Bir otelde düzenlenen toplantıya, sivil toplum kuruluşları (STK) temsilcileri, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, parti yöneticileri ve davetliler katıldı.
Toplantıda konuşan çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, Diyarbakır'da olmanın tarihin ve medeniyetin en kadim bölgesiyle bir arada olmak anlamına geldiğini söyledi.
İhsanoğlu, "İslam tarihinin ilk örneklerini burada görüyoruz. Bugün Ulu Cami'de namaz kıldık orada muhteşem mimariyi gördük. O ihtişam o günden beri devam ediyor. Asırlar boyu burada kurulan devletler bugüne kadar bu camiye bakmışlardır. Bu bölge ülkemizin en önemli bölgelerinden birisidir zenginlikleriyle. Bu bölgenin tekrar huzur bölgesi olmasını istiyoruz. Bu ancak istikrarla olacaktır.
Burada en çok büyük işsizlik oranı var. Neden istikrar yok, burada 92'de OSB kuruldu fakat gereken gelişme olmadı. Çünkü istikrar yok. Burada ekonomi son senelerde değişmeye başladı ancak sınırlardaki sınırlar güvensizliği artırdı. Bu istikrarı sağlamak için problemleri çözmemiz lazım. Bunun için Türkiye'nin doğru karar alması gerekiyor. Esnaf kredi, kredi kartı ve sigorta borçları ile bataktadır. Her ay borçlanıyor. Vergiler faizler birike birike kısır bir döngü haline dönerek insanları ezmektedir" dedi.
"BEN VE DEMİRTAŞ MAHRUMUZ"
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın devlet imkanlarını kullandığını öne süren İhsanoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "Ben ve Selahattin Demirtaş mahrum kaldık her konuda. Devlet bize yardım etmiyor ve vatandaşın yapacağı katkıyı da 9 bin lira ile sınırlamış. Böyle bir şey olur mu? T
elevizyon Erdoğan’a 500 dakika veriyor diğerlerine verilen ortada. Bu millet bu biçilmiş kaftanın hesabını soracaktır. Mağduriyet, haksızlık ve ihanet ediliyor. Bu millet uyandı. Ya bendensin ya da değilsin olmaz. Türkiye'de kuvvetler ayrılığına, parlamenter rejimine inanmıyorum diye konuşuyor. Başkanlık sistemi istiyor. İkinci meşrutiyetten beri icra gücü başvekildedir. Bu sistemde bozukluklar var mı, evet var.
Ama bu sistemi kendi arzularınıza göre değiştirme hakkına sahip değilsiniz. Halkta mecliste mutabakat yok. Devletin tepesinde, siyasi parti programına sahip taraf tutan sorun oluşturan birisine değil sorun çözen birine ihtiyaç var."
Toplantı daha sonra soru cevap şeklinde devam etti.
"KÜRTLER TÜRKLER OLARAK BİZ BİN SENE BİRLİKTE YAŞADIK"
Türklerin ve Kürtlerin beraber bin sene beraber yaşadığını belirten, İhsanoğlu, “Giyim kuşam müziklerimiz sevinç ve kederimiz hepsi müşterek. Et ve tırnak gibi ayırmak mümkün değildir. Bu coğrafya bu şekilde kristalleşti. Bunu ayırmak mümkün değil ve doğru da değildir. Bunu yaparsanız büyük acı çekersiniz.
Bu tarihten gelen mirası kullanmamız lazım. Bu beraberlik çok nadide bir tecrübedir. Özellikle yakın tarihimizde sıkıntılar doğdu. Bu devletin ve hükümetlerin yanlış politikalarından doğdu. Türkiye bunların acı faturaların ödedi. Bunun yerine geniş şekilde hak ve hürriyetlere demokrasiye daha geniş katılımlı daha çağdaş uygun şekilde yürütmemiz gerekiyor.
Bunu yapmazsa ne Türkler ne de Kürtler daha müreffeh yaşamayacaktır. Hatalarımızı kabul etmemiz lazım. Çünkü insanlara baktığımız zaman bu insanların kaderi söyleyemeyiz. Diyarbakır, Edirne, Konya ve Yozgat saç renkleri ten renkleri aynıdır. Bu kumaş aynı kumaş.
Diyarbakır'da kestiğim kumaşla Yozgat'ta kestiğim kumaş aynı. Bin senedir aynı tezgahta. Hatalar sırf Kürtlere mi yapıldı hayır herkese yapıldı. Hataları düzelterek ilerlememiz gerekiyor. Hataları düzeltirken daha büyük hatalar yapmamamız gerekiyor. Yoksa biz kazanmayacağız, kaybedeceğiz" diye konuştu.(İHA)