İngilizcede “cybersickness” denen “sanal gerçeklik hastalığı”, sanal ortamlara maruz kalma sonucunda meydana geliyor. Hastalık, sanal gerçeklik teknolojisinin ilerlemesini etkileyebilecek en önemli sağlık ve güvenlik sorunlarından biri olarak görülüyor.
Yurt dışında birçok çalışmaya konu olan sanal gerçeklik hastalığı ile ilgili Türkiye'deki ilk araştırmayı yürüten İstanbul Aydın Üniversitesi Sanal Gerçeklik Laboratuvarı, çalışmalarını “Sanal Gerçekliğin Tetiklediği Semptomlar” adlı bir kitapta birleştirdi.
Sanal gerçeklik deneyimi hangi semptomları tetikliyor?
İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. And Algül, Doç. Dr. Deniz Yenğin (Yeni Medya ve İletişim Bölümü Başkanı), Dr. Öğr. Üyesi Gökmen H. Karadağ, Dr. Öğr. Üyesi Ayten Övür ve Araştırma Görevlisi Tamer Bayrak tarafından yürütülen çalışmada dört farklı sanal gerçeklik oyunu oynatılan 50 katılımcıyla anket yapıldı, bildirdikleri semptomlar saptandı,
katılımcıların oyun esnasındaki görüntüleri kaydedildi, sözlü ve bedensel tepkileri ölçüldü. Katılımcılarda görülen semptomlar baskınlık derecesine göre şöyle sıralandı: “Denge kaybı, gerginlik, terleme, hararet basma, sersemlik, baş dönmesi, baş ağrısı, genel rahatsızlık, bitkinlik, bulantı, mide farkındalığı, uyku ve uyuşukluk, gözlerde ışığa hassasiyet, konsantrasyon güçlüğü, kafanın içinde flaşların patlaması, gözde yanma ve sulanma.”
Literatürde sanal gerçeklikle tetiklenen semptomlar, “Yönelim (oryantasyon) Bozukluğu”, “Bulantı” ve “Gözdevindiren (Okülomotor)” olmak üzere üç gruba ayrılıyor.
İstanbul Aydın Üniversitesi Sanal gerçeklik Laboratuvarı'nda gerçekleştirilen çalışmalarda sanal gerçeklik deneyimi yaşayan katılımcılarda en çok yönelim bozukluğu semptomları, sonra bulantı semptomları ve daha sonra da okülomotor semptomlar görüldü. Bu, uluslararası literatürdeki sıralamaya da uygun düştü.
Şiddetli semptomlar nedeniyle sanal gerçeklik tecrübesini en yüksek tamamlayamama oranı ise yüzde 6 ile “korku” türünde çıktı.
İstanbul Aydın Üniversitesi Sanal Gerçeklik Laboratuvarında gerçekleştirilen çalışmada sanal gerçeklikle tetiklenen semptomlar üzerinde etkili olan faktörler de incelendi. Çalışmada çok daha detaylı yer alan faktörlerden bazıları şöyle sıralandı:
• Diğer dijital ortamlardaki oyun oynama süre ve sıklığıyla oluşan oyuncu deneyimi daha fazla olan katılımcılarda sanal gerçeklik gözlüğü kullanımıyla ortaya çıkan olumsuz etkiler daha az görüldü.
• Ancak bu deneyim bizzat sanal gerçeklik gözlüğünün kullanıldığı oyunlarda gelişmişse denge kaybında azalış değil tersine artış tespit edildi.
• Katılımcılar, profesyonel çalışma tecrübeleri ne kadar fazlaysa, sanal gerçekliğin tetiklediği mide rahatsızlığı, mental rahatsızlık, terleme ve algılama rahatsızlığından o kadar az etkilendiler.
• Kadınlar, sanal gerçeklik gözlüğü kullanımına bağlı mide rahatsızlığı, terleme, sıcaklık hissetme ve denge kaybı konusunda erkeklerden daha fazla rahatsızlık hissettiler.
• Dijital oyun oynarken yalnız olmayı tercih edenler en çok “sanal gerçekliğin tetiklediği denge kaybından; aileyle veya kalabalık çevrede olmayı tercih edenlerse en çok “sanal gerçekliğe bağlı psikolojik rahatsızlıklardan etkilendi.
İstanbul Aydın Üniversitesi araştırma ekibi Türkiye'de bu konuda ilk kapsamlı araştırmaya imza atan elde ettikleri teknik ve yöntem bilgisini bu kitapla tüm bilim ve sektör çevreleriyle paylaşmış oldu. Bu teknik ve yöntem bilgisinin, İstanbul Aydın Üniversitesi Sanal Gerçeklik Laboratuvarında bu konuda daha ileri bilimsel çalışmalar yapmak için rehberlik sağlaması bekleniyor. İHA