Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan şube binası önünde toplanan kalabalık ellerindeki meşalelerle değişik sloganlar atarak basın açıklamasının yapılacağı belediye binası önüne geldiler. Burada Kesk Şubeler Platformu adına açıklamayı okuyan Ses Dönem Sözcüsü Hakkari Şube Sözcüsü Metin Demirel, kamu emekçileri Kesk öncülüğünde 20 yıldan fazladır "Grevli Toplu Sözleşmeli" bir yasa mücadelesi verdiğini söyledi.
YETER ARTIK KİMSE ÖLMESİN
Demirel,” Siyasetin, ekonominin, toplumsal ve sosyal yaşamın sermayenin çıkarları doğrultusunda şekillenmesi hızlanarak sürüyor. AKP, liberal-muhafazakâr bir ülke tahayyülüne uygun biçimde “yeni bir düzen” inşa etmeye çalışıyor. Yukarıdan hükümet aşağıdan cemaat eliyle toplum kuşatılmakta, medyası, polisi ve yargısıyla herkesi dinleyen ve izleyen korkuya dayalı büyük bir gözaltı düzeni yaratmak istiyor. Kendisi gibi düşünmeyen herkes susturuluyor, gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Kürt sorununun barışçıl, demokratik çözümü yerine savaş politikalarına dönülüyor.
Hükümet Kürt sorununun müzakere ve diyalog yolu ile barış, eşitlik ve özgürlük temelindeki çözümünü esas alması gerekirken aksine silahların susmasını, Türk veya Kürt hiçbir ananın yüreğinin yanmamasını isteyen, “Artık yeter kimse ölmesin” diyenlerin sesi kısılmak isteniyor. Türkiye’de emekçilerin, halkın yıllardır yaşadığı sorunların giderek ağırlaşmaya başladığı koşullarda, yaşanan haksızlıklara ve adaletsizliklere karşı sesini yükseltenler, demokratik tepkilerini dile getirenler şiddetle bastırılırken, işçiler ve kamu emekçileri başta olmak üzere, toplumun diğer kesimlerinin talepleri duymazlıktan, görmezlikten geliniyor”
KHK’LAR YAPBOZA DÖNDÜ
AKP, seçimlerden önce aldığı Kanun Hükmünde Kararname yetkisini hiçbir hukuksal denetim takmaksızın pervasızca kullanıyor. KHK’ler ile Türkiye’nin siyasal, ekonomik, toplumsal ve kültürel çehresi yeniden şekillendiriliyor. Kamunun yapısı sermayenin ihtiyaçlarına uygun bir biçimde her gün çıkarılan KHK‘ler ile düzenlenmeye çalışılıyor. Bakanlıklar, KHK’ler ile yapboz tahtasına çevrilirken, kamu kuruluşları kar amaçlı çalışan şirketlere dönüştürülmek isteniyor.
12 Eylül 2010 referandumuna sunulan anayasa değişikliği ile kamu emekçilerine “toplu sözleşme” düzeni getireceğini ve çalışma yaşamının demokratikleştireceğini söyleyerek oy toplamaya çalışan AKP, geçen bir yıllık süreçte hiçbir adım atmamıştır. Şimdi de 4688 sayılı sahte sendika yasasında kimi tadilatlar yaparak kamu emekçilerini oyalamaya çalışıyor. Kamu emekçileri KESK öncülüğünde yirmi yıldan fazladır Grevli Toplu Sözleşmeli bir yasa mücadelesi veriyor.
Kamuda çalışan tüm emekçilerin sendikalarda örgütlenebilmesini savunuyor, örgütlenme özgürlüğünü kısıtlayan hiçbir düzenlemeyi kabul etmiyoruz. Anayasada oluşturulan Kamu Görevlileri Hakem Heyeti ile grev hakkımız zımnen yasaklanıyor. AKP, Hakem Heyetinin bileşimini kendi çoğunluğunda oluşturarak yıllardır yaptığı gibi kendi çalıp kendi oynamaya çalışıyor.
Oysa çalışma yaşamında gerçek bir demokrasi sağlanabilmesi için toplu sözleşmede uzlaşmazlık olması halinde kamu emekçilerinin kendi geleceklerine kendilerinin karar vermesini sağlayacak bir düzenleme yapılmalıdır
Grev ve Toplu Sözleşme Hakkımızı yasal teminat altına almayan hiçbir düzenlemeyi kabul etmedik, etmeyeceğiz. Bu yüzden 4688 sayılı yasa yeniden düzenlenirken İLO sözleşmelerine uygun bir şekilde uluslar arası sözleşmeler esas alınarak TBMM den geçirilmelidir. Grevsiz Toplu Sözleşme, Toplu Sözleşmesiz Sendika Olmaz! Derken bu sözleşmelerin referans alınmasını ve anayasanın 90.maddesinde geçen hükümlerin dikkate alınmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.