Hakan Taş/Yazdı- Paradoks Cafe’nin elektrik kontağında çıktığı sanılan yangın korkulu anlar yaşattı. Binanın eski oluşu, teras katı tahtalarının alev alması yangını büyüttü. Rüzgarın da etkisiyle alevler Tuncer Apatrman ve Halkbankasına da sıçradı. Olayın çarşı merkezinde oluşu paniği arttırdı. Kısa sürede binlerce vatandaş olay yerine intikal etti.
Belediyeye ait üç itfaiye aracı alevleri söndürmeye yetmedi. Askeriye ve Emniyete ait zırhlı araçlar imdata yetişti. Toplumsal olaylarda eylemcilere su sıkan polis araçları bu kez suyu vatandaşın can ve mal güvenliği için kullandı. Özlemi çekilen birlik ve beraberlik görüntüsü bir yangın ile geldi. Polis-Asker-Vatandaş üçgeni gözlerimizi yaşarttı. Yıllardır özlemini çektiğimiz resim buydu.
Herkes yangın söndürme telaşında tedirgin ve huzursuz iken ben mutluluk gözyaşlarıyla görmeyi hayal ettiğim resim ile duygulandım. Hakkari halkı polis ve askere düşman değildir. Devletin ve hükümetlerin yanlış politikalarına karşıdır. Bizi birbirimize düşman ettiren sistemdir, yanlış politikalardır. Birbirimize sarılmak için daha neyi bekliyoruz? Bu yangın yıllardır yüreklerimizde alev alev yükseliyor. Kimseler söndüremedi. Ama bir apartmanda çıkan yangın kim olduğumuzu ve ne olduğumuzu ortaya çıkardı.
Asker ve polis o gece yangının söndürülmesi ve vatandaşların hasar görmemesi için zaman zaman kendilerini tehlikenin içine bile attılar. Bunu yaparken emir ve talimatla değil, istedikleri için ve insan oldukları için yaptılar. “Hepimiz kardeşiz” kavramının tanımı buydu. Din, dil, renk ayrımı yapmadan insanca bir arada yaşama isteği hepimizde mevcuttur. Sarıkamış ve Çanakkale sadece iki örnektir.
Demem o ki; birbirimize sımsıkı sarıldıkça, değerlerimize saygı duydukça, huzur ve güven ortamında yaşamak istedikçe, sevmeyi çok iyi başarırsak yürek yangını yerine çatı katı yangınlarını hep birlikte söndürürüz. Yeterki bu alev demokrasiye ve insan haklarına sıçramasın.