• BIST 9469.73
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 15 °C

EMİN HOCAYI UĞURLARKEN!

Hakan Taş

“Daha erkendi be öğretmenim. Ve şimdi sende gidiyorsun dönüş bileti satılmayan bir yolculuğa.  Ah be sevgili hocam, daha çok erkendi. 

O güzel yüzünü, merhametli yüreğini yokluğuna mahkûm etmeseydin bizi. Oysaki hastanenin önünde beklerken her saniye bizim için bir umuttu.  Gözlerini açman,  okul sıralarında bekleyen o çocukları güler yüzünle karşılaman…

İnanasımız gelmiyor, bir yandan göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş gibi his ediyorum, bir yandan da bütün bu acılarla sonsuzluk kadar bir zamanmış gibi.

sefer-hoca-1.jpgBugün bizi bırakıp gittiniz, hayatımızın en acı verici, en çaresiz, en yürek burkan günü olarak kalacak. Seni gömmek toprağa değil, kalbimizin en derin yerine kazımak ve sonsuza dek… Sanma ki seni unuturuz.

Sen her zaman kalbimizin en başucundasın. Canım öğretmenim, seni bu soğuk toprağın altına koyamıyorum. Neden bizi yalnız bırakıp gittin.  Neden bizi sana veda etmeye mecbur bıraktın.” Bir öğrencinin gizli ve acı haykırışı böyle…

Arkadaşı Halik Yaşar ise; “Harika bir insan, dürüst bir kişilik, lider ve liyakatli bir yönetici, mükemmel bir baba, vefalı bir dost ve büyük bir öğretmen.

Kısacası adam gibi adam. Bu kadar sevilmek her babayiğidin harcı değildir. Sen yokluğunla yüreğimizi yaktın ama seni tanımak seninle gülebilmek çok ama çok güzeldi. Kabrin nur,  mekânın cennet olsun Emin Hocam” diye duygularını paylaşmış.

Dostu, sırdaşı, arkadaşı, akrabası olan Sefer Özatak, hala bu ani gidişe inanamayanlardan. Sefer hoca, konuşurken sözler boğazına düğümleniyor, gözlerinde yaşlar fışkırıyor;

“1987 yılında yoksulluktan Hakkari’nin Durankaya beldesinden ( O zamanlar köy idi) merkeze yürüyerek gelir, Van Alparslan Anadolu Öğretmen Lisesine ( O yıllarda ortaokulu da bünyesinde barındırırdı) gitmek için ikimiz bir bilet keserdik.

cenaze-003.jpgDönüşümlü oturarak Van’a kadar yolculuk ederdik. Birçok defa bu şekilde yolculuk yapmışlığımız oldu. Tabi muavinlerden yediğimiz tokatlar ve işittiğimiz hakaretler eşliğinde”…

Sefer Özatak, can ciğer dostunu anlatırken tepeden tırnağa titriyor ve” Eğitimci, gönül insanı, yardımsever, bütün hayatını öğrencilere bir şey katmak için yaşayan bir insandı” diyor ve kitleniyor..

Emin Özatak hakkında herkes konuştu, herkes ağladı, herkes üzüldü, herkes şok oldu. Sessiz bir adamdı. Ama sürekli tüm dişleri görünecek kadar güler yüzlü içtendi. İyi bir eğitim almıştı. Milli Eğitim bünyesinde her kademede görev aldı ve başarısından hep söz ettirdi. Müdürü olduğu okuluna gitti, üniversite sınavına girecek olan öğrencilerini tek tek telefonda arayarak başarı diledi. Hepsine Allah’a emanet olun diyerek bir nevi vedalaştı.

Telefon görüşmeleri bittiğinde derin bir nefes alarak beyninde pusu kuran kanamaya teslim oldu. Gözleri karardı,  çalışma arkadaşlarının kollarında bayıldı. Ambulansa acil haber verilerek hastaneye kaldırıldı ve yoğun bakım ünitesine alındı. Ailesi, meslektaşları ve öğrencileri hastane bahçesinde sabahladılar. Kimseler inanmak istemedi.

Güçlüydü, iradeliydi, inançlıydı ama direnemedi. Kapanan gözleri bir daha açılmadı. Hastanedeki çığlık herkesi orada topladı. Kendi gibi ölümü ve gidişi de sessiz ve efendiydi. 35 derece sıcaklığa kimse aldırış etmeden Gazi Mahallesi ailesi mezarlığına akın etti. Gömüldüğü yer dik ve yokuş olduğu için kazıcı giremeyince elle mezar kazıldı.

hoca.jpgBinlerce kişi üç saat boyunca mezarlıkta kendisini son yolculuğa uğurladılar. 4 çocuğu ağlıyordu ama 4 bin öğrencisi şoktaydı.  Mezarlıkta araç park edilecek yer bulunamadı. Kadınlı erkekli iki bin kişi iştirak etti.

1974 Durankaya Beldesi doğumludur. Babasını küçük yaşta kaybetti. İlkokulu Durankaya’da, ortaokul ve liseyi Alpaslan öğretmen lisesinde okudu. Erzurum Atatürk Üniversitesi Felsefe bölümüne yerleşti. 1997 yılında aynı üniversiteden mezun oldu.

Aynı yıl Van ili Çaldıran ilçesi Zahide-Mehmet TAMİNCE lisesinde ilk öğretmenlik görevine başladı. Çaldıran’da öğretmenlik yaparken tanıştığı “Özlem Hanımla” hayatını birleştirdi.

Bu mutlu evliliklerinde biri erkek olmak üzere dört çocuk sahibi oldular. 2002 tarihinde iller arası yer değiştirmeler ile kendi memleketi olan Hakkari Atatürk Lisesine öğretmen olarak atandı. 2007 yılında kadar bu okulda görev yaptı. 29.07.2007 tarihinde Türk Telekom Anadolu Öğretmen Lisesine Müdür Yardımcısı,  2014 tarihinde Türk Telekom Sosyal Bilimler Lisesine asaleten müdür olarak atandı.

hoca-cenaze-2.jpgNezaketi, dürüstlüğü ve şefkati ile öğrencileri arasında çok sevilen bir öğretmen ve idareciydi.

Beraber çalıştığı öğretmenler başka illere atanmalarına rağmen Emin öğretmeni her zaman arar ve sorarlar.

Emin öğretmenimizin kibri yoktu, hiçbir zaman makam ve mevkide gözü olmadı.

Hatta ilk defa asaleten müdür olarak atanırken bütün şartları tutmasına rağmen müdür vekâletine bakan dostuna siz burada olduğunuz sürece ben bu okulu tercih edeceğim diyebilecek kadar saygı sevgi ve hoşgörüyü bilen biriydi.

Emin öğretmen bir eğitim aşığıydı, öğrencileri için her şeyi göze alabilecek biriydi. Mizahı çok severdi. Hata yapan öğrencilerini mizah yoluyla takılırdı. Müdür Özatak, rahatsızlanmadan on dakika öncesine kadar da okulumuzda bu yıl mezun olan öğrenci ve velilerini arayarak iletişimini hep sürdürdü.

Bu acıyı hafifletecek hiçbir söz yoktur. O “EMİN” ellerde. Mekanı cennet olsun.

Bu yazı toplam 9520 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 18
  • Facebook Yorumları 0
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    Yazarın Diğer Yazıları
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Hakkari Haber TV | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel :
    FEYZULLAH TAŞ- 0.(505) 440 39 66
    SAVAŞ TAŞ - 0.(545) 864 4868
    YUSUF TAŞ- 0.(544) 346 1740 | Haber Scripti: CM Bilişim