GAP Gazeteciler Birliği olarak Hakkâri valiliği ile yapılan “Silifke’den Hakkâri’ye Dostluk Köprüsü” organizasyonunda gurur verici sonuçlarla karşılaştık. Bu değerlendirmemin en önemli sebebi terör tehlikesi riskinin sıfır düzeyine indirilmiş olmasıydı.
Anlatılanlar ve sunumlardan bağımsız olarak gezdiğimiz her yerde bu rahatlığı, halkın yüzündeki mutluluk ifadesinden kolaylıkla anlayabildik.
Bütün bunları düşünürken Maslow’un “ihtiyaçlar piramidi teorisi” aklıma geldi. Bilindiği gibi Maslow ihtiyaçlar hiyerarşisini beş ana kategoriye ayırır.
Piramidin tabanında fizyolojik ihtiyaçlar vardır. Açlık, susuzluk gibi yaşamsal gereksinimler bu kategoridedir ve insanın yaşamını sürdürebilmesi için en önemli olanı bu ihtiyaçlardır. Fizyolojik ihtiyacını gidermemiş bir kişi için diğer ihtiyaçların bir önemi yoktur.
Piramidin ikinci basamağı güvenlik ihtiyacıdır. Burası dış tehlikelerden korunmayı içerir. Bu ihtiyaç, korunma, barınma, kural ve yasalara uyma gibi gereksinimlere dayanır. Bu ihtiyaçların giderilmesiyle kişi korku ve kaygısını azaltacaktır.
Piramidin üçüncü basamağında ait olma, sevgi, kabul görme gibi sosyal ihtiyaçlar yer alır. Çünkü insan sosyal bir varlıktır, tek başına yaşayamaz. Başkalarıyla birlikte yaşama, kabul görme, arkadaşlık, sevme ve sevilme herkes için önemlidir.
Piramidin dördüncü basamağıysa, değer verilme ve saygı ihtiyacı vardır. İnsan ait olduğu grupta saygı görmek ister. Başarısı takdirle karşılanan, saygı duyulan insan kendine güven duyar.
Piramidin zirvesinde, yani beşinci basamakta kendini gerçekleştirme gereksinimi yer alır. Bu bölüm kişinin potansiyelini keşfettiği alandır. Örneğin bilgi, beceri ve yeteneklerimizi tamamen ortaya koyamadığımızı düşünüyorsak, büyük bir boşluk hissederiz ve bu histen kurtulmaya çalışırız.
Konumuz Maslow olmadığından açıklamayı burada bitirelim ve konumuz Hakkâri’ye dönelim. Gördüğümüz kadarıyla Hakkârili kardeşlerimiz temel ihtiyaçlarımızın başında gelen fiziki ihtiyaçlarını ve ikinci sıradaki can ve mal güvenliği ihtiyaçlarını devletin kararlı tutumu sayesinde sağlamışlar. Herkes işinde gücünde, sokakta doyasıya özgürlüğün tadını çıkarıyor.
Şimdi sırada arkadaşlık, sevgi ve ait olma duygusunu yaşamak ve güçlendirmek var. Bu ise az evvel bahsettiğimiz fiziki ve güvenlik ihtiyacından sonra yöre insanının samimiyeti, içtenliği ve misafir severliği sayesinde kolaylıkla gerçekleşebilecektir.
Bu konuda Hakkârili yöneticiler, kanaat önderleri, Sivil toplum liderleri ciddi bir gayretin içindedir. Ayrıca bu konuda millet olma bilincimiz gereği hepimize ödevler düşmektedir. Ayrılıkçı, bölücü, silahlı teröristlerle halkımızın arasına kalın bir çizgi çekmeli aidiyet ve kardeşlik bağlarımızı güçlendirmeliyiz.
İhtiyaçlar piramidinin bu üçüncüsü gerçekleştiğinde dördüncü sıradaki özsaygı, özgüven, başarı, başkalarına saygı, başkalarından saygı gibi hususlar doğal olarak tamamlanacaktır. Bu ise toplum olarak huzur ve mutluluğa kavuşmamız sonucunu getirecektir.
Piramidin en son basamağı ise kişinin istek ve kabiliyetleri doğrultusunda yaratıcılık ve moral değerlerle ilgilidir ki, huzur, başarı ve mutluluğunun son noktasıdır.
Hakkâri ve ilçelerindeki yöneticiler ve kanaat önderleri elbirliğiyle bu başarıyı gerçekleştirmişlerdir. Yalnız böyle bir ekibin eş güdüm halinde başarıyı yakalaması “orkestra şefi” konumundaki Hakkâri valisi Sayın İdris Akbıyık’ın üstün liderliğiyle mümkün olmuştur.
Bu bakımdan bizlere önderlik ederek yanımızdan ayrılmayan ve örnek bir misafirperverlik gösteren Hakkâri Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ömer Pakiş, Ak Parti İl Başkanı Abdulmuttalip Özbek, İş adamı Teoman Zeydan, işadamı İsmet Ölmez, Sanatçı Aydın Aydın, Hakkâri İl Kültür Müdürü İdris Ağacanoğlu, Şemdinli Belediye Başkanı Tahir Saklı, Çukurca Belediye Başkanı Ensar Dündar ve diğer dostlara Sayın valimiz İdris Akbıyık’ın şahsında teşekkür ediyorum.
Kaynak: http://www.silifkesesimiz.com/