Bir süre Abdurranman Keskin'in sahibi olduğu Halkın Sesi Gazetesin'de çalışan ve daha sonra kendi gazetesini kuran Metin Keskin, Abdurrahman Keskin'in hayatı ve yöre halkı ile olan diyaloglarını anlattı.
Abdurrahman Keskin kimdir? İşte onun hayat serüveni: 1947 yılında Hakkari’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Hakkari Cumhuriyet ilköğretim Okulunda, liseyi ise Kütahya Lisesinde tamamladı. 1963 yılında ticaret hayatına atıldı. Ancak kısa bir müddet sonra tercihini halkın sorunlarına adaması yönünde kullanır ve siyasete atılmaya karar verir. Bu maksatla 1969 yılında Hakkari CHP Gençlik Kolları İl Başkanlığı görevine başlar.
Evet artık O halkın sorunlarını çözmek için politika üreten ve kendisini siyaset sahnesinde bulan genç bir siyasetçidir. Hakkari siyaset sahnesinde unutulmaz bir yere sahip olan Keskin, daha siyasete başladığı ilk yıllardan itibaren halkın büyük sevgisini çoktan kazanmıştı bile. O yıllarda.Esnaf ve Sanatkarlar Derneğinin kurucu üyesi olur. Bölgenin sorunlarının görüşülmesi amacıyla düzenlenen çeşitli toplantı ve panellere katılır ve daha çok eleştiren kimliğiyle ön plana çıkar. Eleştiren kimliğine en güzel örnek Hakkari’nin sağlık yönünden içerisinde bulunduğu koşulları eleştirmesiydi.12 Mart 1971 askeri müdahaleden sonra kurulan Nihat Erim hükümetinde sağlık bakanı olan Türkan Akyol’ a şu soruyu yöneltir:
Sayın Bakanım Sizce Sağlık Bakanlığının bu ildeki varlığının anlamı nedir? sadece Sıtma Savaş Kuruluşu ile sağlık hizmetleri yürütülemez. Hakkari sağlık teşkilatınızı kapatmayı düşünüyor musunuz? Valiler,Vali yardımcıları,TSK nın her kademesindeki subay astsubayları, Emniyet mensupları, tayin emirlerini alır almaz ilk ulaşım vasıtasıyla, Hakkari ye ulaşmaya çalıştığı halde Neden personeliniz buraya gelmemek için çare arar ve bulur? Diyerek bakanın atamalara ilgisizliğini ve yetersiz sağlık hizmetlerini vurgulamış olur.
Bakan üzülür, kızarır ve o yılların korkulu atmosferinde Keskin’e : ne biçim konuşuyorsun? Bölücülük mü yapıyorsun? Diyerek tepki gösterir.O yıllar devlet kademelerinde üst düzey yöneticilerinin eleştirilmesinin kolay olmadığı bir dönemdir. Keskin böylelikle eleştirel kimliğinin yanında cesur kişiliğiyle de ön plana çıkar. Hakkari kamuoyunda yankı uyandıran bu tepkiyle Keskin, gazeteciliğe de ilk adımını atmış olur. Artık Keskin dönemin seçkin bürokratları tarafından ciddiye alınan önemli bir şahsiyettir.
1973 yılında CHP nin Hakkari il Başkanlığına seçilir ve kendisini 1975 yılında CHP nin içinde yeşeren muhalefetin içinde bulur.O sıralar gazetecilik kimliğiyle de ön plandadır.Tipo el ayak pedallı iki makine alır ve Halkın Sesi Gazetesi adıyla bir yerel gazete çıkarmaya karar verir.gazetesini çıkaracağı bir matbaa kurar.Gazetesinde makale yazmaya başlar.Gazetenin yazarları arasında Ramazan Çavdar ve aynı zamanda gazetenin yazı işleri müdürü merhum Av.Cumhur Keskin bulunuyordu.Daha sonraları gazetede yayınlanan makalelerden ve haberlerden dolayı peş peşe davalar açıldıysa da, bu davaların tümü beraatle sonuçlanır.
Hakkari Halkın Sesi Gazetesi Ve Matbaası artık Hakkari ye gelen gazetecilerin basın irtibat yeridir.Burası Milliyet Gazetesi Hakkari temsilciliğini de üstlenir.Keskin 1977 yılında yapılan yerel seçimlerde CHP den Hakkari Belediye Başkanlığını kazanır.Bu görevine 1980 askeri darbesine kadar devam eder. Bundan sonra seçimleri kazanamadığı dönemlerde bile artık O her yerde REİS unvanıyla anılmaya başlar.Halkın sevgisini ve gönlünü kazanmış bir liderdir artık. Belediye başka anlığı görevinden sonra bu kez gazeteci Ferhal Boratav ile İngiliz yayın kuruluşu BBC de gazetecilik yapmaya devam eder.
