22 Kasım 2024
  • İstanbul17°C
  • Ankara17°C

ANKARA- TÜRKİYE’Yİ TAŞIYAMIYOR

Abdurrahman Keskin

03 Mart 2012 Cumartesi 22:29

Ülkedeki siyasi, resmi, özel kurum ve kuruluşlar ile tüm meslek gurupları yeni Anayasaya kilitlenmiş durumdalar. TBMM’deki Anayasa Komisyonu da her kesimden ve herkesten yeni anayasa için öneri bekliyor ve istiyor. Bu anayasanın çok kolayca oluşacağına büyük sayıda inanmayanlardan biriside benim. Her halükarda yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğuna da inanalar arasındayım.

Ancak bu kilitlenmeyi belli ölçüde esnekleştirmek gerek. Anayasa değişmezse kıyamet kopmaz. Hani insanların bir kısmı yıl başına öyle kilitlenip dururlar ki yeni yılda yani yılbaşından sonra her şeyin değişeceğini beklerler. Biz küçükken günlerce hazırlıklar yapardık yeni yılda yeni beklentiler yaşam biçimi için. Oysa ki yılbaşından sonra yani bir gün sonra hiçbir şeyin değişmeyeceğini de görürdük.

Yani yılbaşı bir yıllık sürenin belli bir kesitidir. Örneğin miladi takvimin başlangıcı yani zaman kesiti 1 OCAK iken Hicri takvimin başlangıcı yani kesiti her yıl değişiyor ve mübarek ramazan ayı o nedenle yılın 12 ayını dolaşıyor. Yılbaşı nasıl bir yaşamın ne bitimi ne de yeniden başlangıcı ise; Yeni anayasada bu ülkeyi ne batırır nede yeniden oluşturur yaşatır.

AB’ye girmezsek ne olur diye bir yazı yazmıştım iki yıl önce okurlarımız anımsarlar.        Türkiye AB’ye girse de olur girmezse de olur. AB bu kadar şatafatlı anlatıldığı kadar değildir demiştik. Ülkenin yönetiminde olan büyüklerimiz de söylemişlerdi. İşte şimdi AB ülkeleri iflas ediyor. Birlikte dağılmak üzeredir.

Şimdi esas meseleye gelelim.

ANAYASAYA kilitlenme olağanüstü bir ihtiyaç değildir. Değişmesi gereken yönleri vardır. Mutlak surette vesayet rejimini yaşatan bir anlayışa sahiptir şimdiki anayasamız.

 Bu parlamentodan pek çıkacağa benzemiyor.

 Ancak bu anayasa değişmesi gerçekleşmese de kıyamet kopmaz.

 Aslolan  mevcut sorunları, sıkıntıları anti demokratik uygulamaları ortadan kaldıracak anlayışı ülke yönetimine hakim kılmaktır.

 Başkent artık ülkeyi taşıyamıyor.

 1930’ların 15 milyonluk nüfusun yönetimi yasaları ile 75 milyonu yönetmeye çalışıyoruz tabi ki bu olmaz. Yetkileri ülkeye yayan demokratlığı her alanda hakim kılan yasa ve anlayışa ihtiyaç vardır.

YENİ ANAYASA NASIL OLMALIDIR

HAKKARİ’DEN BAŞKENTE YENİ ANAYASA İÇİN ÖNERİLERİMİZ.

1-Hiçbir kesimin, Kurumun, gurubun, kişinin vesayetine yer verilmemelidir yeni anayasada.

2- Kutsal Devlet anlayışını reddeden bireyi devlete karşı koruyan bir anlayışta olmalıdır.

3- demokrasinin tüm kuralları ve de kurumları ile eksiksiz işleyen bir sistemin oluşturulmasını temin eden bir anlayışla hazırlanmalıdır yeni anayasa.

4-Yeni anayasada insanlar EŞİT, ÖZGÜR başkasının hukukuna saygılı, insanın temel hak ve özgürlüklerine önem veren özgürce yaşayabilme kurallarına sahip olan bir anlayışa kavuşmalıdır.

5- Bu ülkede yaşayan insanlar arasındaki KÖKEN, DİL, DİN, MEZHEP, BÖLGE farklılıklarını Kültür zenginliği kabul eden bir anlayışın hakim olduğu bir anayasa oluşturulmalıdır.

6-Farlı kökenlerin, farklı dillerin, farklı dinlerin, farklı mezheplerin, birbirini hazmeden bir anlayışın hakim kılındığı bir anayasa yapılmalıdır.

7- Farklılıkların özgürce yaşandığı bir toplum anlayışı yeni anayasaya hakim olmalıdır.

8- Eğitimde, sağlıkta özerk bilim ve teknolojinin hakim olacağı vesayetsiz bir yönetim anlayışı temel alınmalıdır yeni anayasada.

9- Üniversiteleri vesayet altına alan 12 Eylül darbesinin ürünü olan YÖK’ün kaldırıldığı ve özerk üniversitelerin kurulmasını esas alan bir eğitim düzeyi olmalı yeni anayasamızda

10-Sağlıkta Bilimsel buluşlara, modern tıp bilim araştırmalarına özerklik getiren bir sağlık yönetimi esas alınmalıdır yeni anayasamızda.

11- Bölgeler arası geri kalmışlık farklılıklarının kaldırılmasını esas alan bölgesel plan, proje, ve yatırımların özenle yönetime hakim olan yasal düzenlemeler için yeni hükümleri içeren bir anaysa yapılmalıdır.

12-Milli gelir dağılımındaki adaletsiz paylaşmanın son bulması için özel projelerin uygulanacağı yeni bir düzen kuran yeni bir anayasa olmalıdır.

13- Geri kalmış yöre insanın küstüğü yatırımsız bölgelerde özel sektörün teşvik edildiği bir sistem kurulmalıdır.

Yeni Anayasa bugünkü aksak, eksik, haksız, adaletsiz uygulamalara son veren bir yönetim ve anlayışı hakim kılmalıdır. Herkesin mutlu olduğu, yarınından umutlu olduğu, birbirini seven ve sayan bir anlayışın hakim olduğu, barış ve kardeşlik içinde yaşamaya yön veren bir ANAYASAYA KAVUŞMAK dileği ve umudu ile nice asırlara.