Hakkari'de basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya gelen Demirtaş, Başbakan'ın, "BDP Elazığ'da MHP'ye destek veriyor" sözlerinin düzmece olduğunu savundu. Demirtaş, "BDP'nin MHP'ye oy vereceği sözleri tamamen bir iftiradır ve Başbakan'ın elinde patlamıştır. Daha yayınlanmadan Başbakan bunu açıklamıştır.
Kendi tezgahı olduğunu, kendi planı olduğunu Diyarbakır mitinginde ağzından kaçırmıştır. Demek ki bütün bu kasetler Başbakan'ın bilgisi, belki de isteği dahilinde gerçekleşiyor. Eş genel başkan olan bir milletvekilinin telefonları dinleniyorsa ve Başbakan da bunu biliyorsa ve henüz yayınlanmadan, 'Bugün yarın yayınlanır' diyebiliyorsa ortada hukuk falan kalmamıştır. Ortada bir despot Başbakan vardır" iddialarında bulundu. BDP Hakkari İl Başkanı Orhan Koparan'ın da katıldığı toplantıda, basın mensuplarının Başbakan'ın Diyarbakır mitingi ile ilgili sorularıını cevaplayan Demirtaş, Erdoğan'ın son 8 yılın en sönük mitingini dün Diyarbakır'da düzenlediğini, bu görüntünün de AK Parti'nin bölgede iflas ettiğinin açık bir göstergesi olduğunu savundu. Demirtaş, şöyle konuştu:
"DİYARBAKIR'DA AK PARTİ SON 8 YILIN EN BAŞARISIZ MİTİNGİNİ YAPTI"
"Başbakan Emek Demokrasi Bloğu'nun desteklediği adayların altında eziliyor. Buna karşı politika, siyaset geliştirmek yerine gittiği her yerde hakaret, iftira ve yalanlara sarılarak halkı aldatmaya çalışıyor. Ama benim gözlemim şudur: Başbakan'ın bölge mitingleri Kürtlerden oy almak için düzenlenen mitingler değildir. Daha çok bölge mitinglerini batıda oy almak için planladıkları anlaşılıyor. Gelip Hakkari'de, Van'da, Şırnak'ta, Batman'da, Diyarbakır'da Kürtlere hakaret ederek batıda oylarını artırmayı
hedefliyor. İkincisi Başbakan adeta çıldırmış durumda. Bir Başbakan ülkenin geleceğini bu kadar tehlikeye atabilir mi? Kullandığı dil, toplumda büyük bir ayrışmaya neden oluyor.
Toplumsal grupların, etnik grupların birbirlerinden nefret etmelerini istiyormuşçasına bir dil kullanıyor. Diyarbakır'da, Hopa'da, Karadeniz'de kullandığı dil budur. Bu dil sadece oy almak üzerine kullanılan bir dil değildir. Görünen o ki, Başbakan'ın kafasındaki hesap şudur: Tek başına iktidar ve tek başına anayasayı değiştirdikten sonra bu ülkede bir saltanat rejimi oluşturmayı düşünüyor. Kendisi bir başkanlık sistemi ile devlet başkanı, kendisine bağlı bir parlamento, bu parlamentoda kendi siyasi düşüncesinin hakim olduğu bir hükümet kurmayı düşünüyor.
"BDP'NİN ELAZIĞ'DA MHP'YE DESTEK VERECEĞİ TAMAMEN YALANDIR"
Başbakan Erdoğan'ın, "BDP Elazığ'da MHP'yi destekliyor" sözlerini de değerlendiren Demirtaş, "O konuşmanın düzmece olduğunu Sayın Gülten Kışanak açıkladı zaten. Aklı, bir miktar beyni olan herkes bilir ki böyle bir şey olmaz. BDP oylarını asla MHP'ye ya da başka bir partiye yönlendirmez. Bizim adayımızın olmadığı yerlerde, aynı zamanda bloğun üyesi olan Emek Partisi'ne oylarımızı yönlendiriyoruz. Onun dışındaki hiçbir oy asla ve asla yönlendirilemez. BDP'nin MHP'ye oy vereceği sözleri tamamen bir iftiradır ve Başbakan'ın elinde patlamıştır. Daha yayınlanmadan Başbakan bunu açıklamıştır.
Kendi tezgahı olduğunu, kendi planı olduğunu Diyarbakır mitinginde ağzından kaçırmıştır. Demek ki bütün bu kasetler Başbakan'ın bilgisi, belki de isteği dahilinde gerçekleşiyor. Eş genel başkanı olan bir milletvekilinin telefonları dinleniyorsa ve Başbakan da bunu biliyorsa ve henüz yayınlanmadan, 'Bugün yarın yayınlanır' diyebiliyorsa ortada hukuk falan kalmamıştır. Ortada bir despot Başbakan vardır. İsmi
başbakandır ama kendisini sultan sanıyor. Mümkünse bu dizideki sultan kostümleri Başbakan'a hediye edilsin, kendisi de giyip meydanlarda dolaşsın. Başbakan'ın siyasi kariyeri bu noktadan sonra artık inişe geçmiştir. Tayyip Erdoğan rüzgarı Türkiye açısından Tayyip Erdoğan kabusuna dönüşmüştür. Hopa'daki olay, özellikle insani duygularını yitirdiğini göstermiştir. Yani çıldırmış bir Başbakan'ın çılgın projeleriyle bu ülke nereye kadar gider doğrusu kestiremiyoruz. Seçim sonrası Başbakan'ın değişeceğini söyleyenler var. Biz buna inanmıyoruz" ifadelerini kullandı.
