Hakkari İHD açıklamasında, Birleşmiş Milletlerin 20 Kasım 1959'da Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni kabul etmesinin 55. Yılını geride bıraktık.Aradan geçen onca yıla karşın Dünya'da ve ülkemizde çocukların "hak"lar bakımından en fazla mağdur edilen kesim olduklarını bilmenin burukluğu ile tüm çocukların "Dünya Çocuk Hakları Günü" nü kutluyor ve diyoruz ki…
CEZAEVLERİ KAPATILMALIDIR:
Adalet bakanlığı, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü, Çocuk Cezaevi yetkilileri cezaevlerinde yaşanan taciz, şiddet ve tecavüze karşı tüm başvurulara duyarsız kalmaktadır. Örneğin Adana Ceyhan M tipi cezaevinde taciz, tecavüz ve mahpus çocuklara yönelik şiddet cezaevinin rutini haline gelebilmiştir.
Bir kez daha ilgili kurum, kuruluş ve yetkililere sesleniyoruz; tutuklu çocukları koruyamıyorsunuz. Cezaevlerinde tutuklu olan tüm çocukları derhal serbest bırakın. Bu süre zarfında cezaevlerinde kalan çocukların yaşadığı işkence, taciz ve tecavüzün etkilerinden kurtulması için ilgili kurum, kuruluş ve STK’lar ile çalışmalar yapın. Bu çocukların hayata adaptasyonu açısından travmaları ortadan kaldırıcı yol ve önlemler alın.
Türkiye de gerçekleşen her türlü demokratik eylem, kolluk güçleri tarafından engellenmektedir. Bu engellemeler sıklıkla şiddete dönüşmekte, eylemcilerin gaz bombası kapsülü, plastik mermi, sopa olarak tabir edilen silahlarla öldürülmesine kadar varmaktadır. “Çocuk demeden kadın demeden” birçok insan gibi çocuklarda bu eylem ve etkinliklerde öldürülüyor.
Bazen haklarında ölüm fermanı çıkarılıyor “çocukta olsa öldürün” diye. Bu olaylar etkin biçimde soruşturulmuyor ve sorumlu kamu görevlilerine ya dava açılmıyor veya zaman aşımına uğruyor, açılmış davalar beraatla sonuçlanıyor. Adalet yok devlet eliyle öldürülmüş çocuklara.
1 Ocak 2014 – 19 Kasım 2014 tarihleri arasında derneğimize yapılan başvurular ve basından tespiti yapılan vakalara göre; 129 çocuk ailesi ve dışarıdan kişiler tarafından cinsel istismara uğramıştır. Çocuklara tecavüz edenler cezasız kalıyor. İstismara uğramış bir çocuğun başka yetişkin erkekler tarafından istismar edilmesine yol açan anlayış sorgulanmıyor, bu konudaki cezasızlık durumları çoğalarak devam ediyor.
Okulda olmaları gereken yaşta, hayata hazırlanmaları gereken yaşta çocuklarını evlenmeye zorlayan, evlenen ve kaçırarak hayatlarına el koyanla, yetişkinlere ceza verilmeyen bir ülke burası. Tecavüze uğramış çocuklara hayat ve adalet yok.
Okulda olmaları gereken zamanda çalışarak erken başlıyorlar hayata. Yaşıtları daha büyürken onlar ev geçindiriyor.
Büyümek için kullanacakları enerjiyi çalışırken kullandıkları için potansiyellerinin en gerisinde giriyorlar hayata. Akılları ustanın öğrettikleriyle sınırlanıyor, boyları işin ağırlığıyla, ömürleri işlerinin tehlikesiyle.
1-2 yılda öğrenebileceklerini “eti senin” diye teslim edildikleri ustadan 8-10 yılda öğreniyorlar. Ne öğrendiklerini nasıl öğrendiklerin denetleyen hiç kimse yok.
Sokaklarda çıkıyorlar karşımıza. Mendil yara bandı çiçek satarken duyurmak istiyorlar seslerini.
Ekmek yok çalışmak zorunda olan çocuklara.
ÇOCUKLARIN EŞİT, PARASIZ ANADİL EĞİTİM HAKLARI ENGELLENİYOR
Öğretim hayatına başka bir dili öğrenerek başlayan, bu nedenle eğitim başarısı ana dili egemen dil olanlara göre hep birkaç yıl geriden gelen çocuklar soruyor: fırsat eşitliği mi? Anadillerini yaşatmak için yaptıkları okulları yıkılıyor.
Tüm eğitim hayatları boyunca öğretmenleri hep yeni mezunlar olmuş olan çocuklar soruyor: fırsat eşitliği mi?
Parası olduğu kadar eşit eğitim hakkı veriliyor çocuklara.
Bazen okul asansöründeyken buluyor ölüm ve bazen okul lavabosu, okulun demir kapısı üzerine düşerken, “ fırsat eşitliğinin sunulduğu” okullar mayın tarlaları gibi tehlike kokuyor.
Okullar engelli çocukların okula erişimini ve eriştiklerinde okuldaki hayatlarını kolaylaştırmıyor. Bir tekerlekli sandalyenin çıkabileceği bir rampa bile yok merdivenlerin yanında. Yaşıtlarıyla birlikte büyüme eğitim görme hakları ellerinden alınıyor.
Tüm eğitim yaşamları boyunca tek bir etnik grubun, dinin dilini, başarısını, kültürünü öğrenmeye zorlanan kendi ait olduğu kimliği yok sayılan, ancak hain olarak var olan çocuklar soruyor ben bu topluma nasıl katılacağım?
Kendi ülkemizin tarihinden de biliyoruz ki Yetişkinlerin çıkardığı savaşlarda en çok etkilenenler çocuklar. Bizim ülkemizin de taraf olduğu Suriye savaşında yüz binlerce çocuk yerinden edildi, anne babasını kaybetti. Hayatta kalma çabası sürerken eğitim hakkı, sağlıklı yaşama hakkından söz edilemiyor bile.
Çocukların kendilerini etkileyen tüm kararlar alınırken katılma hakları var. Eğer samimi iseniz bu haklarını gerçekleştirecek mekanizmayı kurun. Çocuklar büyüklerin ve devlete egemen olanların ihtiyaç duyduğu dünya ve toplum için değil kendi istedikleri bir dünya için karar verebilsinler.