Bu dönemde Irak devrik lideri diktatör Saddam Hüseyin rejiminin, Kuzey Irak’taki Kürtlere yaptığı zülüm ve soykırımıyla ilgili haberleri, Milliyet Gazetesinde yayınlayarak aynı zamanda BBC aracılığıyla dünya kamuoyuna duyurmaya çalışır. Keskin 1994 de yapılan yerel seçimlerle SHP den büyük bir farkla ikinci kez belediye başkanlığını kazanır.1994-1999 yıllarında belediye başkanlığı döneminde, gazeteci kökenli olması nedeniyle çöplükten geçinen çocuklar konusunu ve Hakkari deki açlığı, sefaleti ülke ve dünya gündemine taşıdı.
Belediyenin içinde bulunduğu mali sıkıntıdan dolayı, “belediyenin kapısına kilit vuracağım” şeklindeki açıklamasıyla da ülke kamuoyunun özellikle Başkentin dikkatini Hakkari’ye çekerek basta 9.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel olmak üzere dönemin bakanlarının çoğunu Hakkari’ye getirilmesini ve onların belediye sorunlarıyla ilgilenmelerini sağladı.1977 yılında dönemin Bayındırlık Bakanı Şerafettin Elçi ye : “Okula giden çocuklarımız bizden asfaltın ne olduğunu soruyorlar, artık çocuklarımız asfalt görsün” demesiyle Hakkaride asfalt çalışmaları hizmetlerinin geliştirilmesinde büyük rol oynadı.
Keskin katıldığı ATV ve Kanal D programlarında dönemin Mili Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam ile tartışmalarının nedenine değinirken,”Bakan kendisini sınıfta öğretmen; beni de orta dereceli sınıflarda bir öğrenci zannetti. O kendisini öğretmenlikten kurtaramamıştır” sözleriyle de günlerce kamuoyunda tartışma yaratan belediye başkanı olarak gündemden düşmedi.
1983 yılında Hakkari Esnaf Ve Sanatkarlar birliğinin dönem başkanlığını yaptı.Yazdığı yüzlerce makaleleri arasında Doğu Kalkınmadıkça Batı Rahatlayamaz, Nereden Buldun Bu Serveti, Ankara Hakkari yi Bilmez Ki, ABD nin Çıkarları Nereye Kadar Varsa Oraya Kadar Dosttur , Roboski Hükümetin Utanç Tablosudur ve Hakkari’yi Yönetenler başlıklı makaleleri ulusal medyaya konu oldu.
Hakkari’ nin en büyük belediye iş hanının yapımı, Halk ekmek fabrikası, Şehir geçişi ve orta refüj çalışmaları, Toplu taşımacılık hizmetleri, Ağaçlandırma seferberliği, Küçük sanayi sitesi,Otluca’nın organize sanayi bölgesinin ilan edilmesi ve daha çok sayamadığımız hizmetleri Keski’ in belediye başkanlığı dönemindeki önemli radikal hizmetleridir.
Onun bir anısını kendisinden şu sekilde dinlemiştik: Gazeteciliğin risklilik,duygusallık ,maceracılık,ve mutluluk yönleri vardır.Bu yönler insana ayrı bir yaşam duygusu veriyor.diyen Abdurrahman Keskin 1991 yılının Nisan ayında Saddam Hüseyin zülmünden kaçarak sınırlarımıza yığılan milyonlarca Iraklı Kürt sığınmacılar arasında gazeteci kimliğiyle dolaşırken gerçek gazeteci olmanın gerçeğiyle yüzleştiğini söyledi. Çukurca’nın 49 nolu sınır taşı bölgesinde fotoğraflarını çekmek istediği bir grup Iraklı Kürt kadının, onun boynuna sarılmasını unutamadığını söyledi.
Keskin bu olayı anlatırken, onların fotoğraflarını çekmek istedim fakat onlar; istemiyoruz bize Abdurrahman Keskin i getirin dediler. Nedenini sorduğumda ilginç bir cevapla karşılaştım.Meğer kadınlar benim her gün BBC ye verdiğim haberleri takip ediyorlarmış ve onların sorunularının çözümü için her gün Hakkari’den İngiltere ye gittiğimi düşünüyorlarmış. Onlar bir gün Uzundere mevkiinde mahsur kalmışlardı ve Oradan helikopterle Çukurca’ya nakledilmişlerdi.Onların nakledilme işlemini benim yaptığımı sanmışlardı.
Onları ikna etmek bir hayli güç oldu. İkna olunca boynuma sarıldılar.Bu benim gazetecilik mesleğimin unutulmaz bir anısıdır dedi.Büyük Başkan Abdurrahman Keskin daha öncede olduğu gibi her zaman halkının yanında yer aldı. Ömrünün son yıllarına kadar her zaman barışı haykırdı en son BDP ye geçiş yaparak 2011 seçimlerinde BDP’nin Hakkari’de 3 milletvekili cıkarmasında büyük emeği geçti. Keskin Demokratik Toplum Kongresi Daimi Meclisi üyeliğine seçilmişti. Evli ve 6 çocuk babasıydı.
HAKKARİ SENİ HİÇBİR ZAMAN UNUTMAYACAK MEKANIN CENNET OLSUN
