BİRÇOK SORUNLA KARŞI KARŞIYA GELDİK: Eğitim sisteminin, eğitim ve bilim emekçilerinin yıllardır birikerek artan sorunları 2013-2014 eğitim ve öğretim yılında katlanarak arttığı belirtilen yazılı açıklamada Milli Eğitim Bakanlığı çözüm üretmekten çok, yeni sorunlar yaratan politika ve uygulamalarıyla başta eğitim emekçileri olmak üzere, öğrenci ve velileri sürekli mağdur etmeyi sürdürmekte olduğu vurgulandı.
OKULLARDA FİZİKİ DONANIM VE ALTYAPI EKSİKLİĞİ VAR
Açıklamada,” AKP hükümetinin, eğitim sistemini piyasacı projelerle yönetmesi, angarya çalışma uygulamaları ve eğitimde 4+4+4 dayatması sonrasında derinleşerek artan sorunlar, 2013-2014 eğitim-öğretim yılına damgasını vurmuştur. Eğitimde 4+4+4 sonrasında okul dönüşümleri ile bazı okulların imam hatip yapılması yeni mağduriyetler yaratmıştır. Okullarda giderek artan fiziki donanım ve altyapı sorunları, kalabalık sınıflar, ikili eğitim, taşımalı eğitim, zorunlu ve “zorunlu seçmeli” din dersi dayatmaları, eğitim müfredatında piyasacı ve dini içerikli söylemlerin artması vb gibi pek çok sorun artarak devam etmektedir”
ÖĞRENCİLERİ MAĞDUR EDEN BAKANLIĞIN TUTUMUNU KINIYORUZ
AKP hükümetinin eğitime ve çocuklarımıza verdiği önem 14 Haziran 2014 te Hem LYS hem de MTSK sınavlarını, 22 Haziran 2014 ise Yine LYS ve 5,6,7, ve 9. Sınıf öğrencilerinin girdiği PYBS sınavını aynı güne ve aynı saate koyduğunu son gün fark etmesinde açıkça görülmektedir. Sınavlara bir gün kala bunu farkeden ve gerekli ayarlamaları zamanında yapmayıp öğrencileri mağdur eden bakanlığın bu tutumunu kınıyoruz”
DİN EĞİTİMİ DEVLET TEKELİNE ALINDI
AKP hükümeti, Türkiye gibi farklı inanç gruplarının, dinlerin, mezheplerin olduğu çok dilli ve çok inançlı bir toplumda din eğitimini devlet tekeline alarak “tek din, tek mezhep” anlayışıyla tüm topluma dayatmayı sürdürmektedir. Farklı dil, kültür ve inançlara yaşam alanları yaratılması yönündeki talepler güncelliğini korumaktadır”
Okullarda ve diğer eğitim kurumlarında yıllardır üvey evlat muamelesi gören ve iş tanımı hala yapılmayan yardımcı hizmetlilerin, kadro bekleyen 4-c’li çalışanlar ve taşeron işçilerin, memur ve teknik personelin sorunları, üniversitelerde yaşanan soruşturma ve görevden almalar, her geçen gün artan akademik, idari sorunlar eğitim sistemini büyük bir sorun yumağı haline gelmiştir”
Eğitim sistemini kendi siyasal çıkarları doğrultusunda biçimlendirmek isteyen AKP iktidarı, eğitim yöneticilerini siyasi referanslar üzerinden, yine siyasal kadroları ile doldurmaya çalışmaktadır. Bunun için bir süredir yandaş sendika ile paralel planlamalar yapmaktadır. Bakanlığın eğitim yöneticilerini belirlerken doğrudan “torpil” kelimesini çağrıştıran sözlü sınav uygulamasını getirmesi, eğitim yöneticilerinin yüzde 60 üst düzey yöneticiler, yüzde 40 sınırlı sayıda eğitim bileşenin vereceği puanlar üzeriden belirlemek istemesi kabul edilemez. Eğitim yöneticileri belirlenirken bilimsel, objektif kriterler ve liyakat ilkesi temel alınmalı, hiç kimse inancı, kimliği ya da sendikal aidiyeti üzerinden ayrımcı bir uygulamaya tabi tutulmamalıdır”
GEZİ DİRENİŞİ’NDE CADI AVI BAŞLATILDI
Kamusal eğitimin adım adım zayıflatılması, okullarda cinsiyet, etnik kimlik ve mezhep ayrımcılığına ilişkin uygulamalar ve şiddetin artması, ataması yapılmayan öğretmenlerin durumu, ücretli-vekil öğretmenlik uygulamaları, eğitim yöneticilerinin siyasi referanslarla belirlenmek istenmesi gibi sorunlara ek olarak, özellikle Gezi direnişi sonrasında Eğitim Sen üyelerine yönelik mobbing, soruşturma, sürgün ve görevden alma girişimleri belirgin bir şekilde artmıştır”
En temel sendikal faaliyetlerin bile suç sayıldığı, örgütlenme ve ifade özgürlüğünü önemseyen, savaşlar karşısında barışı savunmanın, şiddete ve linç girişimlerine karşı çıkarak demokratik tepkilerini gösteren üye ve yöneticilerimizin son derece keyfi gerekçelerle baskı altına alınması, hangi “ileri demokrasi” anlayışına, hangi adalete, hangi hukuka sığıyor merak ediyoruz.
