Dünyaya ilk geldiğinde minnacık bir şeydin. Kucağıma alıp kokladım seni. Bebek kokusu cennet kokusu gibidir. Ana okula seni götürdüğümde henüz 5 yaşındaydın. Birden ilkokul, sonrasında orta ve lise. Dudağının üstünde seyrek kıllar çıktığında yüzünü saran sakallar kendisi gösterdiğinde büyüdüğünü his etmiştim. Sen büyüdükçe ben yaşlandım. Senin boyun uzadıkça benim ömrüm kısaldı. Şimdi kocaman delikanlı oldun da takım elbise giydin.
Anne ve babalar bu dünyaya ağlamak için yaratılmışlar. Doğum yapar, çocuk dünyaya getirir sevinçten ağlar. Okula gönderir yine ağlar. Sünnet ettirir ağlar, üniversiteye gönderir ağlar, asker ocağına uğurlar ağlar, damat ve gelin eder yine ağlar. Gurbete gönderir hep ağlar.
İşte bu ağlama geleneği dün Hakkari Anadolu Lisesinde yine yaşandı. 81 il misali 81 öğrenci mezun oluyor. Okul Müdürü Beybün Gür ve okul idaresi çok harika bir program tertiplemişlerdi. Kızlar defileye çıkacak mankenleri, erkekler damatları andırıyordu. Hepsi birbirinden güzel, yakışıklı ve şıklardı.
Veda ve ayrılık zor bir duygudur. Orada hepsi bir aile, kardeş, dost olmuşlar. Ne demişler; Hapishane, okul ve askerlik arkadaşlığı asla unutulmaz. Birbirlerine sarılıp vedalaştılar, ağlaştılar. 8 Haziran günü onların kaderini belirleyecek üniversite sınavına girecekler.
Sonrasında her biri Anadolu’nun bir yerine okumak üzere dağılacaklar. Evlenip çoluk çocuğa karışacaklar. Ve belki bir gün bir yerde buluşup bu günleri yad edecekler. Okul Müdürü Beybün Gür, ağlıyordu. Gözyaşlarını gizlemek için yapay gülücükler saçıyordu. Ağzından zoraki şu sözler çıktı; “Hepsi benim evletlarım.
Onları çok seviyorum, onlara çok alıştım”… Onların kahrını en çok çeken, teke tek hepsi ile görevi gereği iletişim içinde olan Okul Müdür Yardımcısı Buket Özdemir, cebindeki tüm peçeteleri gözlerinde kullandı. Edebiyat Öğretmeni Nezaket Çırpan, öğrencileri kadar şıktı.
Kürsüde konuşma yaptı ama gözlerinden akan yaşları bir türlü engelleyemedi. İngilizce Öğretmeni Müge Kaçar’ı herkes güler yüzlülüğü ile bilir. Tüm öğrencileriyle tek tek kucaklaşarak vedalaştı. Yüzünü saran hüzün gülümsemesini yok etti. ( I am Sorry) …
Tüm bunlar okul ailesinin profiliydi. Onları desteklemek için gelen aileler ise sevinç kısmını evlerine bırakarak tüm hüznü beraberinde getirmişlerdi. Çocuklar büyümüş kanatlanmışlardı. Gece elbiseleri ve takım elbiselerle damat ve gelinleri andırıyorlardı. Bülent Sertaş’ın “Güldalım” şarkısı devreye girse herkes hüngür hüngür ağlardı.
Bu defa sahneye anne ve babalar girdi. Her kes çocuğuna sarılıp defalarca öptü. Okul Müdürü Beybün Gür, duygusallığa ara vererek deneyimli idareci kimliğiyle talimat verdi ve düğün müzikleri eşliğinde halaylar çekildi. Gece de bir kafede mezuniyet balosu düzenlendi.
Törenlerde hiçbir yetkili yoktu. Sade ve özünde çok başarılı bir oluşumdu. Hakkari Anadolu Lisesi idareci ve öğretmenlerini kutluyorum.
Hayat sınavlardan ibarettir. Tüm çocuklarımızın hayat sınavlarında başarılı olmalarını diliyor, hepsinin şansı ve bahtı açık olsun…