ACİLE ACİL TEDBİR

ACİLE ACİL TEDBİR

Tarih : 21 Temmuz 2011

Saat    : 21.15

Yer      : Hakkari Devlet Hastanesi.

Eşi il dışında olan bir bayan komşumuz rahatsızlandı. Baldızım ile birlikte hastaneye götürdük. Yoğun ve gergin bir geceydi sanırım çünkü acil servis acil hastalarla doluydu. Koridorda bir karmaşa, koşuşturmaca, panik vardı.  Acil servisin bitişiğinde “hasta kabul numarası” almak gerekiyor.  Orada sıra yok. Herkes gelişigüzel birikir masaya ve kimliğini vermek suretiyle hasta numarası alır. Bu işlem yapılmadan acilde muayene olamıyorsun. Bu yoğunluğa bazen iletişim yavaşlığı ve kesintisi de eklenince tam bir rezalet ve hastalar arası tartışma yaşanıyor.

Acilde yine sıra adaletsizliği devam ediyor. Kimisi sıra beklemeden içeri dalıyor. Kimisi benim hastam ağır deyip öne geçiyor, kimisi de beklemekten halsiz kalıp baygınlık geçiriyor. Komşumuz ayakta duramayacak kadar acizdi.  Numara almam 1 saati buldu. Sonra çok şükür doktorun bulunduğu odaya geçiverdik. İçerde 3 tane siyah tişört giymiş 2’si bayan kişiler vardı. “Hanginiz doktor acaba, beyaz önlük göremedim de” diye sordum. Masadaki bayan ağzında sakızı, yanında oturan bayan çekirdek çıtlatıyordu. Onları bayan hasta ile baş başa bırakıp dışarı çıktım. Doktor, hasta bayanın sırtını açmış  steteskop ile muayene ederken içeri erkek hasta veya hasta sahipleri dalıveriyor. Çünkü arada kapı yok sadece yıpranmış ve kirlenmiş bir perde var.

Hastane ve acil doktorlar ile ilgili yazdığım yazılardan çok kez hakim karşısına çıktım. Ben onları böyle eleştirirken onlarda “hakarete uğradık” gerekçesiyle dava açtılar. Onlar kendilerini geliştirmedikçe, hastane düzene girmedikçe yazmaya ve hakim karşısına çıkmaya devam edeceğim.

En büyük yoğunluk yaşayan servis acil servistir. Çalışma saati ve sınırı yoktur. Sıra ve muayene ile ilgili bir yenilik ve değişim yapmadığınız sürece tartışmalar, kavgalar ve bu tür olumsuzluklar devam edecektir. Ayrıca gönülsüz ve tercih dışı doktor ataması yaparsanız tişörtli, ağzında sakızlı, çekirdek keyfini süren doktor gelecek ve verimli olamayacaktır.

Sağlık müdürlüğü yetkilileri defalarca yazmamıza rağmen bu ciddi sıkıntıları çözüme kavuşamadıkları için bu yazımı acilen Sağlık Bakanımız Recep AKDAĞ’a ulaştırıyorum. Çünkü “ACİL”e acil tedbir alınamazsa bu aciliyet çok acil hepimizi rahatsız edecektir.