Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, inceleme ve açılışlarda bulunmak üzere geldiği memleketi Ordu’daki gezisinin ikinci gününde Fatsa ilçesindeydi.
Burada yapımı tamamlanan Fatsa Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin açılışına katılan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, yakın tarihe kadar büyük sıkıntılar yaşayan İmam Hatiplerin artık önlerinin açık olduğunu söyledi.
“İmam Hatipler bu milletin geleceğidir”
Kurtulmuş, konuşmasında şunları söyledi: “28 Şubat'ta İmam Hatiplerin kökünü kazımak üzere hareket eden insanlar vardı. 'Hayatıma, siyasi hayatıma mal olsa bile bu okulları kapatacağız' diyen başbakanlar vardı. Allah'a çok şükür onlar tarihin çöplüğüne havale edildiler, İmam Hatipler burada, İmam Hatipliler burada.
Bugün bu okullarda Türkiye’nin geleceğine sahip çıkacak, güzel bir nesil yetişiyor. Vatanına bağlı, milletine bağlı, inançlarına, kültürüne, geleneklerine bağlı, bu toprağın ruh köküne bağlı pırıl pırıl gençler yetişiyor. Sizleri görünce bu milletin geleceğini, Müslüman milletin geleceğini görüyorum. Mazlum Müslüman milletlerin geleceğini görüyorum.”
“Bundan sonra İmam Hatiplerin önü açık”
Kendi öğrencilik döneminden örnek veren Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, şöyle devam etti: “Bizim zamanımızda İmam Hatipli denilince küçük görülür yüzüne bakılmaz, adam yerine koyulmazdı. İmam Hatiplerin göreve sadece cenaze yıkama, camilerde bir takım hizmetler yapmaları gibi sınırlı görülürdü.
Onun için Türkiye’de ne zaman darbe olsa İmam Hatiplerin önü kesilmeye çalışılırdı. Nihat Erim 1971’de darbe olduğu zaman bu okullar sağ görüşlü diye ortaokullarını kapattılar.
Arkasından önce 12 Eylül’de, sonra 28 Şubat’ta önleri kapatıldı. İstediler ki bu okullar ciddi ve güçlü bir şekilde var olmasın. Ama büyük bir mücadele verildi. O mücadele buraya kadar geldi şimdi önünüz açık. Bizden önce İmam Hatipler hiçbir bir yere üniversitelere giremezdi, şimdi her yer size açıktır.”
FETÖ’nün 15 Temmuz’da kalkıştığı darbe girişimine de değinen Kurtulmuş, “Bu örgütün elebaşı sözde din adamı, ne olduğu da ne okuduğu da meçhul bir din adamı, yıllarca devlete girerek kurumlara sızarak Türkiye’de toplumu fesat eden bir faaliyet yürüttü.
