23 Kasım 2024
  • İstanbul19°C
  • Ankara11°C

12 EYLÜL YARGISI "GÜNDEMİ DEĞİŞTİRME'Mİ"?

Abdurrahman Keskin

13 Nisan 2012 Cuma 14:29

12 eylül 2010 da TBMM’de yapılan anayasa değişikliği referandumu sonucu 12 eylül 1980 darbesi yargılanacak.  Geçen hafta yargılama başladı. Zamanın darbecilerinden Kenan EVREN Paşa ile Tahsin ŞAHİNKAYA’NIN yargılamasına başlandı. Her ikisi de  80 yaşını geçmiş dava belli ölçüde zaman aşımına uğramıştır. Tabiî ki demokrasiye ara veren darbeler bu ülkeye hiçbir yarar getirmemiştir. Tam tersine insanları birbirleri ile ötekileştirmiş Kürt sorununu bu günkü düzeyde içinden çıkılmaz bir noktaya getirmiştir.

Sayın Can DÜNDAR Ahmet TÜRK’ü ararsın devlet baba yazısından bir alıntı ile devam edelim 12 Eylülcülere; “Ama senin dayak, Güneydoğu’da farklı sonuçlar verdi diyor DÜNDAR ve ekliyor.  Hani Diyarbakır Cezaevi’nin fosseptik havuzunda işkence yaptıkların, Filistin askısında sakat bıraktıkların var ya… Hani seher vakti evlerinden alıp bir dağ başında sorgusuz, yargısız infaz ettiklerin, köyünü yakıp sürgüne gönderdiklerin, Meclis’te tutuklayıp hapsettiklerin, ana dilinde türkü söylemekten men ettiklerin…

Onların çocukları, terk edilmiş köylerinde, kayıplarının boş mezar yerlerinde, Cumartesi annelerinin gösterilerinde, yetik babalarının resimlerinin asılı olduğu evlerde veya sürüldükleri kentlerde o acıları çekerek, bu öyküleri dinleyerek büyüdü. Bu gün dağda silah sıkanlar, şehirde taş atanlar, Meclis’te kafa tutanlar onlar… işte onlardır”

Sayın DÜNDAR’ın dediği işte 12 Eylül’ün getirdikleridir. Şimdi bunlar ve de işkenceyle ölen, sakat kalan, iş ve gücünden olan, köyünden ve evinden olan insanların devlet ile barışık olmasını kim bekleyebilir. 12 eylül darbesi milyonları devletten küstürmüştür. Büyük bir onarıma ihtiyaç var bu gün. Sonuçta aslolan iki generalin yargılanması değildir. Tabiî ki yargılanmaları da gereklidir. Ancak 12 eylül darbecilerinin getirdiği halen yaşamımıza hükmeden anti demokratik uygulamalarla sürdürülen sistemi değiştirmektir.

1- Dünyada başka bir örneği olmayan %10 seçim barajı bu ülkede küçük siyasi parti ve grupları devletten uzaklaştıran demokrasimizin önünde anti demokratik bir engeldir. Demokrasi ile yönetilen toplumlarda %5 veya %3 seçim barajı vardır %10 baraj uygulanan demokratik bir topum yoktur dünyada. Demokratik toplumlarda ideolojilerin, siyasi partilerin, grupların seçim yolu ile ülke yönetimine gelme yolunu tıkadığınız zaman bu marjinal gruplar haklarını başka yollar ve yöntemlerde ararlar.

 Buda terör, anarşi, kargaşa savaş ve kaos getirir. 12 eylül’ü yargılarken 12 eylül’ün getirdiği bu demokrasi engellerini kaldırmak gerekir. Demokrasinin gereği olarak %10 seçim barajını kaldırırsanız o zaman demokrasi tam anlamı ile işler ve de sürdürülür. Aslolan işte budur.

2- 12 EYLÜL 1980’NİN GETİRDİĞİ YÖK   

Dünyanın neresine giderseniz gidiniz gelişmiş toplumlarda üniversiteler vesayet altında olmaz. Etrafımıza bakınız Bulgaristan’da, Yunanistan’da, Azerbaycan’da, İran’da, Irak Kürt Federasyonunda üniversiteler üzerinde vesayet kurumu yoktur. Bilim, eğitim ve öğretim kuruluşları özerk yapıya sahiptirler ve öylede olmalıdırlar.

Esasen ÖZERK olmayan üniversite ve fakülteler zaten bilimsel eğitim yapamazlar. Çünkü bu günkü bizim YÖK’te olduğu gibi bağlı oldukları kuruma göre işlem yaparlar. Üniversite rektörlerinin seçimle gelme sistemini koymuş 12 eylül Anayasası. Ancak iki aşamalı vesayet atama sistemini  de yanı başına öğretim üyelerinin önüne koymuştur.

