Konuyla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan milletvekili Adil Kurt, "Gaz bombası organiktir" diyen İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e tepki göstererek, "Kullanılan gaz bombaları çok organikse Sayın Bakanın kendi üzerinde kullanmasını tavsiye ederim. Hatta günde birkaç öğün kendi üzerinde kullanmasını tavsiye ederim. Sayın Bakan Türkiye’de yaptığı açıklamalarla, kırdığı potlarla ciddiyetini yitirmiştir.
Kendisi dışında hiç kimsenin inanmadığı bir demeçtir. Gaz bombası vücutla temas ettiği zaman kapsül olarak insanların ölümüne sebebiyet verebiliyor. Birçok örneği biz yaşadık. Geçen yıl bu dönemde biz Çukurca ilçesinde canlı kalkan eylemi esnasında gaz bombası kapsülünün vücuda teması sonucunda bir arkadaşımızın yaşamını yitirmesine tanıklık ettik. Yıldırım Ayhan bu şekilde öldürüldü, gaz bombası vakasıyla. Göğsüne isabet eden gaz bombası kapsülü vücudunun içinde patladı ve ölümüne sebebiyet verdi. İkincisi gaz bombasının kendisi ölüme sebebiyet veriyor. Bunun da birçok örnekleri vardır. En son Türkiye’de bunun örnekleri yaşandı. Ama 18 aylık Mehmet Uytur’un gaz bombasından öldüğü her şekilde tespit edildi. İdris Naim Şahin tamamen ciddiyetten uzak, ne dediğini bilmeyen bir bakan olunca bu tarz komik açıklamalar yapması artık hiç kimsenin garibine gitmiyor" ifadelerini kullandı.
Hakkari'nin gaz bombalarının en yoğun olarak kullanıldığı kentlerden biri olduğunu anlatan Adil Kurt, "Gaz bombaları kullanımında yaralanmalar ve hatta ölümlerle karşılaşabiliyoruz. En son Yüksekova ilçesinde bir inşaat işçisi kafasına gaz bombası isabet etmesi sonucu gözünü yitirmiş durumdadır.
İnsanların gözünü kör eden, vücutlarını parçalayan, ölümüne sebebiyet veren bir savunma materyali nasıl oluyor da organik oluyor? İdris Naim Şahin aracılığıyla organik ölüm argümanına da yavaş yavaş alışmaya başlayacağız gibi görünüyor. Esasında bir savunma argümanı olan gaz bombası Sayın Bakan marifetiyle bu ülkede saldırı argümanı olarak sıkça kullanılıyor. Bu da Türkiye’nin bence sıkça tartışması ve gündemine çıkarılması gereken bir durumdur. Bir bütün olarak insanlar şu anda hak arayışlarını bir şekilde böyle bir saldırı mekanizmasıyla karşı karşıya kalarak sürdürmek durumunda kalıyorlar” açıklamasını yaptı.
