HDP Grup Başkanvekilleri İdris Baluken ve Pervin Buldan, Cizre’de ikinci kez ilan edilen sokağa çıkma yasağı ve bölgede yaşanan olaylara ilişkin bir açıklama yayımladı.
HDP Grup Başkanvekilleri tarafından yapılan açıklamada “Polis ve jandarma kaynaklı bu engellemeleri ve saldırıları şiddetle kınıyoruz. Sorumlularının derhal açığa alınmasını ve gerekli idari ve yasal işlemlerin yapılmasını talep ediyoruz.
Tüm bunlar olurken, Meclis üyeleri darp edilirken ve saldırıya uğrayıp yaralanırken Meclis Başkanı’nın sessizliği de bir başka dikkat çekici konudur.
Meclis Başkanı’nın bu sessizliği, hukuksuzluğu onaylamak anlamına geleceğinden onu zaman geçirmeden başkanı olduğu Meclis’in üyelerinin karşılaştığı engellemeler ve uğradığı saldırılar karşısında net bir tavır almaya çağırıyoruz” denildi
Açıklamanın tam metni şöyle:
“Türkiye, bugün seçimlerde arzu ettiği sonucu alamayan AKP eliyle büyük bir şiddet sarmalı içine sürüklenmiştir. İktidarda kalma ve iktidar olamadığı bir durumda yaptıklarının hesabını verme korkusuyla AKP, Türkiye’yi adeta ateşe atmıştır. Fakat 1 Kasım seçimlerinde de arzu ettiği sonucu alamayacağının anlaşılmasına paralel olarak, halklarımız üzerindeki devlet şiddetinin ve hak ihlallerinin dozu katmerlenerek artmaktadır.
Sözde can ve mal güvenliği gerekçe gösterilerek her gün bir il veya ilçede sokağa çıkma yasağı ilan edilmekte fakat gerçekte buralarda başta yaşam hakkı olmak üzere tüm temel insan haklarını ihlal eden uygulamalara gidilmektedir.
Cizre’de bir hafta boyunca yaşananalar, tüm engelleme ve örtme çabalarına rağmen Türkiye kamuoyundan gizlenememiştir. Yirmi üç yurttaşımızın yaşamını yitirdiği bilgisi ve askerlerin top atışları ile harabeye çevirdiği evlerin görüntüsü tüm halklarımızla paylaşılmıştır.
Bunda önemli bir pay da, hakikatin Türkiye halklarına ulaşabilmesi için yaşamlarını tehlikeye atarak sokağa çıkma yasağı ilan edilen ilçede kalan Cizre halkının, gazetecilerin ve milletvekillerimizindir.
AKP’nin en büyük korkusu, hakikatin halklara ulaşmasıdır. Halkın yaşanılanların gerçeğinin bilincine varması AKP’nin en büyük kabusudur. Hakikatin ortaya çıkmasını engellemek için ulusal ve uluslararası hukuka uygun olup olmadığına bakmadan ne gerekiyorsa yapmaktadır. Buna bağlı olarak, bölgede yaşanan insan hakları ihlallerini ve hukuksuzlukları yerinde denetleyen ve raporlaştıran vekillerimiz de AKP’nin kolluk gücü gibi çalışan polis ve jandarmanın hedefindedir.
İçinde Bakanların, Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş ve Milletvekillerimizin olduğu bir heyetin, yaşananları yerinde görmek için Cizre’ye gidişinin engellenmesi tam bir skandaldır. Fiziki müdahale ile heyetin yolu kesilmiş ve Cizre’ye girmelerine engel olunmuştur.
Şu çok açıktır ki devlet Cizre’de sokağa çıkma yasağı adı altında öyle büyük suçlar işlemektedir ki, bunu seçilmiş bakanlarından bile gizlemektedir. Sokağa çıkma yasağı sonrasında ortaya çıkan manzara neyin gizlenmek istediğini açıkça ortaya koymaktadır.
AKP polisinin pervasızlığı dün daha da ileri bir noktaya daha taşınmıştır ve doğrudan milletvekillerimiz hedef alınmıştır.
Sur’da ilan edilen sokağa çıkma yasağı sonrasında, yaşanabilecek can kayıplarının önüne geçmek için ilçeye girmek isteyen Diyarbakır halkına polis saldırmıştır. Kitlenin içinde olan Diyarbakır milletvekilimiz Çağlar Demirel de polis saldırısına hedef olmuştur. Polisin bilerek ve hedef gözeterek yaptığı bu saldırı sonucu vekilimiz ayağından yaralanmış ve hastaneye kaldırılmıştır.
Aynı saatlerde, yaşanan tüm savaş kışkırtmalarına karşı barış ve kardeşlik için bir araya gelen Barış Bloğu’nun Galatasaray Meydanı’nda düzenlediği basın açıklamasına müdahale eden polis, burada da özellikle milletvekillerimizi hedef almıştır. Yaşanan bu saldırıda Antalya milletvekilimiz Saruhan Oluç, hedef gözetilerek sırtına sıkılan üç adet gaz fişeğiyle yaralanmıştır.
Polis ve jandarma kaynaklı bu engellemeleri ve saldırıları şiddetle kınıyoruz. Sorumlularının derhal açığa alınmasını ve gerekli idari ve yasal işlemlerin yapılmasını talep ediyoruz.
Tüm bunlar olurken, Meclis üyeleri darp edilirken ve saldırıya uğrayıp yaralanırken Meclis Başkanı’nın sessizliği de bir başka dikkat çekici konudur. Meclis Başkanı’nın bu sessizliği, hukuksuzluğu onaylamak anlamına geleceğinden onu zaman geçirmeden başkanı olduğu Meclis’in üyelerinin karşılaştığı engellemeler ve uğradığı saldırılar karşısında net bir tavır almaya çağırıyoruz.
Vekillerimizin hedef alınmasının asıl amacı, onlar üzerinden halklarımıza gözdağı vermek ve yükselen barış ve kardeşlik sesini onlar şahsında boğmaktır.
Tüm yaşanan saldırılara ve engellemelere karşı şu bilinmelidir ki, Partimiz HDP barışın ve halkların kardeşliğinin sesini yükseltmeye devam edecektir. Hiçbir baskı bizleri bu yoldan alıkoyamayacaktır. HDP’nin barış, özgürlük ve kardeşlik yürüyüşü aynı kararlıkla sürecektir.”
