ANADOLU’NUN SESSİZ ÇIĞLIĞI YEREL MEDYA!

RTÜK : Radyo Televizyon Üst Kurulu. Yayın ve yayın kuruluşlarının faaliyetlerini düzenleyen, denetleyen ve gerekirse bu faaliyetlere gerekli yaptırımlar uygulayan güçlü bir kurum…

ALTINDAĞ BELEDİYESİ : Aynı zamanda eski Ankara olarak da bilinen, altın kalpli bir başkana sahip olan, mega projeleri ve sınırsız hizmetleriyle alkışı hak eden güçlü bir kurum…

ANADOLU YAYINCILAR DERNEĞİ: Merkezi Ankara’da olsa da, tüm Anadolu’nun sesi, milli medya, herkesi eşit kucaklayan, hepimize gerekli güçlü bir medya kurumu…

Adı geçen üç güçlü kurum koalisyon yaparak 81 ili Ankara’da topladı. Anadolu Yayıncılar Derneği Genel Başkanı Sinan Burhan, yönetim kurulu üyeleriyle hepimizi kalacağımız otelin kapısında karşıladılar. Böyle mütevazi bir başkan görmedim. Herkese “Kardeşim” diye hitap eder. Güler yüzü ve içtenliği insana sıcak bir hava estiriyor Ankara soğuğuna inat. Üç günlük program için hiçbir zahmet ve ikramdan kaçınılmamış.

Ulucanlar Cezaevi tarihimize kötü bir iz bırakan cehennem diyarı diye tanımlayabileceğimiz bir yer. 1923 yılında askerî depo olarak hizmet vermek üzere inşa edilen bir bina içine kurulan cezaevi, 1925 yılında yapılan tadilatlar ile cezaevi olarak kullanılmaya başlandı.^[2]

68 kuşağının önde gelen isimlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, 6 Mayıs 1972 tarihinde cezaevi avlusundaki kavak ağacının altında idam edildi. 1980 İhtilalinin ilk infazları da 8 Ekim gecesinde, sol görüşlü Necdet Adalı ile sağ görüşlü Mustafa Pehlivanoğlu'nun idam edilmesiyle bu cezaevinde gerçekleşti.^[3] 13 Aralık 1980'de ise Erdal Eren'e verilen idam cezası burada infaz edildi.

Cezaevinde, Cüneyt Arcayürek, Mahmut Alınak, Fakir Baykurt, Hatip Dicle, Orhan Doğan, Bülent Ecevit, Yılmaz Güney, Nâzım Hikmet, Yaşar Kemal, Yavuz Öbekci, Selim Sadak, Sırrı Sakık, Kemal Tahir, Metin Toker, Muhsin Yazıcıoğlu ve Leyla Zana gibi çok sayıda ünlü tutuklu ve mahkûm kaldı.

29 Eylül 1999'da başlatılan Hayata Dönüş Operasyonu sırasında cezaevinde 10 kişi öldü, 100'e yakın kişi de yaralandı.^[1]

Ulucanlar Cezaevi 1 Temmuz 2006'da kapatıldı. Daha sonra restore edilerek müzeye dönüştürüldü.

Çalıştay Ulucanlar Cezaevinde yapılacak denildiğinde doğrusu panikledim. İlk kez çok canlar yakan Ulucanlara gitmek üzere otobüse bindik. Kültür Bakanlığı ve Altındağ Belediyesi’nin çabalarıyla acının izleri örtülmüş müthiş bir kültür müzesine dönüştürülmüştü. Orada programımız farklı bir anlam kazandı. Biz bize yerel medyanın sorun ve sıkıntıları ile geleceği konusunda çok faydalı sohbetler gerçekleştirdik.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri  Ersoy, Ak Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Rıdvan Duran, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Altındağ Belediye Başkanı Asım Balcı, meslek büyüklerimiz Emin Pazarcı ile Şebnem Bursalı da bu çalıştayda bizi yalnız bırakmadılar.

Yerel Medya olarak kendimizi çok yalnız ve sahipsiz zannederdim. Bu çalıştayda öyle olmadığımızı, aksine ne kadar güçlü olduğumuzu fark ettim. Anadolu Yayıncılar Derneği gibi bir çatımız ve birleştiren gücümüz varken her sorunu çözeriz.

Sinan Burhan ve cana yakın yardımcılarına, RTÜK ve Altındağ’ın altın kalpli Belediye Başkanına tüm Türkiye’ye sevgiyle dokundukları için teşekkür ediyorum.