HDP açıklamasında,"1 Eylül tarihsel olarak II. Dünya savaşı sürecinde Nazi faşizminin dünyaya dayattığı kan-katliam ve yıkım sonrası Dünya Barış Günü olarak anlam kazanmıştır.
1939 yılından bu yana 1 Eylül barışa dair umutların filize durduğu, gerçekleşme isteklerinin dile geldiği gün olarak kutlama gelen bir umut bayramı halini almıştır.
Dünyanın dört bir yanında barış sevdalılarının gerçekleştirdikleri etkinliklerle 1 Eylül Dünya barış günü kutlanmıştır.
Ne yazık ki ilimizde barışa dair yapılacak hiçbir etkinliğe müsaade edilmediği gibi, bu yönlü şiddet içermeyen temenni ve umutların kaleme alındığı basın açıklamalarına da müsaade edilmeyerek, şiddetle bastırılmaya çalışılmıştır.
Dünya Barış Günü vesilesi ile Çukurca İlçe Örgütü’müzün yapmak istediği basın açıklamasına kolluk kuvvetleri hiçbir uyarı ve ikaz da bulunmadan tazyikli su, gaz bombaları ve plastik mermilerle müdahale edilmiştir.
Açıklamayı yapan ilçe yöneticilerimiz ilçe binasına girmelerine rağmen, devletin güvenlik güçleri ilçe binamıza tamamen hukuksuz bir tarzda baskın yapmış, 9 yöneticimiz göz altına alınmıştır.
İlçe binamıza yapılan baskın sonrası ortaya çıkan manzara, devletin güvenlik güçlerinin tam bir nefret ve öfke ile arama faaliyeti yürüttüğünü bizlere göstermiştir.
İlçe binamız tam bir yıkımla harabeye çevrilmiş, içerde bulunan tüm eşyalar büyük bir hışımla kırılmıştır. Çukurca İlçe binamıza baskının yapıldığı aynı saatlerde Şemdinli ilçe binamıza da baskın yapılmıştır.
1 Eylül Dünya Barış Günü’nde her iki ilçe örgütlerimize yapılan baskınlar tarihe kara bir leke olarak geçecektir. Yaşadığımız coğrafyanın gün geçtikçe şiddet sarmalına girdiği bu süreçte barış istemek, savaş çığırtkanlığından daha mertçe ve cesurca bir davranıştır. Bizler barışı haykırmaktan asla geri durmayacağız.
Çok net olarak anlaşılmalıdır ki bugün ortaya konan bu davranışlar yarının utanç tabloları olarak gelecek nesillerin karşısına çıkacaktır.
Bu hukuksuzca yapılan baskınların çözüme ve barışa hizmet etmediği ortadadır. Bizler, her şeye rağmen barış isteğinden vazgeçmeyeceğimizi buradan bir kez daha haykırıyoruz.
Göz altına alınan yöneticilerimizin derhal serbest bırakılmasını, hukuksuz baskınların emrini veren ve bu yıkım tablosunda payı olan tüm görevlilerin soruşturmaya tabi tutularak gerekli cezai işlemlerin başlatılmasını bekliyoruz" denildi.