"İNKARIN BİTTİĞİ DOĞRU AMA ASİMİLASYON HALA BİTMEDİ"
Basın mensuplarının Başbakan'ın, "Asimilasyon ve inkar bitmiştir. Kürt sorunu çözüldü, çözülecek" şeklindeki açıklaması ile ilgili sorusuna Demirtaş şu yanıtı verdi:
"Doğru inkar bitmiştir. Fakat bu Başbakan'ın lütfu sayesinde olmamıştır. Kürt halkının direnişi nedeniyle inkar bitmiştir. Bir de bu çağda artık yoktur sözlerine artık kargalar bile güleceği için, Başbakan da bunu bildiği için Kürtleri inkar edemiyor. Elinden gelse inkar da eder, imha da eder. Onu yapamadığı için, 'İnkar ortadan kalkmıştır' diyor. Ama asimilasyonun bittiği doğru değildir. En yüksek asimilasyon hızı AK Parti döneminde yaşanmıştır.
Özellikle Kürt çocuklarında asimilasyon eskiye nazaran kat kat çoğalmıştır. AK Parti'nin asimilasyon politikası çok daha sinsidir. 'Dil yasak değil, isteyen konuşabilir, öğrenebilir' diyor ama buna imkan bırakmıyor. Bir dil soykırımı kullandıkları kesindir. Bu nedenle asimilasyon ortadan kalkmamıştır. Fakat, 'Kürt sorunun çözdük, çözüyoruz' söylemi de Başbakan'ın tutarsızlığını gösteriyor. Muş'ta Kürt sorunu bitmişti, Diyarbakır'a gelince Kürt sorunu halen devam ediyor.
Bizden en çok etkilenen de AK Parti'dir. CHP'den çok AK Parti bizden etkilenir. Başbakan bunu çok iyi bilir. Kendini bizim duruşumuza göre düzenlemeyen bir parti ilerleme kaydedemez. Çünkü biz bir halk hareketiyiz ve haklı duruşumuzun temelinde ciddi bir direniş sergiliyoruz. O nedenle meydanlarda bütün söylemleri bizim üzerimizdedir. O nedenle Türkiye Cumhuriyeti devleti ideolojik olarak bize yenilmiştir, Kürt halkına yenilmiştir.CHP'si de AK Parti'si de onu temsil eden bütün partiler de ideolojik olarak yenilmiştir. Bizim hareketimiz ideolojik olarak kazanmıştır" iddialarında bulundu
Muş ile Diyarbakır arası 200 kilometredir. Muş'ta Kürt sorunu bitmiş, Diyarbakır'da devam ediyorsa, Muş'taki Kürtler başka, Diyarbakır'daki Kürtler başka mıdır? Çıkıp bunu bir açıklasın biz de anlayalım. Başbakan bölgeyi ciddiye almıyor, söylemleri ciddiye alınmıyor. Hele hele Kürt sorunu ile ilgili söyledikleri sadece öfkeye yol açıyor. Başbakan'a düşen nedir? Çıkacak, 'Ben yanlış yaptım' diyecek. 'Bütün bu söylemleri oy almak için gerçekleştirdim. Halktan özür diliyorum. Nefret söylemleri kullandım. Kışkırtıcı söylemler kullandım. Siyaset yerine ilkesizlik yaptım. Medyayı kötü kullandım. Bu
nedenle Türkiye toplumunun tamamından özür diliyorum. Yeni bir sayfa açalım.Yeni bir çağrı yapıyorum' diyecek ve bunun üzerine Türkiye sorunlarını çözmeye başlayacak."
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ İDEOLOJİK OLARAK BİZE YENİLMİŞTİR"
Başbakan'ın, "BDP-CHP ittifak kuruyor" şeklindeki sözlerine de değinen Demirtaş, "BDP güçlü bir halk hareketidir, sıradan bir parti değildir. Parti olarak seçime giremediğimiz için de ülke genelindeki oy potansiyelimizi tümüyle açığa çıkaramıyoruz. Ama biz bir klasik seçim partisi de değiliz. Yani halk hareketi olarak bir demokrasi mücadelesi ve direnişe dayalı bir politika yürütüyoruz. Bütün siyasi partileri etkilediğimiz doğrudur ama bu etkileşim siyasi partileri demokratik çizgiye çekme yönündedir.