Düğünlerin en fazla yapıldığı yer şüphesiz Hakkari’dir. Ramazan ayı hariç yılın onbir ayında düğün törenleri yapılmaktadır. Hal böyle iken düğünlerimize dair bir şeyler yazma gereğini his ettim. Ve eminim okurken “içimizden geçenleri yazmış” dediğinizi duyar gibi olacağım.
DÜĞÜNLER 1 GÜNE İNDİRİLMEDİ
Yıllar önce düğünlerimiz tartışma konusu olmuştu. O zamanlar HADEP il örgütü bu sorunu masaya yatırmıştı. Çıkan sonuç; “Düğünlerimiz tek eğlencemizdir. Bu değişiklikler ret edilmiştir” denilmişti. Çok az kişi 1 günlüğüne tören yaptı ama çoğunluk zam yaparak üçe çıkardılar. Yani Cuma-Cumartesi ve Pazar günleri düğün moduna giriliyor.
DÜĞÜN SALONUMUZ YOK
Trajikomiktir ki Türkiye’de bir çok şey gibi düğün salonu olmayan tek il yine Hakkari’dir. Her hafta yüzlerce düğün töreni yapılıyor ve maalesef bir tek teşekküllü düğün salonumuz yok.
KİM DEMİŞ HALI SAHALARDA SADECE TOP OYNANIYOR DİYE
Modern düğün salonu olmadığı için haklı olarak düğünler halı sahalarda yapılıyor. Havanın sıcaklığı da hesaba katıldığında davetliler için terlemek ve havasız kalmak kaçınılmaz oluyor. Şehir o kadar imarsızlıkla imarlandı ki hiçbir yerde boş arazi, bahçe kalmadı. Halı sahalar bu anlamda vatandaşlarımızın derdine derman olabiliyor. Halı sahalarda yer bulamayan düğün sahipleri okul bahçelerini kiralayarak törenlerini yapabilmektedirler.
DÜĞÜN SANATÇILARI KAFA ŞİŞİRİYOR
Benim bildiğim müzik eğitimini almış, sahne kültürünü almış, sanatçı kimliğine bürünmüş kişiler düğünlerde ve şenliklerde müzik hizmetini üstlenirler. Arkadaşlarımız kusura bakmasınlar ve sakın kırılmasınlar canı sıkılan müzik aleti almış, gurup kurmuş ve düğünlerde boy gösteriyor. Bunlar davetlileri coşturuyor gibi gözükebilirler ama kulağımıza ve beynimize resmen ediyorlar.
İşsizliğin hat safhada olduğu ilimizde bu iş aslında iyi bir gelir kaynağı ama hafta sonunu düğünde sürekli geçiren davetliler hafta içi beş gün kulak ve beyin doktorlarında tedavi görmektedirler. Müziğimiz çok ama çok abartılıdır. Kulağa ve beyne işkence etmekten ileri gitmiyor. Düğün alayında kurulan yüksek ses veren kolonlar çevreyi de rahatsız etmektedirler. Düğün sanatçısı kardeşlerime bir çağrım olacak. Bir dernek kurun, resmi olarak örgütlenin.
Bir çatı altında buluşun ve hafta içi çeşitli eğitimlerden geçerek eksiklerinizi tamamlayın ve kaliteli müzik programları yapın. Çoğu düğün sahibi il dışında ekip getirmek zorunda kalmasın. Geçen hafta bir düğündeyiz. Saatler 16.00’ı gösterdiğinde ikindi ezanı okundu. Ezan okuyunca da müziğe mecburen ara verildi. Yaşlı bir amcamızın dediği tüm davetlileri hem güldürdü hem de düşündürdü; “Keşke her saat başı ezan okunsa da bu işkenceye hep ara verilse”…
HAVAİ FİŞEK OLAYI ÇOK ABARTILI
Havai fişek görsel bir şölendir. Festivallerde, şenliklerde, özel kutlamalarda kullanılır. Hakkari’de havai fişek olmazsa olmazlardandır. Düğün sahibi ihtiyaç listesini hazırlarken önce “havai fişek” yazmaktadır. Ve bence bu olayı çok fazlasıyla abarttık. Havai fişek ve beyaz zarf tüketiminde Türkiye’de birinci sıradayız. Kimi dükkanlarımızda “zarf bulunur” diye camlarda ilan yazılması düşündürücüdür.
ALTIN SHOW YANLIŞTIR
Cumartesi günü kına günü adı altında yapılan törende damat tarafının getirdiği takılar mikrofunda yüksek sesle takdim edilerek geline takılması bana göre yanlış bir şölen şeklidir. Sağdıçın eşi gururla; 2 metre altın zincir, 1 adet altın kaplama saat, 12 adet çift adana burması” gibi reklam ve hava içerikli takı şöleninde altın alamadığı için çocuklarını evlendiremeyen aileleri hüzne boğmaktadır.
Kısacası düğünlerimiz maddi ve manevi büyük bir külfettir. Çocuklarımıza mutlu bir yuva kurma adına yaptığımız düğünlerde kendimizi uzun vadeli sıkıntıya sokuveriyoruz. Değindiğim eksiklerimizi ve fazlalarımızı kayda alırsak hepimiz daha çok rahat etmiş oluruz. Haftaya yeni düğünlerde yeniden buluşmayı diliyorum…