde 1 ebeveyninde depresyon öyküsü olan çocuklarda risk %20-30; 2 ebeveynde olduğunda ise risk %40-50 oranlarına çıkabilir.
Depresif belirtiler hiç aralıksız en az iki hafta sürüyorsa ve bu durumu açıklayabilecek belirgin fiziksel bir rahatsızlık yoksa bir hekim değerlendirmesine gereksinim var demektir.
Ebeveyn ve çocukla yapılacak görüşmelerle birlikte, okul ortamından bilgi alınarak tanı ve tedavi sürecinin planlanması gerekir.
Çocukluk döneminde depresyon tanısı alma yaşı gittikçe geriye gitmektedir. Özellikle birinci derece akrabalarında depresyon tanısı olanların, erken ve tekrarlayan depresyon epizodları açısından daha riskli oldukları saptanmıştır.
Dr. Nuşin Bilgin Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi