Adalet Bakanı Bozdağ, Beştepe Millet ve Kongre Kültür Merkezi’nde düzenlenen hakim ve Cumhuriyet savcı adaylarının kura töreninde yaptığı konuşmada, hakim ve savcıların zor bir görev seçtiğini, ama bu konuda hakim ve savcıların başarılı olacağına inandığını kaydetti.
Bunun sadece kendi düşüncesi olmadığını anlatan Bozdağ, hakim ve savcıları mesleğe kabul eden HSYK ve sınav kurullarının inancı ve kanaati olduğunu dile getirdi.
Bozdağ, hakim ve savcıların önlerine çıkacak engelleri hukuk içerisinde, anayasaya bağlı bir biçimde aşacaklarına, yapacakları görevler ve alacakları kararlar ile Türk milletine ve hukuk devletine en büyük hizmeti sunacaklarına yürekten inandığını sözlerine ekledi.
“Terör örgütlerinin talimatlarıyla iş yapar ve göz yumarsak o zaman anayasamıza da devletimize de, aziz milletimize de ihanet etmiş oluruz”
Hukuk devletini korumak ve yaşatmanın herkesin görevi olduğunu vurgulayan Bozdağ, “Ama evvela yargı görevi yapanların birinci görevidir. Onun için siz görev yaptığınız süre içerisinde anayasamıza uygun bir biçimde davrandığınız sürece hem hukuk devletine hem de milletimize çok büyük hizmetleri yerine getirmiş olacaksınız. Hakimler ve savcılar esasında anayasa teminatı altında görev yapıyorlar. Türkiye’de böylesi teminat altında görev yapan yegane kamu görevlileri hakimler ve savcılardır.
Hakimlik ve savcılık teminatı bizim görevlerimizi her türlü korku, baskı ve endişeden uzak bir biçimde anayasa ve yasalarımıza uygun şekilde yerine getirmek için anayasamızda ve yasalarımızda vardır.
Ama bu teminatın arkasına sığınıp anayasayı ve yasaları çiğnerseniz, bu teminatın arkasına sığınıp bir takım terör örgütleriyle birlik veya irtibat ilişkisinde, terör örgütlerinin talimatlarıyla iş yapar ve göz yumarsak o zaman anayasamıza da devletimize de, aziz milletimize de ihanet etmiş oluruz.
Ben her birerinizin özgür bir biçimde anayasa ve yasalarımıza uygun bir şekilde davranacağınıza inanıyorum” diye konuştu.
“FETÖ’ye veya başka başka terör örgütlerine bağlı bir vicdan olursa o vicdandan hayır çıkmaz, adalet çıkmaz, doğru şey asla çıkmaz”
Bakan Bozdağ, hakim ve savcılara anayasaya bağlılık uyarısında bulunarak, “Eğer bizim vicdanımız anayasamıza, hukukumuza bağlı olursa o zaman bu vicdan bizim yolumuzu şaşırmamıza engel olur. Hiç unutmayın kamuoyu vicdanıyla hareket ederseniz o vicdan sizi adalete götürmez.
Sadece rolüne vasıta ekler. Onun için anayasa vicdanı başıboş bırakmamıştır. Vicdanı tutmuş bir yere bağlamış, o yer de birincisi anayasadır, ikincisi kanundur, üçüncüsü hukuktur.
Vicdan belli bir kurala bağlı olarak hareket edecek. Eğer vicdanımızı kurala bağlamazsak, anayasamızın bağladığı gibi yasa ve hukuka bağlamazsak o zaman bu vicdan başka yerlere bağlı olur.
Dine, siyasete, ideolojiye, mezhebe, renge, dile, esen rüzgara bağlı olabilir. Böyle vicdan taşıyandan da ne hakim olur ne de savcı olur.
Ondan da adalet beklemeyin. Onun için ben mesleğe yeni başlayacak olan hakim ve savcılarımıza bir kez de bu grup içerisinde ifade ediyorum ki vicdanınız daima anayasamıza bağlı olsun, kanunlarımıza, hukuka bağlı olsun. Göreceksiniz vereceğiniz her karar doğru olacak.
Vicdanımızı nereye bağlayacağımızı, nerede tutacağımızı çok çok iyi bilmemiz lazım. FETÖ’ye veya başka başka terör örgütlerine bağlı bir vicdan olursa o vicdandan hayır çıkmaz, adalet çıkmaz, doğru şey asla çıkmaz" ifadelerini kullandı.
Hakim ve savcılara sosyal medya uyarısı
“Sosyal medya, sanal dünya esasında yalan dünya. Ben kendi adıma söylüyorum; bu yalan dünyaya girdiğiniz de güvenilirliğinizi de yitiriyorsunuz” diyen Bozdağ, şunları kaydetti: “Bir hakimin, savcının sanal dünya üzerinden siyasal, ideolojik paylaşımları yaptığını gördüğümde fevkalade rahatsız oluyorum.
Bir davam olsa o hakime düşmesini, o savcıya düşmesini asla istemem. Eğer siz çok başarılı hakim ve savcı olmak istiyorsanız siyasal görüşlerinizle, fikirlerinizle, ideolojilerinizle sanal medyadaki yalan dünyanın peşinden koşmakla değil, adil, doğru kararlar vermekle ancak onu yapabilirsiniz.
Ben sanal medyayı kullanmayın demiyorum. Ama lütfen sanal medyada siyasi paylaşımlar hakim ve savcılarımız yapmasın. ‘Benim ifade hürriyetim var.’ Amenna herkesin ifade hürriyeti var.
Ama yargıya güveni ayakta tutmak için bu şart. HSYK Başkanı, Adalet Bakanı olarak ben siyasi görüşünü medyada paylaşan hakimden de savcıdan da korkuyorum. Yetkim olsa siyasi görüşünü sosyal medyadan paylaşanı bir saat değil, bir saniye bu meslekten tutmak.
Rütbesini alırım ‘sen git partilere üye ol, hangi partiden siyaset yapmak istiyorsan yap’ derim. Emin olun benim tek başına anayasal yetkim olsun, tek bir paylaşım gördüğümde ben onun meslekte kalmasına bir saniye izin vermem. Ama benim böyle bir yetkim yok.
Hem siyasetçi, hem bir Bakan olarak diyorum ki mesleğe yeni başlayacak arkadaşlarıma; lütfen siz bazılarının yaptığı bu yanlışa düşmeyin.
Onun için bunu yaptığınız da bilin ki size olan güven zedelenecektir. Eğer insanlar ‘bu hakim falan görüşten, bu savcı filan görüşten’ diye davaları getirirken, şikayet yaparken veya soruşturmayı takip ederken düşünmeye başladıysa orada tuz kokmaya başlamış demektir.
Buna bizim fırsat vermememiz, meydan vermememiz lazım. Onun içinde ben bütün arkadaşlarımdan bu konularda özellikle hassasiyet göstermelerini rica ediyorum. Kendiniz için, hukuk için, adalet için, yargıya güven için lütfen hassasiyet gösterelim.” İHA