1995 yılında yayın yaptığım yerel tv kanalı Zap Tv de beraber çalışmıştık. Yeteneğini o zamanlar fark ederek sanırım ilk de ben keşfetmiştim. Kendisi yerel reklam filmlerinde rol almaya başladı. Daha sonra sinema salonunda kendisinin yazıp oynadığı ve hepimizi gülme krizlerine soktuğu oyunlarıyla büyülendik. Tıpkı Yılmaz Erdoğan gibi onunda babası Ömer Keçeci tiyatrocu olmasını istemiyordu.
Ama annesi hep destekler ve alkışlardı. Herkes gülme krizine girerken Metin’in annesi Beyaz teyze gururlanarak ağlardı. Özgüvenini cebine koyarak İstanbul’a yola koyuldu. Gerisini o anlatıyor; “ İlk geldiğimde çok sıkıntılar yaşadım. Barksız ve aç kaldım. Her çeşit işi yaptım. Ayakta durmaya çalıştım. Bu süreci ailemden gizledim. Figüranlıkla camiaya adım attım. Fıkralarla Türkiye, Hacivat ile Karagöz, Yahşi Batı, AROG, Okkabaz, Organize İşler ve birçok projede yer aldım. Yılmaz Erdoğan ile karşılaşmam hayatımı değiştirdi.
Sahne arkası onunla çalışmaya başladım. Daha sonra kendisi fırsat ve imkan verdi. “… Dramatik hayat hikayesini anlatırken bile zaman zaman o meşhur kahkahasını ve küçük esprilerini araya sıkıştırmayı ihmal etmiyor. Hocaları Yılmaz Erdoğan’ın ciddi ve disiplinli çalışma şeklini anlatırken bile adeta esas duruşa geçiyor. Onu artık herkes tanıyor ve alkışlıyor. Beyoğlu sokaklarında turlarken insanlar imza almak için ve öpmek için kuyruk oluşturuyordu.
Hakkari’li bir sanatçıya duyulan bu sevgi seli beni oldukça onurlandırdı. Lüks bir cafede ağırlıyor beni. Etraftakilerin meraklı bakışları arasında “hemşehri sohbetimizi” sürdürüyoruz. Evlilik ve aşk konusunda yönelttiğim soruma ilginç bir yanıt veriyor.” İstanbul’da çapkın bir adam oluverdim taa ki gönlümün sultanıyla karşılaşana kadar.” İsmini vermediği sevgilisinin onun çapkınlığına son verdiğini söylüyor. 15 yıl önce yerel televizyon kanalımda kendisine yer verdiğim için bana kızan babası Ömer Keçeci, şimdi sorduğumda yüzüme mahçubiyetle sadece gülümsüyor.
Çünkü o da oğlu Metin ile herkes gibi gurur duyuyor. Metin Keçeci Hakkari’de yaşamıyor ama Hakkari gündemini yakından takip ediyor. Dost ve akrabalarıyla zaman zaman bir araya gelerek hasret gideriyor. Saygınlığını ve mütevaziliğini hiç kaybetmemiş. Hakkari gençliğinin çok yetenekli ve başarılı olduğunu vurguluyor. 1 saat görüştükten sonra kucaklaşarak ayrılıyoruz. O, Beşiktaş Kültür Merkezine bende Hakkari’ye …