HAKKARİ KENT İÇME, KULLANMA SUYU VE ÇÖZÜMSÜZLÜK, SUSTURULMUŞ TOPLUM VE GELECEĞİMİZ
Hakkari halkımız içme ve kullanma suyunu kuruluş yıllarından günümüze Berçelan yaylalarının kaynaklarından karşılıyor. Geçmişte değişik zamanlarda Hakkari Belediyesi Berçelan kaynaklarından Hakkari merkezine su getirmek amacıyla çok defalar ana hat boruları döşemiştir.
İl merkezine içme ve kullanma suyu getirmek üzere döşenen bazı ana boru hatlarına verilecek suyun olmadığı, suyun yetersiz oluşundan dolayı halen boş bırakıldığı, su verilemediğinin konuşulduğuna tanık oluyoruz.
Berçelan yaylalarında su kaynakları belli ve sınırlıdır, kaldı ki yörenin onlarca çevre köy ve yaylalar da Berçeyan yaylalarından içme, kullanma ve sulama suyu ihtiyaçlarını özellikle yazın bu kaynaklardan temin ediyor, karşılıyorlar.
Bugün il merkezine içme ve kullanma suyu temin etmek üzere Berçelan yaylalarına yeni bir boru hattı döşeneceğini öğrenmiş bulunuyorum. Bunu duyduğumda sadece acı bir tebessüm dışında maalesef elimden başka bir şey gelemiyor.
Neden acı bir tebessüm diye merak eden dostlarıma; Hakkarili hemşehrilerim yıllardan bu yana içme ve kullanma suyu sıkıntısı içindedir. Berçelan kaynaklarının kapasitesi mevcut kullanılan miktar kadar olduğunu herkes biliyor. Çoğu kere yazın bölgedeki köylü ve yaylacıların içme, kullanma ve sulama suyunu temin etmek için kent merkezine su temini için döşenen boruları kırdığı, kırmak zorunda kaldığını herkes, tüm kentli tarafından biliniyor. Zaten yetersiz olan bu kaynaklardan su almak üzere yeniden yeni bir boru hattı döşeyip kentin içme ve kullanma suyu ihtiyacı karşılanabilir mi?
Ülkemizde birçok il ve ilçe yağmur, kar ve yeraltı suyunu bilinen yöntemlerle biriktirerek içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılıyor. Bu illerde içme ve kullanma suyunun yılda bir gün bile kesinti yaşamadığının canlı tanığı olarak bunları kaleme alıyorum.
Hakkari'ye acil olarak içme ve kullanma suyu temin edilmelidir. Ancak uygulanması düşünülen bu yol ve yöntem dışında başka, kalıcı bir proje ortaya konularak içme ve kullanma suyu temin edilmelidir.
Hakkari kenti su kaynakları üzerinde olmasına rağmen bu denli çaresiz, çözümsüz ve tükenmiş bırakılmamalıdır. Bu sorunun çözümü Belediyenin olduğu kadar hepimizin de ortak sorumluluğu olduğunu hatırlatmak isterim.
Aynı sınırlı kaynağın debisi bilimsel tespitler yapılmadan, aynı kaynağa döşenecek hattın boruları döşendikten sonra evlerimize ulaşan şebekelerden içme ve kullanma suyu sesi yerine ''tıs'' hava sesi gelmeye devam edecektir. Bu durumu bugün ve üzerine basarak belirtmek istiyorum, gelecekte yine aynı manzara yaşandığında üzerimde bir sorumluluk ve vicdan sızıntısı, azabı kalmamak üzere tarihe not ediyorum.
Hemşehrilerimin kentsel yaşamını olumlu etkileyen tespitlerimi, projelerimi ve kapsamlı perspektifiyel çalışmalarımı farklı yöne çekmek isteyenler de zaman zaman maalesef olmaktadır.
Bütün hemşehrilerim bilmeli ki güncel/kentsel veya ulusal, sosyo-kültürel, ekonomik, ekolojik her açıdan, bütün boyutlarıyla eşit ve özgür, dünyanın her halkının sahip olduğu temel insan, ulusal ve demokratik haklar mücadelesi gerçekler üzerinden büyür ve boyutlanır.
Halkımızın da güncel/kentsel veya ulusal, sosyo-kültürel, ekonomik, ekolojik her açıdanbütün boyutlarıyla eşit özgür bir geleceği ancak gerçekler üzerinden ulaşabilir. Yalanlarla, eğip bükmelerle bugüne kadar Hiçbir soruna çözüm bulunamadı. Tam tersine sorunlar büyüdü, boyutlanarak içinden çıkılmaz duruma getirildi.
Güncel/kentsel veya evrensel bütün konuları konuşarak, tartışarak, gerçek zeminde evrensel değerlerle donanıp bilinçlenerek geleceğe ilerlemek gerekiyor/mümkündür. Ailelerimizin, çocuklarımızın, kardeşlerimizin, yakınlarımızın çok büyük bedel ve emeklerle elde ettiği bu kazanımları, kötü yöneterek rayından çıkartmayı hesaplayanlara halkımız alanı dar etmelidir.
Onlar her kimse insanlarımızın konuşmasını, tartışmasını, eleştirmesini, gerçeklerin toplum tarafından bilinmesini istemedikleri göz önüne alındığında göre karanlık noktaların nedenleri araştırılımalıdır.
Onlar her kimse halkımızın kazanımlarını kendi ailevi, eş-dost, ahbap-çavuş ilişkileri için sosyal, siyasal ekonomik çıkarları adına susmuş bir toplum hedefliyorlar. Susmuş, susturulmuş bir toplum her dönemde karanlık çevrelerin karanlık ilişkilerine zemin hazırlamış ve sunmuştur.
Bizler halk olarak her alanda, çok kapsamlı biçimde, her türlü konuyu konuşup tartışarak gerçeklere varabilir, özgür ve bağımsız gelecek inşa edebiliriz. Bugün yerel veya genel her alanda ve her konuda asla susmamalıyız, demokrasi de bunun için iyi bir sistem, tartışmalı, eleştirmeli, gerçeklere ancak o şekilde varıldığını bilmeliyiz.
Burada fikir, tasarı da sunmak istiyorum; Hakkari Berçelan yaylalarında üç nokta suyun rezerv edilmesine olanak sağlıyor. Bu yerlerden sadece birinde Devlet Su İşleri Bakanlığına sunulacak bir proje ile yıllık 16 Milyon metreküp su temin edilebilir. Halbuki Hakkari'nin yıllık su ihtiyacı toplamı sadece 4 Milyon metreküp kadardır.
Bugün Belediyenin ihaleye çıkarmak istediği projenin öngörüsüz olduğunu, kaynakların israf edilemsi dışında bir işe yaramayacağını şimdiden belirtmekte yarar buluyorum. Kentimizin sınırlı kaynaklarını verimsiz bu tür projeler için heba edilmemesini öneriyorum. Bu tespitimi Hakkarili halkımızın bilgisine sunmayı görev ve sorumluluk kabul ediyorum.