Mersin Halk Sağlığı Müdürü Dr. Aytekin Kemik, meme kanserinin erken tanısı için evde kendi kendine yapılan meme kontrolleri, doktor tarafından yılda bir yapılan meme muayeneleri ve mamografi olmak üzere üç temel yöntem uygulandığını belirterek, önemli açıklamalarda bulundu.
Mersin Halk Sağlığı Müdürü Dr. Aytekin Kemik, meme kanserinin erken tanısı için evde kendi kendine yapılan meme kontrolleri, doktor tarafından yılda bir yapılan meme muayeneleri ve mamografi olmak üzere üç temel yöntem uygulandığını belirterek,
“Bu şekilde takip edilen kadınlarda meme kanserinin çok erken dönemlerde yakalanabildiği ve meme kanserine bağlı ölümlerde yüzde 30 oranında azalma sağlandığı saptanmıştır” dedi.15 Ekim Dünya Meme Sağlığı Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yapan Halk Sağlığı Müdürü Dr. Kemik, kadınları meme sağlıklarına dikkat etmeleri ve meme kanseri konusunda uyardı.
Meme kanserinin kadınlarda görülen kanser türleri arasında ilk sırada yer aldığına, Türkiye’de her 4 kadından birinde meme kanseri görülebildiğine işaret eden Kemik, 2012 verilerine göre meme kanseri sıklığının bir önceki tahminlere göre yüzde 20, meme kanserinden ölümlerin ise yüzde 14 arttığını kaydetti.
Türkiye Kanser Önleme ve Taramaları 2014 Raporu’na göre, 2014 yılında 14 bin yeni meme kanseri vakası görüldüğünü ifade eden Kemik, meme kanserinin ileri yaş hastalığı olduğunu, ancak çok genç yaşlarda da ortaya çıkabildiğini dile getirdi.
KADIN CİNSİYET VE YAŞLANMA EN ÖNEMLİ RİSK
Kadın cinsiyet ve yaşlanmanın meme kanseri için en önemli risk faktörleri olduğunu bildiren Kemik, diğer risk faktörlerini ise şöyle sıraladı:“30 yaşından sonra ilk doğumunu yapanlarda veya hiç doğurmamış olmak, çocuk emzirmemek, ilk adetini erken yaşlarda görme, 55 yaş ve üzerinde menopoza girme, doğum kontrol haplarının uzun süre kullanımı,
menopoz sonrası hormon tedavisi, uzun boylu kadınlar, menopoz öncesi dönemde aşırı zayıf kadınlarla menopozdan sonra idealin üzerinde kilosu olan kadınlar, yağ oranı yüksek gıdalarla beslenme, sigara ve alkol kullanımı, iyi huylu meme hastalıkları,
ailede meme kanseri öyküsü olması.”Meme kanseri oluşumunun çok hızlı bir süreç olmadığının ve tümörün ortalama 5-7 yılda 1 cm büyüklüğe eriştiğinin altını çizen Dr. Kemik, tümörün yayılımının öncelikle lenf kanalları yoluyla koltuk altı lenf bezlerine, daha sonra kan yoluyla karaciğer ve kemik gibi uzak organlara olduğunu anlattı. Kemik, tümörün yayılımını tespit etmek için evreleme yapılıp, tedaviye karar verildiğini kaydetti.
“ERKEN EVRELERDE TEDAVİ ORANLARI ÇOK BAŞARILI”
Meme kanserinde 4 evre olduğu bilgisini veren Kemik, erken evrelerde meme kanserinin tedavi oranın çok başarılı olduğunu vurgulayarak, “Ancak, ileri evrelerde hem yaşam süreleri kısıtlı hem de uygulanan tedaviler hastalar için yaşam kalitesini düşürmektedir. Meme kanseri tedavisi, alanında uzmanlaşmış bir ekip tarafından yapılmalıdır. Meme kanserinin temel tedavisi cerrahidir.
Tercih edilen cerrahi şekli meme dokusunun tamamen çıkarıldığı mastektomi ameliyatıdır. Ancak, erken evre küçük tümörlerde meme koruyucu cerrahi yapılması da uygundur” dedi.Meme kanserinden korunmada, bazı risk faktörlerinin kadınların kendi kontrolünde olduğuna dikkat çeken Kemik, kadınlara önerilerde bulunarak,
”Genel sağlık durumunuzu koruma amaçlı dengeli beslenme, zayıflama veya kilonuzu koruma, sigara içmeme, alkolü sınırlandırma, düzenli egzersiz gibi faaliyetlerde bulunabilirsiniz. Ancak bunlar riskinizi tamamen yok etmez” ifadelerini kullandı.
“AYDA BİR KENDİ MEME MUAYENENİZİ YAPIN”
Erken teşhiste en önemli faktörün, kişinin bu konuda bilinçlendirilmesi olduğunu belirten Dr. Kemik, alınabilecek önlemlerin ilk sırasında kadınların kendi meme muayenelerinin geldiğini kaydetti. Meme kanserinin erken tanısı için önerilen kontrol programlarının uygulamasının çok önemli olduğuna vurgu yapan Kemik, şunları kaydetti: “Erken tanı için üç temel yöntem uygulanabilir.
Bunlar, evde kendi kendine yapılan meme kontrolleri, doktor tarafından yılda bir yapılan meme muayeneleri ve mamografi olarak sayılabilir. Ulusal kanser tarama programı önerilerine göre ülkemizde uygulanan meme kanseri tarama protokolüne göre, 20-40 yaş arası ayda bir kendi kendine meme muayenesi (menopoz öncesi dönemde adetin başlangıcından sonraki 7-10. günlerde), iki yılda bir klinik meme muayenesi.
40-49 yaş arası ayda bir kendi kendine meme muayenesi (menopoz öncesi dönemde adetin başlangıcından sonraki 7-10. günlerde, menopoz sonrası dönemde her ayın aynı gününde), yılda bir klinik meme muayenesi, birinci derece akrabalarında meme kanseri varsa iki yılda bir mamografi çekilmesi.
50-69 yaş arası ayda bir kendi kendine meme muayenesi (menopoz sonrası dönemde her ayın aynı gününde), yılda bir klinik meme muayenesi, iki yılda bir mamografi çekilmesi gerekmektedir. Bu şekilde takip edilen kadınlarda meme kanserinin çok erken dönemlerde yakalanabildiği ve meme kanserine bağlı ölümlerde yüzde 30 oranında azalma sağlandığı saptanmıştır.” basından