Haber: ABDULKERİM KANTARCIOĞLU - AYDIN YORAT
Eski Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı ve Hakkari bağımsız milletvekili adayı Selahattin Demirtaş, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından 12 bağımsız milletvekili adayının veto edilmesine tepki gösterdi. YSK kararını BDP Diyarbakır İl Başkanlığı'nda değerlendiren Demirtaş, kararın kesinlikle siyasi olduğuna inandıklarını söyledi.
Verilen bu kararın hukukla, yasayla açıklanacak bir şey olmadığını belirten Demirtaş, "Hukuki açıdan hiçbir geçerliliği olmayacak, son derece siyasi bir kararla karşı karşıyayız. Başta yüzde 10 seçim barajı gibi antidemokratik bir yasa karşımıza çıkarıldı. Baraj değişsin diye uzun süre mücadele ettik. Biz Türkiye'de bütün sorunların demokratik yollarla, parlamento çatısı altında çözülmesi için fedakarlık yaparak bağımsız olarak seçime girmeyi kararlaştırdık.
Bir taraftan siyasi operasyonlarla arkadaşlarımız tutuklandı, seçime partimiz sokulmadı. Buna rağmen bütün hukuksuzluğu sineye çekerek bağımsız olarak seçime girmeye karar verdik" dedi. YSK tarafından 12 bağımsız milletvekiline verilen veto ile kendilerine tahammül edilmediğini ileri süren Demirtaş, "Şimdi ortaya çıkan tablo şunu gösteriyor ki buna da tahammül yok. Bu hukukla, yasayla açıklanacak bir şey değil. Halihazırda görevde olan 2 milletvekilimizin YSK tarafından vetoyla karşılaşmış olması kararının ne derece siyasi olduğunu gösteriyor.
2007 yılında bu arkadaşlarımız aynı hukuki durumla dosyalarını içeri vermiş ve milletvekili olmuşlardı. Bu dört yıl boyunca da dokunulmazlıkları vardı ve haklarında hiçbir karar oluşmadı. Dolayısıyla 2007 yılından bu yana ne değişti de Gülten Kışanak ve Sebahat Tuncel ile ilgili böyle bir karar alınıyor? Hatip Dicle ve Leyla Zana'nın cezaları 2001 yılında tamamlanmıştır. Ertuğrul Kürkçü ile ilgili 40 yıl önce alınmış bir mahkeme kararına dayanılarak adaylığı veto ediliyor. Bunlar gösteriyor ki olayın altında başka siyasi hesap var. Biz şunu açıkça ifade ediyoruz, bugüne kadar bütün hukuksuzluklara direnerek cevap verdik.
Asla teslim olmadık. Bu olay halkımızın iradesini kırmaya, halkımızın iradesini teslim almaya dönük siyasi bir operasyondur. Bu operasyon başarısız olacaktır. BDP ve bizim halkımız bunun altında kalmaz. Elbette bu siyasi kararı alanlar bunun altında ezilirler. Bunu herkesin bilmesi lazım. Biz dimdik ayakta olacağız. Biz şunu açıkça ifade ettik, hukuki olarak, siyasi olarak yapılacak ne varsa onu yapacağız. Birileri Türkiye'yi farklı yönlere çekiyor. Bu kadar kritik bir süreçte böyle bir kararın alınması bütün dünya kamuoyu önünde bu kadar haksız bir kararın alınması şunu gösteriyor ki birileri hem birlikten, hem bizim oluşturduğumuz bloğun gücünden, hem seçim başarımızın ortaya çıkaracağı heyecandan rahatsız.
En nihayetinde Türkiye'nin demokratik çözümüne hizmet eden bu fedakarca tutumu da boşa çıkararak, birileri başka hesaplar yapıyor. Birileri çatışmayı, kaosu tetiklemek istiyor. Türkiye'nin bunu görmesi lazım ve bu karar kesinlikle değişmelidir. TBMM acilen toplanmalıdır ve seçimlerin ertelenmesi dahil bütün seçenekleri masaya yatırmalıdır. Bu hukuksuzluğu düzeltmek için parlamento kesinlikle siyasi irade kullanmalıdır. Çok talihsiz bir durum. Adaylarımızın yerine yedek aday göstermek durumumuz da söz konusu olabilirdi, bu tür alternatiflerimiz de vardı. Ama mesele artık şu aşamaya gelmiştir; BDP mecliste grup oluşturmasın diye çok bilinçli bir şekilde bir engellemeyle karşı karşıyayız.
