Hakkari Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ortaklaşa düzenlediği yürüyüşe Hakkari Belediye Eş Başkanları Dilek Hatipoğlu, Nurullah Çiftçi, İlçe Belediye Eş Başkanları, HDP İl ve Merkez İlçe Eş Başkanları, DBP İl ve Merkez ilçe Eş Başkanları, Kent Konseyi İl Eş Başkanları, İl Meclis üyeleri, STK temsilcileri, Barış anneleri ile binlerce vatandaş katıldı.
Bulvar Caddesi üzerinde bulunan DBP il binası önünde toplanan binlerce kişi değişik sloganlar atarak Belediye binası önüne doğru yürüyüşe geçti.
Burada basın açıklamasını okuyan DBP İl Eş Başkanı Musa Çiftçi, 90'larda halk tarafından hizbulkontra diye tabir edilen derin güçler eliyle Çiller hükümeti öncülüğünde devlet tarafından ortaya konan politikaların, bugün de Ak Parti hükümeti öncülüğünde devreye konulmaya çalışıldığını söyledi. Çifti,” Çözüm sürecinin tekrardan rayına oturduğuna dönük yoğunca tartışmaların olduğu bir süreçten geçmekteyiz. Geçtiğimiz bu sürecin hassas olduğunun bilinciyle parti olarak çeşitli konularda görüş belirtmenin, sürecin anlaşılmasına dönük olumlu katkı sağlayacağı görüşündeyiz.
Yaklaşık iki yıldır başlayan, ‘’demokratik çözüm’’ ya da ‘’barış süreci’’ olarak adlandırılan sürece karşın bu sürece devletin, hükümetin ya da diğer güç odaklarının yaklaşımı en başından beri sürekli bir yandan süreci provake ederek süreci ilerletmemeye dair kendisine gerekçeler yaratmak, diğer yandan bu gerekçeler üzerinden süreci ve tartışmaları geriye çekmek olmuştur. Bunun için her dönem kendisine yeni yeni gerekçeler bulmayı, bulamazsa yaratmayı esas almıştır.
Süreç başladığından bugüne değin ‘’analar artık ağlamıyor’’ diye kendi propagandasını yapan çevreler ne yazık ki gerçekliklere gözlerini yummuş durumdadırlar. Süreç başladığından bu yana KCK adı altında 2009’dan bu yana yapılan operasyonları aratmayacak düzeyde bir tutuklanma furyası yaşanmıştır, yaşanmaya da devam etmektedir. Sadece tutuklanmalarla yetinmeyen devlet aklı, savaşın olduğu süreçten çok daha fazla sayıda sivil halkı katletmiştir. Bu boyutuyla Kürdistan’daki analar da ağlamaya devam etmektedir.
Yine yürütülen politikalar sonucunda Türkiye tarafından giden destekler sayesinde IŞİD çeteleri bugüne kadar varlığını devam ettirebilmişlerdir. Bu boyutuyla da Kürdistan’a gelen cenazelerin varlığı halen söz konusudur. Bütün bunlar hükümetin Kürtlere karşı geliştirdiği politikalardan bağımsız bir biçimde ele alınamaz. Hükümet şimdiye kadar uyguladığı katliam politikalarına halen devam etmektedir. Hem de bu defa daha da inceltilmiş biçimiyle uygulamaktadır.
Yollarda sokaklarda insanlar apansız bir kurşunla öldürülmektedir. Üstelik bu defa bu yapılırken sadece kolluk kuvvetleri aracılığıyla bunu gerçekleştirmemiş, paramiliter güçleri de bu politikalar çerçevesinde devreye koymuştur. Sokak ortasında gerçekleştirilen yargısız infazlar, hedef gözeterek katletmeler 90’lı süreçleri hatırlatmaktadır. Hatta yaşanan son bir kaç aylık süreçte 90’ları geride bırakan katliamlar gerçekleştirilmiştir.
90'larda halk tarafından hizbulkontra diye tabir edilen derin güçler eliyle Çiller hükümeti öncülüğünde devlet tarafından ortaya konan politikalar; bugün de benzer biçimi ile AKP hükümeti öncülüğünde yine aynı güçler eliyle devreye konulmaya çalışılmaktadır. Algı olarak ise dindar bir kesimle Kürt Halkı çatışıyor izlenimi ve algısı yaratılmaya çalışılmış, bu konuda yandaş medya da bu politikaların bir tarafı haline getirilmiştir.
En son Cizre’de açığa çıkan ve günlerdir süren olaylar bu durumun durduk yere ortaya çıkan olaylar olmadığını, bir politika sonucu açığa çıktığını göstermektedir. Olayların gelişim seyri bunun somut kanıtıdır. Mesele Hüda-Par’la çatışma meselesinden çok daha öte bir hükümet politikasıdır. Algıda yaratılmak istenen her ne kadar durduk yere çıkan Hüda-Par’la çatışma gibi olsa da mesele bundan çok daha öte planlanmış, kurgulanmış ve hedefi olan bir provokasyon olayıdır. Bu, bizler açısından çok açık ve nettir. Böylesi bir manipülasyona izin vermeyeceğiz.
Bir kez daha hükümeti bu kirli oyunlardan , paramiliter güçleri sokaklara, halkın arasına dökme tavrından vazgeçmeye çağırıyoruz. Yürütülen bu tarz kirli politikalar 90’lı yıllarda nasıl sonuçsuz kaldıysa bugün de aynı şekilde sonuçsuz kalacaktır. Halkımızı da bu tarz kirli oyunlara alet olmama konusunda daha dikkatli olmaya çağırıyoruz” dedi.