Üniversitede yapılan rektör seçim sonuçları YÖK’e gider YÖK ilk elemeden sonra her üniversite rektörlüğü için 3 adayı Cumhurbaşkanının makamına sunar. İkinci eleme köşkte başlar sonra atama yapılır. Düşünün rektörlük için seçim sistemi koymuşsunuz 100 oy alan Prf. Eleniyor 10 oy alan Prf. Rektör oluyor. ALLAH aşkına seçim yapıyorsan iki aşamalı eleme ne için veya ne diye.

Atama ile iki aşamalı tercihten geçirip tipini, siyasi düşüncesini, beynini ölçerek atayacaksan seçim yapmak ne diye. YÖK’ü kolluyor ve koruyanlar. YÖK’ün kaldırılacağına dair bütün partilerin seçim öncesi taahhüdü ve sözü vardır bu halka. 

Bilimsel ve özerk üniversiteler vesayetsiz olmalı. 12 eylül’ün getirdiği YÖK derhal kaldırılmalı her üniversite kendi içinde özerk olmalıdır. Gerçi Hakkari halkı bizim üniversite ölü doğdu. Yaşamını bu güne kadar görmek nasip olmadı diyorlar. Çünkü halk üniversiteleri Fakülteleri ile kampüsü ile öğrencileri ile tanır doğrusuda budur. Hakkari üniversitesinin eğitim gören fakülteleri, kampusü, öğrencileri yok ilimizde.

3-12 EYLÜLÜN SEÇİM VE SİYASİ PARTİLER YASALARI   

Tam anlamı ile anti demokratik bir sonuç yaratılmıştır. Şimdi bakınız Hakimiyet kayıtsız ve şartsız milletindir dediği TBMM için vekillerini milli iradeye göre halk seçmiyor. Siyasi partilerin her kademedeki kongrelerinde BLOK liste kullanarak parti içi demokratik seçimler vesayet altında yapılıyor. Siyasi partilerin iç işleyişinde demokrasi yoksa ülkede demokrasiyi nasıl uygulayabilirler. Bakınız genel kongrelerde çarşaf liste yerine BLOK listeler kullanılıyor.

Nedir Blok liste il başkanından genel başkana kadar lidere yakın olanları seçme sistemidir. Yani partinin kendi içinde ilde, il başkanına Genel merkezde Genel başkana yakın olanların yönetime hakim olmasıdır. Sonuç ortada genel seçimlerde parti lideri ve ona yakın olan çekirdek kadro Milletvekili ve belediye başkan adaylarını belirliyor.

Halkada yani milli iradeye de parti liderinin belirlediği listeye noter gibi sandıkta oy verip onaylaması kalıyor. O kadar anti demokratik bir uygulama ki metropollerde 50-30-20 kişinin seçildiği listelerde kimi beğenirseniz beğenin onu tercih etme seçme hakkınız yok. Parti liderinin belirlediği listenin sıralamasına göre vekiller seçiliyor.

Sonrada ne oluyor derseniz TBMM kabul edenler etmeyenler oylamasında beğenip beğenmeme söz konusu olmadan el kaldırıyorsunuz. Milletvekilleri onu seçen aslı oy sahibi seçmenin değil onu listeye koyan lider ve kadrosunun vesayeti ile görev yapıyor. İşte onun için TBMM harfleri yerine TPLM harfleri kullanılıyor bir çok çevrede. Yani Türkiye Parti Liderleri Meclisi anlayışı hakim oluyor.

 SONUÇ  

12 eylül’ü yargılama birkaç kişiye hüküm verme ile olmaz. Hakkari’den sesleniyoruz.  Birer- Siyasi partiler yasasını 12 Eylül vesayetinden kurtarın. Anti demokratik olan % 10 seçim barajını kaldırınız. İkiii- Bilimsel özerklik ve üniversite özerkliği önündeki vesayet kalkanı olan YÖK’ü verdiğiniz vaat ve sözlere uygun olarak kaldırınız. Üniversitelere giriş sınavlarını kaldırınız.

Üççç- TBMM Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir ibaresine uygun olarak Milletvekillerini halkın seçim ve tercihine bırakınız.Halk TPLM demesin. Parti içi lidere yakın lidere uzak ayrımını getiren Blok liste seçim sistemini kaldırınız. Başkentliler 12 Eylül yargılaması onun getirdiği Antidemokratik uygulamaların kalkınması ile tamamlanır. Buyurunuz 12 Eylül’ün getirdikleri demokrasimizin önüne koyduğu engelleri kaldırınız…