Atlantik Konseyi İstanbul Zirvesi'ne ikinci gününde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve çok sayıda davetli katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada zirvede bu yıl “Çalkantılı Bölgede Transatlantik Uzlaşmayı Güçlendirmek" konusunun seçilmesinin gayet isabetli olduğunu söyleyerek, "Dünyamız gerçekten çalkantılı bir dönemden geçiyor.
Belirsizlikler sebebiyle küresel geleceği kestirmekte, yarına dair tahminlerde zorlanıyoruz. Sorunlar karşısında atalet, tıkanıklık, acziyet geleceğe dair karamsarlığımızı daha da körüklüyor.
BM Güvenlik Konseyi, AB gibi platformların itibarı ise söz sahibi ülkelerin çıkar hesaplarına kurban ediliyor. Ya yeni aktörlerin taleplerine kulak vereceğiz ya da çözümsüzlük üreten sisteme suni teneffüs yapmaya devam edeceğiz" dedi.
Makedonya'da yaşananlara da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Makedonya'da yaşananları hep birlikte gördük. Ülkede meclis başkanlığı seçiminin ardından yaşanan hadise endişe verici. Şiddet hiçbir soruna çare olamaz.
Olaydan etkilenenlere geçmiş olsun diliyor, hadiselerden uzak duran Makedonya'daki Türk toplumundan itidallerini korumalarını istiyoruz. Özellikle dost ve kardeş Makedonya'nın huzura ve istikrara kavuşmasını istiyoruz. Diyalog ve uzlaşma yoluyla çözüm bulmaya davet ediyoruz" diye konuştu.
“Devlet terörünü anlamakta zorlanıyorum”
"Demokrasiye inanılıyorsa, sandıktan çıkan neticenin kabul olduğuna inanıyorsa istenilen neticeyi alsak da almasak da seçimin bir galibi olacak, bir de mağlubu olacak. Mağlup olanlar galip olanları takdir etmeli, saygıyla karşılamalı" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Elele vermeden, sorumluluk bilinciyle hareket etmeden meseleleri çözemeyiz.
Elimizi vicdanımıza koyup şu sorulara cevap vermeliyiz; şayet BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere Suriye konusunda dirayetli davranılsaydı rejim yeni kimyasal saldırılar, konvansiyonel silahlarla saldırıyla beraber bu zulmü gerçekleştirebilir miydi? Altı yıldır kendim söyledim kendi dinledim.
Bir netice alamadık. Ben devlet terörünü anlamakta zorlanıyorum. Devlet terörü bundan başka nasıl olabilir. Katil Esed bir devlet terörü estirmektedir. Suriye'de kararlı adım atmış olsaydık bir milyona yakın insan Suriye'de ölmezdi" dedi.
Olaylar karşısında yapılan çifte standardın herkesi yaraladığını da söyleyen Erdoğan, "Manzara karşısında ya bir yol alacağız ya da bir yol açacağız. Sorunların büyüklüğü karşısında asla ümitsizliğe kapılmayacağız. Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir" şeklinde konuştu.
Irak'taki gelişmelere de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Irak'taki olay sadece mezhebi değil, mezhep kaynaklı yayılmacı bir etnik anlayışın tezahürüdür. Bunu çok iyi keşfetmek lazım" diye konuştu.İHA