Bir taraftan eğitim sistemi siyasi iktidarın siyasal-ideolojik ihtiyaçları ve hedefleri doğrultusunda yeniden biçimlendirilirken, diğer taraftan kamusal, demokratik, laik, bilimsel ve anadilinde eğitimi savunanların soruşturulması, sürgün ve cezalarla sindirilmeye, baskılar karşısında boyun eğmeye zorlanması bize göre tesadüf değildir”
Üye ve yöneticilerimize yönelik olarak başlatılan “cadı avı”na son verilmeli, tüm soruşturma, sürgün ve cezalar iptal edilmelidir. Yıllardır ülkenin dört bir yanında fedakârca çalışan eğitim emekçilerinin ekonomik sorunları ve çalışma koşulları düzeltilmelidir. Eğitimde her türden angaryaya, esnek ve performansa dayalı çalışma uygulamalarına son verilmesini, son olarak rehber öğretmenlik alanında olduğu gibi, yeni hak gaspları anlamına gelen bütün düzenlemelerin geri çekilmesini talep ediyoruz”
720 EĞİTİM ÇALIŞANI İLE ANKET YAPILDI
Açıklamada,” Hakkari Eğitim Sen Şubesi olarak Hakkari’deki eğitim sorunlarını belirlemek için 2-11 Haziran 2014 tarihleri arasında merkezde görev yapan 720 eğitim çalışanı ile yaptığımız anket sonuçlarını da kamuoyu ile paylaşan (Eğitim-Sen) yapılan anket çalışmalarının sonucunu da açıkladı.
Anket sonucunda,”Ankete katılanların yüzde 82’si anadilin farklı olması Hakkari’deki eğitim sorununun temel nedeni olarak görmektedir. Ankete katılanların yüzde 80’i kurumlarında yapılan çalışmalarda kendilerinin fikirlerinin alınmadığını belirtmiştir. Ankete katılanların yüzde 95’i sene başı ve sene sonu yapılan seminerlerin etkili olmadığını belirtmiştir.
Ankete katılanların yüzde 93 hizmet içi seminerlerinin mesai saatleri dışında ve ücret ödenmeden yapılmasını doğru bulmuyor. Ankete katılanların yüzde 75’i7 Ekim 2013 tarihinden beri sendikamızın yapmış olduğu özgür giyim kuşam eylemine katıldıklarını belirtmiştir. Ankete katılanlar “Barınma ve ulaşım, sosyal mekân eksikliği, sorunların çözümünde STK ile işbirliği yapılmaması, veli ilgisizliğinin yoğun olması, konularının da eğitimde giderilmesi gereken temel sorunlar olarak görmektedirler.
Hakkâri Eğitim-Sen Şubesi olarak her yıl lise ve üniversitelere giriş sınavlarında son sıralarda yer almanın bir kader olmadığının, olamayacağının bilincindeyiz. Bunun için yetkililerin biran önce gereken tedbirleri almaları, geleceğimiz olan çocuklarımızın başta anadilinde eğitim hakkı olmak üzere tüm eğitim öğretim olanaklarından yararlanmaları sağlanmalıdır”
VAR OLAN SORUNLARA YÖNELİK SOMUT ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ ŞUNLARDIR
2. Bakım onarım tamirat ve pansiyon ile taşımalı eğitim ihalelerinin Temmuz-Ağustos aylarında yapılıp tamamlanması.
3. İdareci ve öğretmen atamalarının liyakate bağlı olarak adil bir şekilde yapılması. Özellikle Milli Eğitim Müdürlüğü yöneticilerinin sendika üyeliğine göre değerlendirmelerine son verilmesi.
4. Yapılan tüm çalışmalara öğrenci, veli ve tüm Sivil Toplum Kuruluşlarının dahil edilmesi.
5. Aile eğitimi programlarımın uygulanması.
1. İlimizdeki öğretmen açığının ilk atama dönemimde giderilmesi.
2. İlimizdeki öğretmen sirkülasyonunun önüne geçilmesi için tüm çalışanlara ek puan ve ek ödeme uygulanması.
3. İlimizin okul binası, derslik, pansiyon, lojman ve öğretmenevi ihtiyacının giderilmesi.
4. İlimizde inşaatı devam eden okulların biran önce bitirilmesi.
5. İlimize Sosyal Bilimler, Spor ve Güzel Sanatlar Liselerinin açılması.
Hakkari Üniversitesi Kampüsünün bitirilmesi
Havaalanının biran önce hizmete açılması
Eğitim sorunlarının çözümü için geniş katılımlı bir çalıştayın yapılması