Milletvekili Kurt, aşağıdaki sorularımın Sağlık Bakanı Sayın Recep AKDAĞ tarafından Anayasa’nın 98. ve İçtüzük’ün 99. maddesi gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını istedi.
Kurt,”Türkiye’deki adalet sistemi ve uzun tutukluluk süreleri ile ilgili kamuoyunda uzun zamandır bir tartışma mevcuttur. Ancak bu konu dışında yürütme erkinin sorumluluğunda olan cezaevi ile tevkif evleri ve hasta mahpusların koşulları ile ilgili sıkıntılar her geçen gün mahpuslar için daha da zor süreçlerin yaşanmasına sebebiyet vermektedir. Ağır cezaevi koşullarında ölüme terk edilmiş mahpusların varlığı dışında, bir de hastanelere götürülüp mevcut hastane koğuşlarından dolayı sağlık durumu daha da kötüye giden hasta mahpuslara dikkat çekmek gerekiyor.
Mevcut hastane mahkûm koğuşlarının kötü şartları dışında, hiç olmayan veya tadilat gerekçesiyle kapalı olan hastane koğuşları sebebiyle saatlerce cezaevi aracının içinde tutulan ağır hastaların varlığına işaret etmek gerekir. Hasta mahpusların cezaevi araçlarının içinde tutulması ve doktor muayenesi bekleyen bu hastaların durumunun daha da kötüye gittiği görülmektedir.
Hasta mahkûm koğuşlarının tadilatta olması durumu, Diyarbakır’da karşımıza çıkmaktadır. Diyarbakır’daki devlet hastanelerinde hasta mahkûm koğuşu bulunmamakta, bu koğuşların bulunduğu Üniversite Hastanesi’nin mahkûm koğuşları ise yaklaşık bir yıldır tadilat gerekçesiyle kapalı tutulmaktadır. Bu nedenle, Diyarbakır’daki cezaevlerinden hastanelere götürülen hastalar saatlerce ring araçlarında tutulmaktadır. Yatalak hastalar ve sürekli tedavi gerektiren hastalar bu gerekçeyle başka illere gönderilmektedir. Bu da tedavilerin gecikmesine veya yapılamamasına sebebiyet vermektedir.
Öte yandan, hasta mahkûm koğuşu olan hastanelerin de oldukça ağır şartlar barındırdığı; bu ağır şartların içinde ameliyat ve tedavilerin düzgün yapılamaması gibi fiziki sorunların yanı sıra, özellikle siyasi mahpuslara yönelik hastane çalışanlarının ve askerlerin takındığı tavır ve baskıların olduğu bizzat bu mahpuslar tarafından belirtilmektedir. Yani başka bir deyişle, hasta mahpusların;“hapishane” koşullarının yanı sıra, fiziki ve psikolojik etkileriyle “hastane” şartlarından dolayı da ciddi bir baskıya maruz kaldıkları açıkça görünmektedir.
Bu bağlamda; Kamuoyuna yansıyan ve cezaevi şartlarının düzeltileceğine ilişkin beyanlardan yola çıkarak, hapishanelerdeki hasta mahpuslar ile ilgili düzenlemeler var mıdır? Varsa bunlar nelerdir?
Bakanlığınız, Adalet Bakanlığı ve ilgili müdürlüklere hastane şartlarının zorluğuyla ilgili mahpuslar tarafından gelen talepler ne derece karşılık bulmaktadır?
Hasta mahpusların tedavi olmak için gittiği hastanelerde, sağlık koşullarının koğuşlarda kalmayı zorunlu kıldığı durumlar göz önüne alınırsa hasta koğuşları, hangi illerde ve hangi gerekçelerle mevcut bulunmamakta veya tadilat altındadır? Yaklaşık bir yıldır tadilatta olan Diyarbakır Üniversite Hastane’nin hasta mahkûm koğuşları ne zaman faaliyete geçecek ve hasta mahkûmların mağduriyetleri ne zaman giderilmiş olacaktır? Mevcut koğuşların mahpus hastaların sağlık durumlarını daha da zorlaştırdığı bilinen bir gerçek ise,bu koğuşların fiziki şartlarının ne zaman düzeltilmesi planlanmaktadır? Bu konuyla ilgili Adalet Bakanlığı ile ortak bir çalışma var mıdır?
Fiziki koşullara maruz kalmanın yanı sıra, hastalara yönelik sağlık çalışanlarının ve askerlerin önyargılı ve yakışıksız tutumların varlığından haberdar mısınız? Haberdarsanız, bu tavır ve tutumlarla ilgili ne gibi yaptırımlar uygulanmaktadır?” diye sordu.