Başlıyor anlatmaya, “ Yeryüzü sarsılacak, binalar yıkılacak, deniz ve dağlar birleşecek. Tüm canlılar kuru bir yaprak gibi savrulacak, ortalık toz duman olacak” gibi daha da ürpertici cümleler kurarak korku duygusunu yüreğimize yerleştirmeyi başarıyor. Cami çıkışında arkadaşlarla imamın dediklerini tartışıyoruz. Aradan 48 saat geçti ve o anlatılan mahşer Van’da yaşanıyor.
Van’da ikamet eden kardeşim İsmet TAŞ, yaşananları tıpkı imamın anlattığı gibi anlatıyor:“Yaşadığımız acıyı medya detay vermedi. 25 saniye 25 yıl gibiydi. Az önce elini tuttuğum kızım bile elimdem kayboldu. Şehir adeta yıkılıyordu, herşey üstümüze geliyordu. Adresi belli olmayan bir tarafa kaçış vardı. Herkes son duasını ediyordu. İnsanlar kaçarken birbirlerini eziyordu. Feryad, figan, tekbir, gözyaşı, ağıtlar vardı. “
Van depremi ile ilgili çok şey demeye gerek yok çünkü medyadan her saat başı canlı olarak izliyoruz. Bu yaşadığımız ilk acı değil. En son birkaç yıl önce Düzce, Gölcük, Adapazarı depremlerini yaşadık. Bu deprem sadece 300 kişiyi öldürmedi. Binlerce kişiyi öldürdü. Enkaz altında asıl ölmüş insanlığımız, bitmiş kardeşliğimiz çıktı. TV programlarındaki talihsiz söylemler, anlamsız yorumlar yıktı. Gölcük depreminde Hakkari halkının gözyaşlarını resimlemiştim. Dua ve desteklerimizi esirgememiştik. Doğu-Batı, Kürt-Türk ayrımı mahşerde de mi olacak. Bizi deprem sadece yaraladı ama talihsiz sözler öldürdü.
Müfredata “insanlık dersi” konulacakmış çok sevindim. Ayrıca “vicdan kaybı aşısı” da yapılacakmış buna daha da sevindim. Kucaklaşma, dayanışma, birlik ve beraberlik böyle bir günde pekiştirilmelidir. Mahşerin provası bu depremde yapıldı ve yaşandı. Bu fani dünyada misafir olduğumuzu bir kez daha anladık. O zaman neyin peşindeyiz, neden kin ve nefret tohumunu ekmeye devam ediyoruz. Neden insanca sevmesini ve yaşamasını beceremiyoruz. Bu tür durumlara bile ırkçılığı katacak kadar öfkeliyiz.
Van depremi bize müthiş bir insanlık dersi verdi. Depremin etkisi ve konuşulanlar uzun süre gündemde tartışma konusu olacak. Maddi hasarlar ve yaralar kısa sürede sarılır ama derin yara açan laflar, söylemler beynimizden çıkmayacaktır. Bu depremin, bu tarifi imkansız acının dostluğa, kardeşliğe, barışa vesile olmasını diliyoruz. Çünkü deprem sayesinde insanlıktan çıktığımızı net olarak gördük.
Bu arada Van’dan Hakkari’ye göçler başladı. İki gün içinde binlerce Hakkari’li buraya gelerek yakınlarının evlerine yerleştiler. Şu aşamada en çok hastane ve doktora ihtiyacımız bulunmaktadır. Yetkililerden derhal Hakkari Devlet Hastanesine ihtiyaç duyulan branşlarda doktor ihtiyacımızı gidermelerini istiyoruz.