CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Gülen Cemaati ile herhangi bir flörtümüz, birlikteliğimiz, ilişkimiz, bir araya gelme, oturup konuşma söz konusu değil. Ama biz belli bir inanç grubunun bir araya gelip cemaat kurmasına karşı değiliz, siyasete girmemek koşuluyla” dedi.
CNNTürk’te katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Gülen Cemaati ile herhangi bir flörtümüz, birlikteliğimiz, ilişkimiz, bir araya gelme, oturup konuşma söz konusu değil. Ama biz belli bir inanç grubunun bir araya gelip cemaat kurmasına karşı değiliz, siyasete girmemek koşuluyla. Çünkü biz inançların siyasete malzeme olmasını istemeyiz” diye konuştu.
Fezlekelerle ilgili soru üzerine Kılıçdaroğlu, “Milletvekilleri neye göre el kaldırıp indirecekler fezlekelerle ilgili Yüce Divan’a gönderip görmemek için? Hukukun üstünlüğü noktasında bu konuya yaklaşmamız gerekiyor” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Bütün CHP’ye oy veren kitle CHP’den memnun mudur? Hayır. Ben de alanı geziyorum. Kimi diyor ki daha sert konuş, kimi diyor ki hayır konuşma. Ben bugüne kadar hiçbir yurttaşıma neden şu partiye oy verdin diye bir eleştiri getirmedim. Eğer biz siyasi ahlakı egemen kılmazsak bu ülke sorun yaşar. Yolsuzluk ve siyasi ahlak konusu çok temel bir sorundur ve bunun aşılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de medyanın özgür olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Siz Türkiye’de medyanın özgür olduğuna inanıyor musunuz? 630 milyon dolarlık havuz oluşturdular. Bugün miting yaptım. Hangi kanallar verdi? Ama iktidardan biri konuşunca hepsi canlı veriyor” dedi.
“AKP’nin sorunu ben devletim diyor” diyen Kılıçdaroğlu, iktidar kendisini devlet olarak görmeye başladığı andan itibaren sorunlar yaşandığını söyledi.
Burak Can’ın ölümüne de değinen Kılıçdaroğlu, provokasyon olacağını bir gün önceden söylediğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, “Bakın Burak Can nasıl öldürüldü? Önce elektrikler kapatıldı. Sonra silahlar patladı. Sonra ne dediler? Onun katili Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Bunlar elbette devlet eliyle yapılıyor. Gezi eylemleri oldu, barışçıydı. Biz de destek verdik. Ne zaman ki devletin şiddeti gençlerin üzerine çöreklendi biz itiraz ettik.
Bu ülkeyi yöneten kişi çıktı orada benim polisim destan yazdı dedi. Destan kime karşı yazılır. Düşman mıydı bu insanlar? Peki kim öldürdü, söylesin. Sarı çizmeli Mehmet ağa. A örgütü, B örgütü üstlendi diye olaydan kaçacak mısınız? Eğer o sokakta elektrikler karartılıyorsa kim yapıyor bunu? Bu ülkede hükümet yok mu, içişleri bakanı yok mu? Ben provokasyon olacağını bir gün önceden söylemişim. Siz kalkıp katilleri bulacağınız yerde muhalefeti suçluyorsunuz. Pes ya” diye konuştu.
“Diyorlar ki CHP yeniden iktidara gelirse başörtüsü yasağı getirecekler” diyen Kılıçdaroğlu, “Tamamen saçma bir şey. Biz özgürlükler konusunda Batı’da ne varsa bizde de onun olmasını istiyoruz. Tam demokrasi istiyoruz” şeklinde konuştu.
“SARIGÜL İSTANBUL'U TANIYOR”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Sarıgül ile ilgili olarak da Kılıçdaroğlu, “Biz bir kitle partisiyiz. Kim olursa olsun neden bize oy veriyorsunuz diyemeyiz. Birilerini ötekileştirmek istemiyoruz. Biz kamuoyu yoklaması yapıyoruz. Soruyoruz İstanbul’u kiminle kazanabiliriz. Sarıgül çıkıyor. Şişli’de başardı. İnanmasam, İstanbul’un sorunlarını çözemez desem aday göstermem ama çözebilir. İstanbul’u tanıyor” dedi.
Çözüm süreciyle ilgili olarak da Kılıçdaroğlu, “Biz 30 yıldır süren sorunun çözümü için siyaset kurumunun üzerine düşeni yapmasını istiyoruz. Silahla bu sorunun çözülemeyeceği ortada. Parlamentoda her siyasi partiden eşit sayıda milletvekilinin olacağı bir uzlaşma komisyonu kuralım. Ben her siyasi partide bu sorunun akıl yoluyla çözülebileceğine inanan insanlar olduğuna inanıyorum. Yine her siyasi partinin göstereceği akil insanlar olmalı.
Çözüm için eşzamanlı çalışmalılar. Biz parlamentodaki 4 siyasi parti bir araya gelelim dedik. Ama maalesef bu kabul görmedi. Şimdi hükümet bir görüşme yapıyor. Biz ne olduğunu bilmiyoruz. Oslo tutanaklarında gerçeğin bir kısmını görebildik. Sınırlı sayıda insan biliyor. Sürecin böyle gitmesi doğru mu? Hayır değil. Ben devletin doğrudan terör örgütünü muhatap alıp görüşmesini doğru bulmadığımı söyledim. Biz siyasiler olarak bu işin çözümünde hep kaçak güreştik, işi askere havale ettik. Emin olun bu sorun çözülebilir” dedi.