1 Mayıs tüm dünyada renk, dil, din, ırk, mezhep, inanç, cinsiyet ayrımı yapılmadan alanlara çıkıp, insanca bir yaşamı haykıran emekçilerin bayramıdır. Onların bu özel gününü kutlarken, ailelerini geçindirmek uğruna iş cinayetlerine kurban giden işçilerimize, Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
Sakat kalarak yaşamını sürdürenlere de sabır diliyoruz.1 Mayıs işçi mücadelesinin simgeleşmiş tarihsel adıdır. Bu tarih işçinin kanı ve alın teriyle yazılmıştır. Hal böyleyken ülkemizde maalesef işçi köle gibi çalıştırılmakta, işçinin emeğine saygı duyulmamaktadır.
Burjuvanın bencilliğinden dolayı Soma’da Ermenek’te katliamına tanık olduğumuz, hemen hemen her gün inşaatlarda, sanayi bölgelerinde, madenlerde, adına iş kazası denilse de, aslında iş cinayetlerine kurban giden, sakat kalan, uygunsuz çalışma ortamından kaynaklı meslek hastalığına yakalanan, adalet adalet diye haykıran ama haykırışı görmezden gelinen işçi kardeşlerimizi anma günüdür.
Hemen hemen her gün işçi ölümlerine tanık oluyoruz. Hükümetlerin yanlış politikalarından dolayı gerekli önlemler alınmıyor ve bu cinayetlerden sorumlu insanlardan hesap sorulmuyor. Çok şey değil aslında istedikleri.
Evine ekmek götürmek, çoluk çocuğunu geçindirmek ve insanca bir yaşam sürmektir istedikleri. Ama ne yazık ki çoğu, bunları gerçekleştiremeden iş cinayetlerine kurban gidiyor. Geride bıraktıkları ailelerinin yaşadıkları da cabası. Sağ kalıp da çalışan emekçi ise deyim yerindeyse cehennemi yaşıyor.
Para babaları olabildiğince maksimum süreyle ve minimum ücretle işçi çalıştırmaktadır. Bu yönüyle emek hırsızlığı, sigortasız işçi çalıştırma kaçınılmaz oluyor. İşçi sendikasız bırakılıyor, taşeron sistemiyle işçi adeta köle muamelesi görmektedir.
Bu sömürü git gide artarken, para babaları servetlerine servet katmakta, işçi ise günden güne yoksullaşmaktadır. İşin en kötü tarafı bu haksız ve adaletsiz sömürü çarkına hükümetlerin de ortak olmasıdır.
Böylelikle sırtını hükümetlere dayayan patronlar gücüne güç katıyorlar. Dünyadaki gökdelenler işçi emeğiyle yükselirken, fabrikalar işçi emeği ile üretim yaparken hükümetlerin adına kalkınma dediği bu sömürü hep devam etti. Gün birleşme günüdür. Özgür bir dünya, emeğe saygı, emekçinin hak, hukuk ve adaleti için, Demokratik yasal dinamiklerimizi harekete geçirme zamanı çoktan geldi geçti bile.