Eğitim-Sen Hakkari Şubesi akşam saatlerinde yazılı bir açıklama yaparak “Bağır herkes duysun, erkek devlet şiddeti son bulsun” denildi. Açıklamada,” 42 gün önce Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük katliamını yaşadığı belirtilen açıklamada, 42 gün önce on binlerce yoldaşımızla bu ülkede savaşa, halkların birbirine kırdırılmasına, çatışmalara ve kutuplaşmaya karşı yeniden diyalog ve çatışmasızlık ortamına geri dönülmesi için barış talebimizle alanları doldurmuştuk.
Bu ülkede kandan, şiddetten ve linç kültüründen beslenenlere karşı halkların kardeşliğinden yana olanların barış çığlığını haykırmak için gelmiştik buraya. Ancak iktidarlarının geleceği için barışı, barış talebini tehdit olarak görenler bir katliam gerçekleştirdiler.
Halkların, emekçilerin, kadınların ve gençlerin barış iradesini tehdit olarak görenler aramıza sinsice, korkakça dalarak barış umudunu bombaladılar. Acımız hala çok taze, çok büyük ve çok derin. Fakat öfkemiz kat be kat daha büyük!..
10 Ekim katliamı emek, demokrasi ve barış mücadelemiz için bir dönüm noktası olmuştur. Bu kanlı katliamın gerçek sorumluları hesap verene kadar, gerçek bir adalet ve yüzleşme süreci yaşanıp bu topraklarda halkların eşitliğine dayalı onurlu bir barış gerçekleşene kadar hesap sormaya devam edeceğiz.
Biliyoruz ki çok çetin ve uzun bir yolumuz var. Ancak arkadaşlarımızın bıraktığı yerden devam etmek, onların vasiyetini yerine getirmek için dayanışmayı ve ortak mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğimizi buradan bir kez daha haykırıyoruz.
Savaş ve çatışmalar biz kadınların hayatını tüm şiddetiyle kuşatma altına alıyor. Biz kadınlar savaşa karşı barış mücadelesi verdiğimiz için, Saray darbesine ve diktatörlüğe, tekçiliğe, cinsiyetçiliğe ve zulme karşı direndiğimiz için devletin şiddetinin birincil hedefi haline geliyoruz.
Barışta ısrar ettiğimiz için, özgürlüğümüzden vazgeçmediğimiz için, halkların eşitliği ve kardeşliğinden yana taraf olduğumuz için linçe maruz kalıyoruz. Savaşın vahşetinden kurtulmak için göç ettiğimiz topraklarda mülteci hayatlar sürdürmek zorunda kalıyoruz.
Doğamızı, toprağımızı kapitalist kar hırsının insafına terk etmediğimiz, yaşam alanlarımızın talanına karşı en önde saf tuttuğumuz için, iş güvencemize sahip çıktığımız için, kadın cinayetleri politiktir, emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz bizimdir dediğimiz için erkek-devlet ve sermaye işbirliğiyle hayatlarımız üzerinde sistematik bir şiddet geliştiriliyor.
Ülkemizde kadına yönelik şiddet taciz tecavüz artarak devam ediyor. Son bir ay içinde 25 kadın katledildi. Ne acıdır ki bu şiddeti uygulayan faillerin yaptıkları yanlarına kar kalmakta, yaşama hakkı ellerinden alınan kadınlar tekrar tekrar öldürülmektedir.
Haksız tahrik indirimleriyle sonuçlanan davalar göstermiştir ki; devlet, kadını toplumsal hayat içinde bir birey, bir vatandaş olarak görmemekte kadınlara uygulanan her türlü baskı, tecavüz, taciz ve şiddet; normal ve doğal bulunmaktadır.
Tüm dünyada savaşa, şiddete, diktatörlüğe ve cinsiyetçiliğe karşı mücadelemizi yükselterek kadınların 25 kasım direniş mirasına sahip çıkmaya devam ediyoruz.
KESK'li kadınlar olarak, erkek devlet şiddetinin son bulması ve sokağa çıkmamızı engellemek, yaratılan korku hegemonyasını dağıtmak için tüm kadınları isyana, mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz. Örgütlü kadın mücadelemizle kadına yönelik şiddeti ve katliamları durdurabileceğimizi biliyoruz.
Cizre, Suruç, Silvan ve Ankara katliamlarının hesabını sormak için,
Emeğimize, bedenimize, kimliğimize sahip çıkmak için,
Güvencesiz, kayıt dışı, kölece çalışmaya hayır demek için,
Gözaltında cinsel işkence insanlık suçudur demek için,
Nefret suçlarına dur demek için,
Tacize ve tecavüze haksız tahrik indirimlerine son vermek için,
AKP'nin kadın düşmanı politikalarına dur demek için,
Savaşa karşı onurlu bir barış inşa etmek için;
25 Kasım'da sesimizi daha da yükseltiyoruz.
Hep birlikte daha güçlü ve gür bir sesle ‘’Bağır Herkes Duysun, Erkek Devlet Şiddeti Son Bulsun Diyoruz!.. “şeklinde konuştu. Hakkarihabertv.com