Hakkari Kesk Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Metin Demirel, Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu Köyü’nde savaş uçaklarının bombardımanı sonucu çoğu 15-20 yaşları arasında 35 ten fazla sivilin hayatını kaybetmesini kınadıklarını belirtti.
Bulvar Caddesi üzerinde bulunan dernek binası önünde toplanan dernek üyeleri ellerindeki pankartlarla basın açıklamasının yapılacağı belediye binası önüne geçtiler. Şırnak halkı yalnız değildir, gün gelecek devran dönecek katiller halka hesap verecek sloganları atıldı. Burada bir basın açıklaması yapan Metin Demirel, ülkenin adeta Irak’a, Afganistan’a dönüştürüldüğünü belirten Demirel, Irak -Federal Kürdistan Bölgesi sınırına yakın bölgede “kaçakçılık” yapan yaklaşık 50 köylünün gece saatlerine doğru köye geri dönüşü sırasında F-16 tipi savaş uçaklarının bombardımanına tutulması sonucunda 35 den fazla sivil yaşamını yetirdiğini söyledi.
İş imkanları olmadığı için yıllardır bölgede “kaçakçılık” yapan ve bu durumdan devletin de bilgisi olduğunu ifade eden köylülerin anlatımlarına göre Federal Kürdistan Bölgesinden mazot ve gıda maddeleri alan 50 köylü dönüş yolunda 4 adet savaş uçağı tarafından bombardımana tutulduğunu söyleyen Demirel, sınırda önlerinin Gülyazı Karakolu'na bağlı askerler tarafından kesildiğini söyleyen köylülerin “Biz dönerken askerler yolumuzu kesti. Geri kaçarken, savaş uçakları üzerimizden geçerek bomba yağdırdı” sözleri katliamın bilinçli bir şekilde işlendiği yönünde derin şüpheler uyandırmaktadır dedi.
İÇİŞLERİ BAKANANI TEPKİ
Katliamın MGK toplantısı ardından yaşanması da bu şüpheleri ayrıca güçlendirdiğini belirten Demirel, son dönemlerde özellikle İçişleri bakanının faşizan çağrışımlarla yüklü açıklamalarının yanı sıra “Gece gündüz hava kara operasyonları sürecek” yaklaşımının ülkeyi içine soktuğu çıkmaz bu katliamla bir kez daha ortaya çıktığını söyledi. Demirel,”Yaşanan katliam, Mustafa Muğlalı Kışlasının adı değiştirilse de ikinci bir Muğlalı faciası yaratan zihniyetin değişmediğini, hala iş başında olduğunu göstermektedir. Dersim’de olduğu gibi yaşanan katliamlardan sonra kuru bir özür dilemenin ardına sığınıp, Maraş katliamında yaşamlarını yitirenleri anmak isteyenlere copla gaz bombalarıyla müdahale ettiren zihniyetin Ortasu köyünde yaşanan katliamdaki sorumluluğu tartışılamaz. En çok da hukukun üstünlüğünden dem vuranlar son dönemlerde yaşanan yargısız infazlarla gerçek hukuktan ne anladıklarını zaten biliyoruz”
Demirel,”Yaşanan katliamın geçiş yoluydu, eylem istihbaratı vardı” denilerek geçiştirilemez. Saldırıların göz göre göre sivil halkı hedef alan bir noktaya gelmesinde sorumluluğu olanlar derhal araştırılarak açığa çıkarılmalı ve yargı önünde hesap vermelidir. 30 yıldır süren savaşın da etkisiyle yoksulluk ve işsizliği katmerlenerek artan bölge halkına günlük yaşamını idame ettirmek için “kaçakçılık” yapmaktan başka çare bırakmayanların bu vahşetini kınıyoruz. Ve bir kez daha bu ülkenin kanayan yarası olan Kürt Sorununun katliamlarla, savaşla çözülemeyeceğini vurguluyor, sorunun demokratik ve barışçıl yollarla çözümü için hiç vakit kaybetmeden somut adımlar atılması gerektiğinin altını çiziyoruz. Operasyonların durdurulması, kimsenin ölmemesi, daha fazla kan ve gözyaşı dökülmemesi ve barış ortamının tesis edilmesi için herkesi üzerine düşen görevi yapmaya davet ediyoruz” şeklinde konuştu. Açıklamaya belediye başkanlığı temsilcileri, BDP İl Başkanı M. Sıddık Yıldırım, STK temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.
