Ne çok renklerin var senin
Kim vermiş bu ürünleri?
Yine de kimin var senin
Yar olmuş öteden beri?
Nakış nakış örgülerin
Kimin için bu özveri?
Süslenmiş misali gelin
Nerden aldın bu cevheri?
Diyar diyar akan çaylar
Hem giderken hayat vermiş
Hem yüksekten bakan dağlar
Yolları ortaya sermiş
Nehirlerin sanki ağlar
Toprakları ayrık etmiş
Kimi dem zemheri bağlar
Soğuk bir ölümdür, inmiş.
Kimi dem bahara döner
Gül gülistan ahenginde
Topraklara yağmur düşer
Hayat başlatır özünde
Hafif, ılgın yeller eser
Mutluluk var nefesinde
Çaylar akarken dil döker
Adeta bir ruh halinde
Gelen herkes terk ediyor
Ardından güzelliğini
Aşk ile kalbe alıyor
Sevenler zenginliğini
Ve sendeyken yol seçiyor
Her düşünen ötesini
Bir ağrı dinmek bilmiyor
Bedhahtır incitir seni.
Sana gelen senden gider
Köprü müsün yol bağlayan?
Ne çok misal öne sürer
Suskun dillere dayanan
Sonsuza işaret eder
Her nakşın sır taşıyan
Bir gün gelir devran döner
Kalbinde patlar bu isyan
Hali vakti gelsin diye
Her şeye bir sebep vardır
Derinlere insin diye
Mest eyleyen merak vardır
Acep bu suskunluk niye?
Ağır bir yalnızlık vardır
Sen şahit olasın diye
Haykırmış yıllarım vardır.
Be hey dünya şahit misin?
Zulüm tanrısal toprakta
Sen ağlayıp gülmez misin?
Bilinmez gaip ahvalda?
Vurulmuşsun sezmez misin?
Bir tarafın kızıl kanda
Çaresiz bir esir misin?
Hapsolmuş naçar insanda.