Belediye Başkanlığı önünde düzenlenen kara eyleme basın açıklamasına HDP Milletvekili Nihat Akdoğan, belediye eş başkan vekilleri, HDP, DBP eş başkanları ve Tüm Bel Sen üyeleri katıldı,
Burada Tüm Bel Sen adına basın açıklamasını okuyan Burhan Gezer, DBP Belediyeleri üzerinde uygulanan idari ve hukuki eksenli baskılar, mevcut siyasi yönetim anlayışının diktatörlük yansımasıdır dedi.
Bu baskılar ve tutuklamalar Halkın sabrını taşıyacak boyutlara ulaşmış durumda olduğunu söyleyen Gezer, AKP’nin siyasi kayıp hazımsızlığı ülkeyi taşımaya çalıştığı durum iyi anlaşılmalıdır. Özel görevlendirdiği Müfettişleri, Savcıları ve, Polisi ile faşist rejimin yöntemlerini uygulamakta olduklarını söyledi.
Gezer,” Demokratik, Katılımcı, Şeffaf ve Halkçı bir Belediyeyi Türkiye’de uygulamaya geçirmeye çalışan DBP Belediyelerine , İstibdatçı rejim yanlıları, Belediye Başkanlarımıza,
Meclis Üyelerimize ve Belediye çalışanlarımıza karşı uygulanan tutuklamalar kabul edilemez bir aşamaya gelmiş durumdadır. Belediyelerimize iş yaptırmayarak işlevsiz kılmaya çalışıyorlar. Artık insanların günlük yaşamına operasyon düzenliyorlar.
Adana, Mersin, Diyarbakır, Ardahan,Suruç ve en son olarak Ankarada toplu katliamlar yaşanmıştır. Kürt halkı olmak üzere yakın tarihimizin en büyük demokrasi, barış ve emek bloku hedef alınmıştır.
IŞİD Suruç'ta yaptığı gibi, Ankara’da da demokrasi ve barış güçlerini hedef alarak katlederken AKP darbe yönetimi de IŞİD ile ittifakını siyasi soykırım operasyonlarıyla sürdürmektedir. AKP hükümeti,
Ankara katliamından birinci dereceden sorumlu olduğu halde katliamı demokrasi güçlerine yönelik saldırıların gerekçesi haline getirmiş, yüzlerce tutuklamayla devam eden operasyon ve infazlarla IŞİD'e karşı aktif mücadele yürüten kesimler hedef alınmıştır.
Hiç kimse bize bu katliamın faili meçhul olduğunu söylemesin. Ankara’nın orta yerinde göz göre göre bombaları patlatanları, yakın tarihimizin en vahşi saldırısına göz yumanları biliyor, katillerin hepsini tanıyoruz.
Türkiye’nin göbeğinde, Ankara Garı’nın önünde, binlerce polisin gözü önünde patlattılar bombalarını. 97 canımızı aldılar aramızdan. Canımızdan can gitti, yüreklerimiz dağlandı. Annelerimizi, babalarımızı, kardeşlerimizi, arkadaşlarımızı, yoldaşlarımızı kaybettik.
Biz katilleri Roboskiden, Amedden, Suruçtan tanıyoruz. Katiller iktidarları uğruna ülkeyi kan gölüne çevirenlerdir. Çaldıklarının hesabını vermemek için evlatlarımızı, kardeşlerimizi, yoldaşlarımızı feda edenlerdir.
Emek, barış ve demokrasi mitingini kana bulayanlar ile katliama seyirci kalanlara ve Belediye Eş Başkanlarımızı tutuklayanlara sesleniyoruz:
Halkın kendi kendisini yönetmesi olarak müjdeleyen “Cumhuriyet” rejiminin “Tek adam” sendromu ve “Tekçilik” zihniyetinin zirve bulduğu süreçte “Oysa yerel yönetimlerin,
bir kültürler mozaiği olan ülkemizin her yerinde halkların kültürel, sosyal, siyasal ihtiyaçlarının daha hızlı cevap olma imkanı tanıyor. ‘Özyönetim’ önerileri adeta tüm insan hakları ihlallerinin gerekçesiymiş gibi anında gözaltı, tutuklama, işkence ve köy, ilçe merkezlerinin boşaltılması, insan ölümleri ile karşılık bulmaktadır
Silvan, Lice, Şemdinli, Silopi, Cizre, Varto, Gever ilçelerinde ve Hakkari ile Şırnak merkezleri özel güvenlik alanları ilan edilerek bölge insansızlaştırılmak istenmektedir.
Tüm yaşanan katliamlara karşı birlik olma günü olduğunu, tutuklamalara karşı da sessiz kalmayacağız. “Haksız yere tutsak edilen belediye Eş Başkanları, belediye çalışanları, meclis üyeleri ve yine sırf düşüncesini beyan ettiğinden dolayı siyasi soykırım operasyonları ile tutuklanan demokrasi savunucularının derhal serbest bırakılması,
operasyonların ve sivil katliamların derhal sonlandırılmasını istiyoruz. Tüm demokratik kamuoyunu da duyarlı olmaya çağırıyoruz” Pazartesi saat 16:00 da baskılara ve tutuklamalara karşı halk yürüyüş yapılacaktır” dedi. Hakkarihabertv.com