İlçenin Akalın Mahallesi’nde yaşayan ve Abbasi soyundan geldiklerini söyleyen Abdurrahim Sakin, Peygamberimiz Hazreti Muhammed’e ait olan Takke-i Şerif, çorap ve el yazması Kur’an-ı Kerim’i yıllardan bu yana özenle muhafaza ediyor.
Ailenin son kuşağı, evlerinin küçük bir odasında kutsal emanetleri yaptıkları camlı dolabın içinde muhafaza ediyor. Türkiye’nin birçok yerinden Sakin ailesinin evine gelenler, kutsal emanetleri ziyaret edebiliyor.
Abdurrahim Sakin, uzun zamandır kutsal emanetlerin muhafaza edildiğini belirterek, dedelerinin eski dönemlerde bu kutsal emanetleri at sırtında köy köy gezdirerek insanlara gösterdiğini belirtti. Sakin, “Tek isteğim bir an önce bu kutsal emanetlere bir müze yapılmasıdır. Ben yer hibe ederim, yeter ki bu kutsal emanetler hak ettiği yerde dursunlar.
Hazreti Muhammed’in Takke Şerif-i ve çorabını evde muhafaza ediyorum. Hemen hemen 200-300 yıldır aile olarak biz bunları muhafaza ediyoruz. Artık göründüğü gibi yıpranmak üzeredirler. Biz artık bunların korunmasını, ilaçlanmasını istiyoruz.
Bunun için kendim hibe edeceğim yer üzerinde devletimizden bir müze yapılmasını ve resmiyet kazanmasını istiyoruz. Sahiplenmek belgesini istiyoruz. Bunun için de devletimizden herhangi bir maddiyat istemiyorum.
Bazı kanallardan okudum, para karşılığı yapıldığı zannediliyor, kesinlikle kendim ve ailem için maddi bir şey istemiyorum. Sadece bu kutsal emanetlerin korunması ve daha güzel bir şekilde insanlara tanıtılması, insanların sahiplenmesini istiyorum. Gerekirse Yüksekova İhsaniye Camisi’nde sergilensin. İnsanlar bilsin, tanısın değerlerimizi. Bunlar Hazreti Muhammed’in emanetleridir. Tek amacım tüm İslam aleminin bunu bilmesidir.
Dedelerim bunu 200-300 yıl muhafaza ediyordu ve dedem Tayyar Bey bunu at sırtında köy köy gezdiriyordu herkesin bilmesi için. Tek isteğimiz buna özel bir yerin yapılmasıdır. İnşallah kısa zamanda müzeye kavuşur bu kutsal emanetler” dedi. İHA