Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op.Dr. İlker Tekin, varis oluşumunda en önemli etkenin genetik yatkınlık olduğunu belirtirken, aşırı şişmanlık, sigara, damar iltihabı, gebelik, kronik akciğer hastalığı, kronik kabızlık, uzun süre ayakta durma ve oturmayı gerektiren meslek gruplarının hastalığın ilerlemesinde etken olduğunu söyledi.
Toplardamarın kirli kanın kalbe taşınmasını sağlayan damarlar olduğunu ve bacak toplardamarları içinde kanın geri dönmesini engelleyen kapakçıklar barındırdığını belirten Dr. Tekin, "Bu kapakçık sistemlerinde oluşan yetmezlik kanın geriye kaçarak damar içinde göllenmesine ve toplardamarlarda genişlemelere neden olur. Bu kapakçık yetmezliği bacak derin toplardamarlarını tuttuğunda derin venöz yetmezlik, bacak yüzeyel toplardamarlarını tuttuğunda yüzeyel venöz yetmezlik veya varis olarak adlandırılır” dedi.
KADINLARDA SIK GÖRÜLÜYOR
Varislerin ince yüzeyel retiküler tiplerden ciltten kabarık, kavisli, genişlemiş büyük damar oluşumlarına kadar geniş bir spektrumda göründüğünü belirten Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op.Dr. İlker Tekin, gebelik, hormonal yapı ve nispeten daha az kas yapısı nedeniyle kadınlarda erkeklere oranla 1,5 kat daha fazla görüldüğünü söyledi.
Varislerin kadın ve erkekte görülme oranının yaş arttıkça arttığını da anlatan Dr. Tekin şöyle konuştu: ”Oluşumunda genetik yatkınlık en önemli etken olup aşırı şişmanlık, geçirilmiş damar iltihabı, gebelik, kronik akciğer hastalığı, kronik kabızlık ve uzun süreli ayakta durma veya oturmayı gerektiren meslek grupları hastalığın ilerlemesinde önde gelen risk faktörleridir.”
KADINLAR DAHA ÇOK BAŞVURUYOR
Varislerin kadınlarda kozmetik şikayetler oluşturduğu için poliklinik başvurularının çoğunun kadınlara ait olduğunu belirten Dr. Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Varisler aynı zamanda kişinin günlük çalışma ve sosyal hayatını etkileyecek boyutta ciddi şikayetlere neden olabilir. Bu şikayetler görülme sıklığına göre bacaklarda ağrı, şişlik, gece krampları ve kaşıntı olup tüm bu şikayetler bütününe ‘Huzursuz Bacak Sendromu' denilmektedir. Şikayetlerin şiddeti aynı zamanda varislerin miktarı ve büyüklüğü ile orantısız olup özellikle gebelik, adet dönemleri, ayakta uzun süreli durma ve yaz mevsiminde artış gösterir.”
SICAK KUM VE KAPLICADAN UZAK DURULMALI
Tanı için öncelikle hastanın şikayetlerini ciddiyete alarak kalp damar cerrahisi polikliniğine kontrole gelmesi gerektiğini bildiren Dr. Tekin, yapılan doktor muayenesi sonrası istenen doppler ultrasonografinin tedavinin şekillenmesini sağladığını ifade etti.
Varis rahatsızlığında, hastanın öncelikle fazla kilolarından kurtulması, sigarayı bırakması, kronik kabızlığa neden olan beslenme alışkanlıkları ve kafein içeren besinlerden uzak durması, sıkı kıyafetler ve yüksek topuklu ayakkabı giymemesi, bacaklarını sıcak temasından (kaplıca, sıcak kum) uzak tutması gerektiğini söyleyen Dr. Tekin, "Hastanın aynı zamanda baldır kaslarını güçlendirmek amaçlı yürüyüş, yüzme ve bisiklet gibi sporları yapması ve ayakta uzun süreli durmayı gerektiren meslek gruplarında gün içinde ara ara ayaklarını uzatarak dinlenmeleri şikayetlerin azaltılmasında önemlidir” diye konuştu.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Varis tedavisinde seçilecek yöntemde hastaya ait özellikler, hasta şikayeti, mevcut varisin tipi ve doppler ultrasonografi bulgularının belirleyici olduğunu paylaşan Kalp veDamar Cerrahisi Uzmanı Op.Dr. İlker Tekin şunları söyledi:
''Bu tedavi yöntemleri, yüzeyel lazer, termokoagülasyon, köpük skleroterapi, kapalı cerrahi (lazer ablasyon, radyofrekans ablasyon) ve açık cerrahi olarak sayılabilir. Hastanın belirtilen günlük yaşama dair önerilere uyması, başlanmış olan ilaç tedavisinin ve varis çorabını düzenli kullanması tıbbi tedavinin başarısını artırır.'' (İHA)