Hakkari Çukurca’da 6 yıl önce PKK’ya yönelik operasyon sırasında, evlilik yıl dönümünde şehit düşen Uzman Çavuş Haşim Yenigül’ün eşi ile son yaptığı konuşmada ismini verdiği oğlu Haşim 5 yaşına girdi. Şehit eşi Leyla Yenigül, “Biz Hikayemizi çocuklarım ile tekrar yazdık” dedi.
3 Eylül 2016 tarihinde Hakkari’nin Çukurca ilçesi Dağbaşı tepe bölgesinde bölücü terör örgütü tarafından düzenlenen saldırı sonucu şehit olan Piyade Uzman Çavuş Haşim Yenigül’ün ismini verdiği oğlu Haşim’in, 5. doğum günü kutlandı. Aile arasında yapılan kutlamada şehit çocukları babalarının anılarını yad etti.
Şehit eşi Leyla Yenigül, çocukları ile tekrar bir hikaye yazdıklarını ifade ederek, “Eşim şehit düştüğünde ben 3 aylık hamileydim. Bugün küçük oğlum Haşim’in doğum günü. Eşim şehit olmadan önce son konuşmamızda, ‘Ben dönemeyeceğim, gittiğim yer çok kötü. İkinci çocuğumuzun kız olmasını istiyoruz ama, ben hissediyorum erkek olacak.
Oğlum olursa da benim ismimi ver olur mu? Kıyafetlerimi oğullarım giysin. Kimseye verme’ diye vasiyeti oldu. Onun üzerine doğan oğluma Haşim ismini koyduk.
Eşimin bize hem vasiyeti, bir yandan da mirası oldu. O kadar tatlı, o kadar neşeli bir çocuk ki. Bize hiç babasın aratmadı. Azıcık üzülelim desek hemen bizi neşelendirir, güldürür. Kendisi doğal olarak tüm haliyle neşeli bir çocuk” şeklinde konuştu
“Şehit eşim yanıma geldi”
Oğlu Haşim doğduktan 40 gün sonra ilginç bir olay yaşayan Leyla Yenigül, "O zamanlar ben ışıksız uyuyamıyordum. Yaşadığım şey rüya veya hayal değildi. Eşim kapıdan girdi. Bebek benim yanımda beşikteydi. Şöyle kapıyı açıp girince baktım eşim.
Şok geçirdim. Sesim çıkmadı, kımıldayamadım. Beşiğin başına gelerek çocuğuna baktı ve gülümsüyordu. O sırada ben can havli ile kalkınca bütün her şey kayboldu. Ama uyku değildi kesinlikle. Yanımda annemde vardı. Annemi kaldırdım, ‘Anne uyan Haşim geldi’ diye. Ve zaten yatak odasının kapısı da açıktı. Normalde ben kapı kapalı bile durmam” dedi.
"Ben onlardan güç aldım"
Çocuklarından güç aldığını belirten Leyla Yenigül, şöyle devam etti:
"Daha doğrusu ben eşimden aldığım o manevi gücü ben oğullarıma yansıttım. Oğullarımdan da o gücün yansımasını tekrar aldım.
Çünkü onlar mutlu oldukça ben mutlu oldum. Ama eğer onların boynunun büküldüğünü görseydim, bende o şekilde olurdum. Biz birbirimize tutunduk. Hikayemizi o zaman tekrar başlattık. Küçük Haşim dünyaya geldiğinde bizim hikayemiz tekrar başladı.
Ben aslında her şey bitti diyordum. Ben çocuklarımla birlikte küllerimizden yeniden doğduk. Yangın yerinden sonra çıkan çiçekler daha gür ve gösterişli olurmuş. Biz yangın yerinden sonra çıktık. Bizim çocuklarımız yangın yerinden sonra dünyaya geldi.
Biz daha güçlü olduk. Daha da güzel bir şekilde ilerliyoruz. Oğullarım görüyor, etrafındaki bir babasız kalan onlar yok. Ben tüm şehit alileri ve çocukları ile görüştürüyorum. Onlarında babası yok dediğim zaman çocuğum sadece kendi babasız kalmış gibi hissetmiyor."
"Leyla ben dönemeyeceğim"
Hiçbir zaman, "eşim şehit oldu, bundan sonra hayat bitti. Ben hayata küseceğim" diye böyle şeyleri aklının ucundan bile geçirmediğini ifade eden Yenigül, "Çünkü eşim onları bana emanet etti ve gitti. Bana söylediği şey dün gibi kulaklarımda.
‘Bir oğlumuz var, ikincisini kız istiyoruz ama, iki oğlumuz olsun. Onlar sana kol kanat olsun. Sana sahip çıkarlar. Leyla ben dönemeyeceğim ama, ben biliyorum ki sen çok dik bir kadınsın. Çocuklarıma dört dörtlük bakarsın’ dedi” diye konuştu.
Şehit oğlu Musap Yenigül ise annesinin kendisine üzülmesin diye başka şeyler söylediğini belirterek, “Anne babam nerede diyordum? Annemde bana üzülmemem ve ağlamamak için gerçeği söylemeyip güzel şeyler söylerdi. Diyordu ki, ‘Baban sana hediyeler getirecek’ diyordu” dedi. İHA