AK Parti bunun neresindedir bunu da ileriki günlerde tartışacağız, konuşacağız" şeklinde konuştu.
"BİZ KURBANLIK KOYUN DEĞİLİZ"
Verilen kararın ardından geniş kapsamlı bir değerlendirme yaparak siyasi tavırlarını halk ile paylaşacaklarını belirten Demirtaş konuşmasını şöyle sürdürdü: "Seçmenlerimiz, halkımız şundan emin olsun ki faili meçhul cinayetlerle, yargısız infazlarla, köy yakmalarla, kayıplarla sindiremediğiniz bu halkı bu tür basit ayak oyunlarıyla asla sindiremeyeceksiniz. Biz kurbanlık koyun gibi boynumuzu uzatmayacağız.
Bu kararı, bu siyasi operasyonu düzenleyenler elbette tarih karşısında bunun sorumlusu olacaklardır. Biz halkımızla, seçmenlerimizle bütün seçenekleri tartışacağız. Bu kadar hukuksuzluk karşısında Türkiye'de demokrasi işliyor denilemez. Böyle bir tablo karşısında kim nasıl açıklayabilir? Yani görevde olan 2 milletvekilinin, milletvekili olamayacağına dair bir karar nasıl olabilir? Bunlar zaten milletvekili. Bunların tekrar milletvekili seçilemeyeceği gibi bir kararı kim nasıl açıklayabilecek? Birileri çıksın ikna etsin. Hükümetten, parlamento başkanından açıklama bekliyoruz. Bu sıradan bir veto değildir.
Bunun izahını siyasetçiler yapmalıdır. Biz şunu diyoruz, biz hala demokratik yol ve yöntemlerde ısrarcıyız. Bu konuda parlamento görev almalıdır. Ama parlamento da siyasi bir irade göstermeyecekse elbette biz kendi içimizde bunu tartışıp önümüzdeki günlerde böyle bir karar karşısında nasıl bir siyasi duruş göstereceğimizi paylaşacağız." YSK'nın nihai karar aldığını ve buna itirazın bir sonuç doğurmayacağını bildiğini belirten Demirtaş, buna rağmen bütün yollara başvurarak hukuki yolları aşındıracaklarını söyledi.
Demirtaş, "YSK nihai karar alır. İtiraza açık değil, ama şikayet yolu diye bir yol var. Çok sonuç alınabileceğine dair bir umut taşımıyorum. Fakat sadece milletvekillerimizle ilgili değil, Hatip Dicle, Leyla Zana, Ertuğrul Kürkçü ile ilgili alınan karar da bizi çok şaşırttı. Çünkü hiç beklemediğimiz şekilde bizi çok şaşırtan kararlardır. Hakkari'de veto edilen Salih Yıldız daha önce seçilmiş ve belediye başkanı olan bir arkadaşımızdı. Onun da bu dönemde veto edilmesi çok ilginçtir.
Bütün bunlar gösteriyor ki ortada bir hukuki değerlendirme yok, ortada siyasi bir proje var. YSK'yı zan altında bırakmak istemiyorum. Sonuçta bir mahkemedir. Fakat mahkeme kararı eleştirilemez diye bir şey yok. Bu kararı verirken sağlıklı bir değerlendirme yapmamışlardır. Biz şikayet yoluyla düzeltilmesi için çaba sarf edeceğiz. Ama siyasi bir mücadele gerekiyor.
BDP, bu konuda birutinde Türkiye'nin demokratik tavır yürütecek, bizler de bağımsız adaylar olarak BDP'li yetkililerle bir araya gelerek ortak bir karar alacağız. Aldığımız kararları gözden geçireceğiz. Kararımız doğrultusunda nihai kararımızı açıklayacağız. Halkımızı seçeneksiz bırakmamak ve seçimlerin sağlıklı yapılması için elimizden geleni yapacağız.
Bizim seçime girmememiz ağır sonuçlar doğurur, bunun vebaline girmeyeceğiz. Sonuna kadar seçimlerde olmak istiyoruz, parlamentoda bulunmak istiyoruz, bunun kanalları açılsın diye uğraştık ve uğraşmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.