HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, BDP’nin Meclis grup toplantısında gündeme ilişkin konuları değerlendirdi. Grup toplantısına hasta tutsakların aileleri ve Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tahliye olan hasta tutsak Hediye Aksoy da katıldı. Çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kürkçü, “Barış treninin yol almadığını biliyoruz. Kitleler alanlarda bunu haykırdılar. Tren sallanıyor ama biz onun gitmediğini biliyoruz. Barış ve mücadele sürecinin tıpkı bu şekilde gittiğini biliyoruz” dedi.
Çözüm sürecinde ikinci aşamadaki çalışmaların anayasal değişiklik yapılmadan gerçekleştirilebileceğini dile getiren Kürkçü, “Elde var çatışmasızlık, başka hiçbir şey yok. Hükümetin en önemli meselemiz olan hasta tutsakların serbest bırakılması için hiçbir adım atmadığını biliyoruz. Hasta tutsaklar serbest bırakılmıyor. Kürtler ve muhalefet olunca her türlü adaletsizlik olurken, faili meçhullerin bir numaralı sanığı olan Mehmet Ağar özel oturumla ifade veriyor.
Bunlarla suçlanan bir muhalif olması durumunda başına gelecekleri bilmeyen yok. Tayyip Erdoğan’ın adalet diye bildiği şey bütün savcı ve hakimleri kendisine bağlamaktır. AKP’nin kendisini koruma refleksi adalet ve barış talebinin önüne geçmiştir” diye konuştu.
HDP olarak yerel seçimlerde AKP ile hesaplaşmak için gün saydıklarını ifade eden Kürkçü, “Biz Tayyip Erdoğan’a muhalefette olmayı tattırmak istiyoruz” dedi.
Kürkçü, “AKP döneminde üniversiteler birer kışlaya döndü. Bu kışlalarda öğrencilerin ifade, araştırma imkanları kısıtlandı. Tek tek özel hayatlarına kadar öğrenciler fişleniyor. YÖK’e bağlı rektörlerin yeni uygulaması şudur; öğrenciler ile ilgili tuttukları fişleri Terörle Mücadele’ye gönderiyorlar. Herhangi bir etkinlik nedeniyle öğrenciler, TMK’dan yargılanıyor ve cezalandırılıyor. Gezi isyanı niye oldu diyorlar. Gezi isyanını siz kışkırtınız. İnsanlar artık size yeter dediler. Bu Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli isyanlarından biri” diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Gezi direnişi sırasında iki büyük yalanının olduğunu belirten Kürkçü, şunları dile getirdi: “Biri camide içki içildiği iddiası. Camide içki içilmediği, Zaman gazetesi tarafından açıklandı. Bira kutularının oraya sonradan konulduğu açıklandı. Ama Tayyip Erdoğan aynı yalanı söylemeye devam ediyor. İkinci büyük yalan Gezi direnişçilerinin başı örtülü kadınlara karşı saldırılara giriştiğine dairdir. Bugüne kadar hiçbir şekilde kanıtlanmamıştır.
Gerçekler araştırıldı ve Kabataş’ta böyle bir şey olmadığı ortaya çıktı. Hükümet soruşturmaya tamamlayamadı. Henüz tamamlanmamış bir soruşturmadan dolayı binlerce, yüz binlerce insanı suçladı. Biz oradaki kadının iddiasının peşinde sonuna kadar gitmesinin arkasında oluruz. Ama Gezi direnişçilerinin onuru bizim onurumuzdur ve bu onuru sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz.”
Başbakan Erdoğan’ın “Biz Türkiye’nin IMF’ye borcunu ödedik” diye övündüğünü belirten Kürkçü, “Evet IMF’ye borcunuzu ödediniz. Ama sizin tek borcunuz o değil. Sizin 400 milyar dolar dış borcunuz var.
Tayyip Erdoğan’ın ekonomisi temelden sallanmaktadır. Tayyip Erdoğan diyor ki, bunu faiz lobisi yapıyor, bunu TÜSİAD yapıyor, o yapıyor bu yapıyor. Demokrasi dediğimiz şey sadece dış payandalarla yürüyecek bir şey değildir. Tayyip Erdoğan iktidarı dış güçlerden çok yararlandı. Ne zaman ki, Tayyip Erdoğan silahlı kuvvetleri geriletmeyi başardı, artık mutlak iktidarı tatmak istedi.
Hayatının en büyük hatasını çoğul bir ülkede tekli bir iktidar kurmak istemesiyle yaptı. Şimdi bunun cezasını ödeyecek” diye konuştu. Kürkçü, “Biz halkın kendi kendisini yönetmesini istiyoruz ve bunun mücadelesini sürdüreceğiz” diye belirtti.