Öğle saatlerinde Altay Caddesi üzerinde bulunan parti binası önünde yürüyüşe geçen kalabalık sık sık kahır olsun AKP, Biji Serok Apo, Şehit Namırın ve değişik sloganlar atarak Ak Parti binasının önüne geçtiler. Burada Ak Parti yuhalandıktan sonra bir basın açıklaması yapan (DTP) Hakkari İl Başkan Yardımcısı Şükrü Karaduman, 85 Yıllık tarih boyunca inkâr ve imha siyaseti ile sayıldığını belirtti.
Karaduman,Kürt sorunun çözümü konusunda AKP hükümeti tarafından kimi zaman Kürt sorunu, kimi zaman Barış ve kardeşlik projesi vs farklı söylemlerle dillendirmeye çalışılan , fakat bu güne kadar içi boş söylemlerin ötesine gitmeyen sorunun, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ün Prag dönüşünde "Kürt sorunu Türkiye nin en önemli sorunudur. Önemli bir süreçten geçiyoruz. Bu süreç iyi değerlendirilmelidir" şeklindeki açıklaması ve gazeteci Hasan Cemal in KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan la yaptığı röportajla birlikte, bir anda sanki çok önemli şeyler oluyor, olacak, Kürt sorunu çözüldü, çözülecek havası yaratıldı ve bununla halkımız ve kamuoyu büyük bir beklenti içine sokuldu.
Süleyman Demirel, "Kürt realitesini kabul ediyoruz." demişti.
Ancak bu tarz değerlendirmeler geçmişte Abdullah Gül den önce de iktidara gelen pek çok siyasi partinin liderlerinin, Kürt sorununun çözümüne ilişkin değişik "vaatleri", "açılımları" olmuştur. Süleyman Demirel, "Kürt realitesini kabul ediyoruz." demişti. Turgut Özal, "federasyonu bile tartışabiliriz" diyordu. Tansu Çiller, "Bask modelini" önermişti. Mesut Yılmaz, "AB nin yolu Diyarbakır dan geçer" diye görüş belirtmişti. Mehmet Ağar, "Dağdakileri düz ovaya indirmekten" bahsetmişti. Tayip Erdoğan da Diyarbakır gezisinde "Kürt sorunu hepimizin sorunudur" diyerek üst kimlik, alt kimlikten söz etmişti. Ancak tüm bu söylemler, oligarşinin inkar ve asimilasyon politikalarında bir değişikliğe neden olmamıştır. Bugün AKP den çözüm beklemek, daha önceki iktidarlardan çözüm beklentileri içine girilmesinin sonuçlarından ders çıkartmamak demektir. AKP nin iktidara geldiği günden bu yana, Kürt sorununa ilişkin son derece zigzaglı politikaları olmuştur. Kısa aralıklarla "sorun yoktur, yok sayarsan yok olur" diyen de AKP dir, "Kürt sorununun adını koyalım, hepimizin sorunudur" diyen de AKP'dir. Bir yandan şovenizmi körüklerken, diğer yandan sürece uygun çözümlerden yanaymış gibi bir hava yaratarak Kürt sorununda yeni bir adım atacağı beklentileri yaratmaktadır.
Kürt halkını aldatma manevraları ile kandıramaya çalışmaktadır.
Aslında; AKP "Tek millet, tek vatan, tek bayrak" söylemleri ile şovenizminin sözcülüğünü yapmaktadır. Buda AKP'nin inkâr, asimilasyon, sindirme, yok etme dışında bir politikasının olmadığını göstermektedir. Bu yanıyla AKP de çözümsüzdür. AKP hükümetinin; katletme inkâr ve asimle etme dışında Kürt halkına verebileceği hiçbir şeyin olmadığı görülmüştür. Politik tıkanıklığı takkiye ile Kürt halkını aldatma manevraları ile kandıramaya çalışmaktadır. Buradan AKP hükümetine ve Türkiye Kamuoyuna bir kez daha sesleniyoruz; 85 Yıllık Cumhuriyet Tarihi boyunca İnkâr ve imha siyaseti ile yok saydığınız Kürtleri gelinen aşamada görmezden gelmek ve gelinen yoldan geri döndürmek Türkiye ye ve Türk halkına kayıp ettirir.
AKP hükümetini bir kez daha uyarıyoruz
Bir taraftan Kürt sorununun çözümünden bahs ederken diğer yandan Tutuklamalar, antidemokratik uygulamalar ve sınır ötesi operasyonlarla yok etme ve Partimiz DTP yi siyaset dışına atmayı hedefleyen AKP hükümetini bir kez daha uyarıyoruz. Kürt Halkı Tüm acı ve bedellere rağmen Demokrasi içinde sorunun çözümüne katkı sunmaya devam edecektir. Ancak bu halkın da bir tahammül sınırı olduğu utulmamalı ve buna göre herkes politikasını gözden geçirmelidir. 14 Nisan 2009 tarihinde Parti Yöneticilerimize Yönelik olarak Başlatılan tutuklamalara üç gün önce yenilerinin eklenmesi AKP hükümetinin politikasından bağımsız değildir. Yasal zeminde siyaset yapan partimiz DTP' yi ile galize etme çabasında olan AKP hükümetinin bu tutumunu kınıyor ve politikasını gözden geçirmesi çağrısında bulunuyoruz şeklinde konuştu. DTP İl Başkanı Hıfzullah Kansu, 8 şehit verdikleri için bu bayramın kendileri için bir kara bayram olduğunu belirterek, barış ve huzurun teminatı için operasyonların durdurulması gerektiğini söyledi. (Hakkarihabertv.com)