Hayallerin vardı, umutların sana yoldaştı. Canını yakan o büyük acı bile yüzündeki gülümsemeyi etkilemiyordu. Hiç kimse bana senin gibi tatlı “Abimmmmm” diyemiyordu. Sana göre sevgi her insanın ihtiyaç duyduğu gıdaydı. Sen bu gıda ile besledin tüm sevdiklerini. Ama seni sevenlere ihanet ettin, zamansız gidişin ile sonbahar ile işbirliği yaptın, sarı yapraklarda gizlendin ve onlarla birlikte düştün hayatın dalından.
Kısa bir süre önce konuştuk senle telefonla. Ölümün soğuk derinliğinde rezerve yapmış gibi titrek sesinle bana veda eder gibiydin. Yanağından süzülen yaşları avucumda his ettim. Kelimeler boğazıma düğümlenmişti. Bu bir vedaydı biliyordum.
Mademki sonbahardan korkardın neden bu mevsimde gözlerini yumdun. Neden baharı beklemedin. Neden yüreğimize karları erken yağdırdın. Adın Hayal idi. Hayallerin çok renkli ve fazlaydı. Hayallerimizi de yıktın hayalin gibi, gidişin zamansız oldu bebeğim…
Beyazı çok severim, hep beyaz giyinmek isterim diyordun ya. Bende sana inşallah birgün beyaz gelinlik giyersin derdim. Yine sevdiğin beyazlarınla gittin. Gelinliği tabutuna, kefeni bedenine sararak… Karaları ve matemi de bize bırakarak…