Zaten partimizin genel politikası bu. Öte yandan varlığımızı hissettirmemiz gereken bir dönemden geçiyoruz. Nitekim ikinci bir açılım süreci yaşanıyor.
Bunu görmemek için kör olmak lazım. Bu bölge o süreçte çok acılar, sıkıntılar çekti. Esnaf kepenk kapattı. İnsanların evleri talan edildi, arabaları yakıldı. Hendekler kazıldı. Göçler yaşandı. Doğu’nun demografik yapısının değişmesine sebep oldular.
Şimdi de Doğu’daki son kalan vatanperverlerin göç etmesi için var güçleriyle çabalıyorlar. Biz buna müsaade etmeyeceğiz. Genel başkanımızın da ifade ettiği gibi “Bin yıldır bu topraklarda varız ve gelecek bin yılda da var olmaya devam edeceğiz.” Temel hareket noktamız bu. Ve ne yazık ki burdaki siyasette kim kara kim ak belli değil. Öyle ki şahit olduğum olaylar karşısında üzüntümü gizleyemiyorum.
Kendisini devletçi gösteren insanların, siyasi partilerin yanlışlar içinde olmasından oldukça yakınıyorum. Halka en büyük zararı bunlar veriyor. Devlet ile halkın arası bu kişiler ve olaylar yüzünden açılıyor. Ben ise tam da bu noktada varlığım ile Doğu’daki halka gerçek Türk milliyetçisi kimdir ve nasıl olmalıdır bunu göstermeye çalışıyorum.
Yakasına Türk bayrağı takarak kendini maskeleyip harama el uzatanlara, riyakarlara karşı asıl mücadelemi veriyorum. Onların memleket sevgisi çek karnelerine bağlı. Tek dertleri ihale koparmak. Seçildiğim takdirde buna en azından Hakkari Belediyesi nezdinde son vereceğim.
Liyakat temel esas olacak. Torpil, adam kayırma, rant bitecek. İşte gerçek açılım böyle olur. Çözüm halkı dinleyerek, halkın hakkını gözeterek yapılır. Başka türlü bir çözüm mümkün değildir. Doğu’da bir çok belediyeyi yıllardır iktidarın atadığı kayyumlar yönetiyor. Ne değişti ne yapıldı? Halkın iktidara zerre itibarı kalmamış durumda. Tek bir argümanları var “Bize oy vermezseniz belediyeler tekrar ele geçirir.” Zafer Partisi'nin temiz ve ahlaklı bir alternatifti olduğunu söylüyoruz. Biz işte aslında bunun için varız.
Hakkari’yi bu kıskaçtan kurtarmamız gerekir. Aynı kapta yemek yiyip ayrı yerde acıkanların elinden Hakkari’yi almadığımız sürece bu acılar devam edecektir. Bizler kırık gönülleri dürüst ve temiz bir siyasetle onaracağız. Hakkari’yi Hakkari’nin gerçek sahibi olan mazlum halkına teslim edene kadar da mücadelemiz devam edecektir.” dedi.
